Bir Başka Masal

167 1 0
                                    

Bir varmış,bir yokmuş.... Bir  saniye!Ben ne diyorum böyle.Kaderim Lady Merfierd'in ellerine atılmadan önce ailemle birlikte kimsenin bilmediği, henüz keşfedilmemiş olan  Donyoglard kasabasında yaşıyorduk.Benim adıma gelirsek ileride fazla duyucaksınız zaten. Ben  Lorde Locassa'yım.Aynı zamanda Donyoglard kasabasının haylaz ama bir o kadar da sevimli kızıyım.Burda olanları size artık anlatmaya başlayabilirim.Gözlerinizi kapatın ve hikayeme kulak verin.Sabahın ilk ışıkları uykumu kaçırcak kadar parlaktı.Zaten pek uyuyamazdım.Bir süredir etrafımdakilerin gizemli bulup benimse çok şirin diye abarttığım çocuk Nicholas'ı düşünüp dururdum.Bu henüz bir platoniklik değildi.Sadece onun hakkında merak ettiğim o kadar çok şey vardı ki...Cama yaklaşıp mermere oturdum.Dizlerimi kıvırıp meraklı gözlerle onu aramaya başladım.Sokaktan geliyordu.Kapşonunu gözlerinin üstüne kadar geçirmiş bir şeyler gizler gibi hızlı adımlarla ilerliyordu.Elinde küçük kan kırmızısı renginde taşa benzer bir şey taşıyordu.Kafasını kaldırmadan bir kaç adım attıktan sonra bakışlarını bana çevirdi.Benim gözlerim zaten onun üstündeydi.Bakışmamız bir iki saniye sürdükten sonra adımlarını sıkılaştırdı.Evinin önüne gelince bana bir kez daha bakış fırlattı daha sonra kapıyı sinirli bir şekilde kapattı.Bende onu dikizlemeyi bu tepkiden sonra bıraktım.Annem odaya gelip beni camın önünde görünce ''Merak etme servis daha gelmedi''diyerek sevimli bir şekilde gülümsedi.Servis kimin umrundaydı ki! Bugün okula gitmek istemiyordum.Doğrusu hiçbir zaman canım okula gitmek istemezdi.Kasabaki küçük bir liseye gidiyordum.Her ne kadar küçük olsada içinde popüler ve acımasız çocukların olduğu her lise gibiydi.Nicholas da benimle aynı liseye gidiyordu.Belki bugün onun için okula bir şans verebilirdim.Kafamda bu tür düşünceler dolaşırken hınzırca arkamdan yaklaşan kardeşim üstüme atladı.Onu yatağımın üstüne atıp bir süre gıdıkladıktan sonra kıkırdayarak kahvaltı yapmak için aşağıya indik.Mutfakta gözlerim babamı arıyordu ama görünüşe göre babam hala gelmemişti.Yeni başladı bir iş yüzünden onu haftalardır göremiyorduk.Bize sesli mesaj bırakmakla yetiniyordu.Sesli mesajlarında hep bana küçük lord diyerek takılırdı.Adımı böyle kısaltması hoşuma gitmiyor değil.Onu arasak da hiçbir zaman ulaşamazdık.O yüzden sabahları onu aramayı aklımdan geçirmezdim.Neyse mısır gevreğimi yesem iyi olacak.Annem her zaman ki gibi yukarı çıkmış kendi kendiyle kavga ediyor,işe gitmek için hazırlanıyordu.Ama bugün sinirleri galiba çok bozulduğu için sesi biraz fazla ve değişik çıkıyordu.Ona bakmak için yukarı çıkmak istiyordum ama bir anda daha önce yaptığı gibi yüzüme kapıyı kapatmasını istemiyordum.Kıyafetlerimi değiştirdim,Nicholas'ı etkiliceğini sandığım için bir kaç kırmızı parlak taşlı takı taktım.Tam bir şımarık kız kostümüne bürünmüştüm.Kasaba da böyle insanlara pek rastlanmazdı.Kimin umrunda onlar gibi sürekli bir dertleri olan insanlar gibi dolaşmak istemiyordum.Kasabayı kasabadaki insanlar esrarengiz ve görünmez yapıyordu.Annemin anlattığına göre kasabayı görünmez yapan şey bu kasabada bulunan yerlilerin(zaten hiçbir zaman yabancılar gelmez)kalplerinde bir parça görünmezlik taşı olmasıymış.Benim de kalbimde de taş olması garibime gidiyor.Bu böbrek taşı gibi değil.Kalpte bir taş var ama bu nefes almanızı engellemiyor.Her neyse bu kasaba normal değil diye bir kez daha hatırlatmak isterim.Lanet! Servis geldi.Evde bir kaç dakika daha geçirmek için neler vermezdim ki!Çünkü okul servisinin en az okul kadar kötü olduğunu biliyorum.Al işte başlıyoruz..Kapıdan daha yeni girmeme rağmen o kadar uğraştığım saçıma Jared'in tükürdüğü sakız yapıştı.Yol boyunca o sakızı temizlemeye çalışmam beni kedilerin tüylerini yalayarak temizlemesi durumuna düşürdü.Okula geldiğimde servisten hızlıca inip kısık gözlerle Nicholas'ı aramaya başladım.Bu güneş yüzünden gözlerim beni ağlayan biri gibi gösteriyordu.Sonunda Nicholas'ı görebildim.Bir ağacın kenarına çökmüş etrafını gözlemliyordu.Bir cesaret gösterip yanına yaklaşıp ona ''Merhaba''dedim.Bana bir süre bakıp gözlerini  yere çevirdi.Ondan orda sersem gibi durmuş selam vermesini bekliyordum.Ya da ne bilimm bugün ne kadar güzel gözüktüğümü falan söylemesini.Sonuçta onun için bu kadar süslenmiştim.Kalın dudaklarıyla bir şeyler mırıldandı.''Efendim''dedim bir kaşımı havaya kaldırarak.Bu sefer söylediği şeyi mırıldanmadan  ''uzaklaş benden''diye bana bağırdı.Herkes bakışların benim üstüme dikmiş aralarında fısıldaşıyorlardı.Ne yani ben şimdi ona ne yapmıştımki.Asabi bir şekilde ''Peki''diyerek bende ona bağırdım.Aramızda bir şeyler olabilceğini sanmam ne kadar safçaydı.O gizemli ve yakışıklıydı.Bense okulda herkesten gizlenmeye çalışan,yılda bir cesaret gösterip ondada terslenen saf bir kızdım.Bu kadar basit!O gün okulda herkes bana baktı.Koridorlar sanki hiç bitmeyecek bir yol gibi uzuyordu.Nicholas beni koridorun sonunda bekliyor gibi bir haldeydi.Koridorda bizden başka kimse yoktu.Çünkü ders zili çalalı zaman geçmiş,dalgınlığım ve saçma düşüncelerim yüzünden derse geç kalmıştım.Nicholas'ı görünce yolumu değiştirmeye karar verdim.Arkamdan bekle diye bağırdı.Bu çocuk bana bağırmaktan ne anlıyordu ki.Evde ayna karşısında kendime bağırıp belki onunla empati kurabilirm.Ya da annem gibi yapabilirm.Kocaman adımlar atarak ondan uzaklaşmak istiyordum ama çirkin görünmekte istemiyordum.Yani dinozor gibi falan.Bir an sesinin etkisinde kalıp duraksadım.Bana yetişmişti daha bu işin kaçarı yoktu.Ona göz teması kurmaksızın bakmak istiyordum.Ne kadar çabalasamda olmuyordu.Benden özür dileyeceğini sonra da çıkma teklifi ediceğini düşünüp boş boş ona bakıyordum.Sonra elimi tuttuğu gibi ''Seni lanetliyorum,görünmezliğini alıyorum kalbini söküp atıyorum''diyerek gözlerimin içine bakıyordu.Başım önüyordu.Ellerimi oracıkta bırakıp uzaklaştı.Bayılmıştım.Uyandığımda kendimi okulun revirinde buldum.Annemi de çağırmış olmaları ve onun gelmesi çok garipti.Annem ortaokul mezuniyetime bile gelmemişti.Küçük bir bayılmaya neden gelmiştiki! Nicholası'ı düşünmeden edemiyordum.Neden bana öyle saçma kelimeler söylemişti.Tamam elimi tutması hoşuma gitti ama kelimeleri beni hala korkutuyor .Annem benim için okuldan bir günlüğüne izin alacağını söyleyip odada benİ revirdeki hemşireyle baş başa bıraktı.Hemşire de pek sohbet eden bir tip değildi.Ondan izin alıp annemi bulmak için çıktım.Annemin yerini bulmak kolaydı ama benim asıl aradığım kişi Nicholas'tı.Onu hala görememem çok garipti.Çünkü biz hep birbirimizde denk gelirdik.Bu denk gelmeler pek aşk filmlerindeki gibi olmayıp korku filmlerini andırıyodu benim için.Annem izin alıp yanıma geldi.Arabaya binip eve doğru giderken beni soru topuna tutmaasını bekliyordumki onun yerine bana sadece'' eve gidince dinlensen iyi olur'' dedi.Lanetimi annemin üstüne salmak istiyordum tabi öyle bir şey varsa.Ne zamandır benimle ilgilenmiyordu.Kesin bir zaman söylemek gerekirse babam çalışma dolayısıyla gittiğinden beri garip davranıyordu.Evde kendiyle kavga etmeler,babamın sesli mesajlarında cevap vermemeler ve bize karşı olan soğuk davranışlar.Belkide eskidende böyleydi ama ben farkedememiştim.Annem beni eve bıraktı ve kendide odasından bir kaç malzeme almak için yukarı çıktı.Çıkmasıyla kendiyle olan tartışmasına geri döndü ama bu sefer ara sırada kahkaha atıyordu.Ona neler olduğunu görmek için bende yukarım çıktım.Kapının arasındaki açıklıktan odayı görmeye çalışıyordum.Ne!Nicholas'ın burda ne işi vardı? Neden annemin önünde ona tapar gibi eğilmişti?Birde sürekli ona istediğiniz gibi,emrettiğiniz gibi demesi yok mu?İçeriye girip onlara suç üstü yapmak istiyordum.Ya sonra ne olacaktı?Konuştuklarını dinlemeye devam etmeliydim.Annem sürekli ona bağırıyordu, hatta onun bir ara eliyle yüzünü okşadığına tanık oldum.Bu gerçekten iğrençti!Benim şirin bulduğum çocuğa annem asılıyordu.Ne garip bir dünya.Bir süre annemin bağırışları kafamı şişirdi ama buna değecek çok önemli bir şey öğrendim.Annem beni lanetlemek istemişti ve bunu Nicholas'a yaptırmıştı.Ne tür bir lanet olduğunu konuşmalarından anlamadım ama burdan gitmem lazımdı.Çünkü konuştukları arasında diğer bir önemli şeyse yarın başıma hiç iyi bir şey gelmiycek olmasıydı.Odama döndüm ve hızlıca okul çantama bir kaç giysi ,okuldan artıp biriktirdiğim harçlıklarımı koydum.Şimdi sadece annemin evden çıkmasını bekliyordum ve sonunda bu da gerçekleşti.O, evden çıkar çıkmaz mutfağa indim ve yiyecek bir kaç paket kuru gıda ve bir şişe su aldım.Tam o anda kardeşim aklıma geldi.Ya o ne olacaktı?Onu geride bırakmak istemiyordum ama onu yanımda da götüremezdim.Kardeşimin odasına çıktım.Uyuyordu.Alnına bir küçük öpücük kondurarak ona veda ettim.Kapıdan çıktıktan sonra artık başıma geleceklerin hepsinden habersizdim.Benim için kurtuluş asıl şimdi başlıyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 07, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Başka MasalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin