Şimdi daha önce gitmediğim bir şehire tam olarak şu an ayak basmış bulunmaktayım.
Yollarına , sokaklarına , duvarlarına aşina olamadığım bir yerde.Işıklandırma sistemi etrafımı sarmış, bavularıyla hızla sevdiklerine doğru koşan insanları izliyordum.
Diğer insanların tuhafça bakışlarını daha fazla kaldıramayacağımı düşünerek bende yavaşça bavulumu hareket ettirdim.Evet , havaalanındayım.
Şey merak ettiğiniz konuyu biliyorum.
Burda napıyorum , neden geldim , kimin için?
İnanın ki benimde zihnim tüm bu sorularla kausta.
Bundan bir kaç güne geri dönecek olursak eğer ,
Benim gibi acı çeken bir internet arkadaşımla 5 yıl boyunca kavuşamadığım bir akşama gidebiliriz.Bende tam gecenin yine geç saatlerinde mesafelere küfrediyor olabilirim.Olabilirim değil aslında kesin öyle yapmışımdır.
Ya da havaalanını çekip ;'Bu gece yine buluşamadık be uzay bro.'
diyerek mesaj atmışımdır.
O da kesin ;'O zaman mesafelerin ta ebesini seveyim be göksu' demiştir.
Lakin klasikleşmiş gecelerin kasvetine daha fazla ruhum dayanamadı.
Uzayın kendine gün geçtikçe zarar vererek gözümün önünde erimesini ne bedenim ne de ruhum dayanamadı.O kolayca ağlamazdı ama ağladığı günlerde sadece ve sadece ekranlar ardında sarılmak koyuyordu. Bu cidden koyuyordu.
Bunun nasıl bir duygu olduğunu biliyor musunuz?
Durun anlatayım ,
Saçlarını çekiştirerek bulanık gözlerle öylece ekranı izlemek.
Her gece her saniye havaalanına gidişini ona sıkıca ve en içten sarılmanı bağışlayarak sarılmak ve her akşam bunu yeniden zihninde canlandırmak.
Artık hayallerin bile klişeleşmişken sırf biraz daha hayalini canlı tutabilmek için çizimlerle bu kez yeniden hayal etmeye çalışmak.Ve sonra buna daha fazla dayanamayıp kara kalemi avuçların arasında kırmak.
Sanırım paketlerce kırmıştım.
Ama ben bu kez.
Ne şu sınırlayıcı mesafelerin ne de hiçbir yolun aramıza girmesine izin veremezdim.
Veremezdim.
Çünkü 5 yıldır konuştuğum , acılarımızın arafında buluştuğum internet arkadaşım kendine zarar verme aşamasını çok daha yüksek sınırlarına çıkarmıştı.
Bu tekrar aklıma gelince gözümden düşen bir yaşı yavaşça sildim.Sonra ne mi oldu?
Ona bile haber vermeden.
Annemlere birkaç gün yurta kalacağımı söyleyerek aylardır topladığım paraya kıyıp uçak biletini aldım..
Ve bom.
İstanbuldayım şu an.
Hatta şu an nereye gitmem gerektiğini bile bilmeden bavulumla havaalanında öylece duruyorum.
Ah tabiki beni karşılayacak biri yoktu.
Aslında vardı , olması gerekiyordu.
Ama sizinde bildiğiniz gibi uzayın buraya geldiğimden haberi bile yoktu.
Çünkü bir kaç gün önce odada onu kanlar içinde bulan annesi şoklar içinde uzayı hastaneye götürünce doktor uzayı bir kaç hafta sonra rehabilitasyon merkezine acilen yatırılması gerektiğini söylemiş.
Ve uzayında söylediğine göre annesi zerre itiraz etmeden kabul etmişti.
Uzay bana bunları telde anlatırken içim öylesine parçalanmıştı ki ,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnternet Arkadaşım(Tek Bölümlük)
Short StoryBu bir internet arkadaşlığı hikayesi! Bu göksü ve uzayın acılarının tam 5 yıl sonra buluşarak birleştiği hikaye. Bu hepimizin hikayesi. Hayatın hepimizi arafa katığı bir zamanda kilometrelerce öteden sayıları , yolları , dağları yok sayarak 'acılar...