🌌7. Bölüm🌌

958 384 157
                                    

"Rasya?"

Tezgahtan inerken Emir'in şaşkınlık dolu cevabı aklımın uçmasına ve dengemi kaybetmeme neden oldu.
Tam yere çakılacağımı düşündüğüm anda belimi kavrayıp beni düşmekten kurtaran ellerin sahibiyle göz göze geldik. Onun gelmesi Aras için iyi olmayacaktı, üzülecekti, gökyüzü bir anda dumana bürünecek belki de hâlâ kuvvetli hisler beslediği kişi darmaduman edecekti yıldızlarını. Geriye sadece sisli bir hava kalacaktı. Aras annesinin yokluğunda başka bir kadına sığınmamak için çok direnmiş ama sevgisine yenik düşüp kendini, kalbini, zihnini armağan etmişti ona. Peki hâlâ seviyor mu onu? Ne hissediyor ona karşı? Beslediği yoğun nefretin arasında hala bir tutam sevgi var mı? Bunu öğrenmek istiyordum. Yeni tanışmamıza rağmen beni Semihten korumaya, uzak tutmaya çalıp da kendisi Rasya'ya hala vurgun muydu bunu bilmek istiyordum. Ama bunu bakışlarından da anlayabilirdim belki. O gece bana anlattığı olayı aklıma getirdiğimde içimde Aras'ı korumam gerektiğini fısıldayan iç sesim ile kendime geldim.

"Bak bak devam et bakmaya aptal kız seni. Git yol , tükür, püskürt sinirini o tren rayına Birçe!"

Dakikalardır kaybolmamak için direndiğim ela gözlerinden ve belimi kavramış olan ellerinden kurtularak duruşumu düzelttim. Önüme düşmüş olan bir tutam saçı kulağımın arkasına attım ve Emir'in yanına gittim. Karşımda esmer orta boylarda güzel bir kız vardı. Bak şimdi yalan olmasın kız taş gibiydi çirkin diyen çarpılır böyle eli ayağı ters döner. Biz kızla kısa bir bakışma yaşarken arkadan Sude'nin sesi geldi

"Emir ben yanlışlıkla kırdım bu el aynasını ama sana yenisini alırım" Emire baktığımda küçük bir gülümseme yer almıştı dudaklarında. Emir bu zamana kadar hep şaka ile karışık konuştuğu için bu ciddiyeti bana garip gelmişti. Sanırım olay fena biçimde ciddiydi. Çınar tek koluyla taşıdığı sandalyeyi mutfağa götürürken Aslı da elindeki boş kutu ile onun peşinden geliyordu. Çınar kapıda öylece duran bize baktıktan sonra kafasını geri çevirdi daha sonra hiddet ve şaşkınlık ile tekrar bize bakar yüksek sesle bir tepki verdi

"Rasya?"

Uzay da merdivenlerden hızla inip kıza baktıktan sonra diğerleri ile aynı tepkiyi vermek için dudaklarını araladığında mutfaktan çıkan Aras konuşmasına müsaade etmeden tek parmağı ile ona susmasını işaret etti ve kendisi konuştu

"Evet Uzay, Rasya. Zerre gururu ,utancı olmayan Rasya!" Aras'ın fazlasıyla sinirli bir o kadar da buruk olduğunu hissediyordum. Haklı duygulardı bunlar zaten. Sude ve Esin de yanımıza geldiğinde Rasya tek kaşını kaldırarak konuşmaya başladı.

"En azından birimizin hayatına devam edebilmesi güzel Aras Özmen. Eskiden benim peşimde gezerken şimdi kendi peşinde gezdiriyorsun. Sana bir şeyler öğretebilmek gurur verici doğrusu.

Kara çiyan şu an bana sürtük demeye çalışıyor yok canım ne çalışması direk sürtük diyordu. Şu an senin üstüne atlayıp saçını başını yolmak var ama o fazla cilalanmış egonu ortadan ikiye bükecek bir hareket daha onur verici olacak. Aras'ın elinden tutarak koluna sarıldım ve tatlı bir ses tonu ile konuşmaya başladım olayın nereye gidebileceğini hiç umursamadan

"Sevgilim hani markete gidecektik benim canım çok çikolata çekti" Ortamdaki herkes göz retinalarına damacana sokmuşum gibi bana bakarken hiç beklemediğim bir şekilde beni kendine döndürüp alnıma bir öpücük konduran Aras'a çevirdim bakışlarımı

"Gidelim sevgilim. Biz yokken şuradaki fazlalıkları temizleyin sizde Uzay".

Sevgilim ay yani Aras elimi bırakmadan beni arabaya kadar götürdü ve kapımı açtı. Ummadığım hareketlerdi bunlar dolayısıyla horon tepen ayıya bakar gibi bakıyordum ona. Sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştıran Aras'a baktığımda gergin bir şekilde arabayı kullanıyordu. Şurada iki adım yürürdük markete, neden arabaya bindik ve neden marketi geçtik? Sevgilim dedim diye beni şey mi sandı yoksa oha!

GÖKYÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin