Hayat ne garip değil mi? Bir yandan yaşamayı delicesine isterken diğer yandan kendi kendimize 'ölsem de kurtulsam' diyoruz. Yine o günlerden biriydi. Sanki hayat bana bir bisküvi vermiş ve buna karşılık olarak bana tekme atmış üstüne üstlük bisküviyi elimden almıştı. Bunların düşüncesinin beni daha da deli edeceğini düşünerek yatağımdan zorla da olsa kalktım. Dayak yemiş gibiydim yahu! Dolabımın boydan olan aynasına baktım. Dün gece makyajımı silmediğim için göz altlarım simsiyah olmuştu. Yareppisi(!) aklıma gelen başıma gelmemiştir İnşallah dedim ve yavaşça arkama döndüm. Oh my Allah yani! makyajım çarşaflara ve yastığa bulaşmıştı! Annem bu sefer beni kesinlikle öldürecekti. Ben çarşaflarla cebelleşirken kapının açılma sesi geldi ve karşımda annemin güzel siluleti belirdi. Ben niye bu kadına çekmemişim diye düşünürken annemin nokta atışı sayesinde düşüncelerimden sıyrıldım. Annemin sinirli sesi ev halkını uyandıracak biçimde çıkıyordu. "Bu eve geç geldiğin içindi" dedi. İkinci terliği almaya yeltenirken benim aklımdan türlü kaçış planları geçiyordu. İkinci attığı terlik göğüsüme gelince bir an durup 'askeriği keskin nişancı olarak mı yaptın be kadın? ' diyesim geldi. Sonra "bu da çarşafları bokladığın için" dedi. Hayatımdaki en büyük atraksiyonları galiba annemle yaşıyordum.(Teşekkür ederim Mommy :D). Neyse, ne kadar pis bir insan olduğumu belli etmeliyim ki elimi yüzümü falan yıkamadan mutfağa geçtim. Abimin dana suratı benim hayattan bezmiş suratımı görünce sanki canlandı veya ben öyle hissettim. "Dı wolking diidden fırlamış gibisin" dediğinde zombi taklidi yaparak o tarafa doğru yürümeye başladım. Taklit yapayım derken gözlerimi devirdiğim için abim ayağıma çelme taktı. Ben de sendeleyerek annemin ayaklarına kapandım. Annem ise bir kral edasıyla beni ittiriyordu. Hazır annemin ayağına kapanmışken bugün için annemden izin alayım diye sinsi tilkiler geçti aklımdan. Anneme yavru köpek gibi baktığımdan kadın anlamış olmalıydı benim dediğimi. Ammavelakin odada gaddar abim var diye sessizce kafasını olumsuz anlamda salladı. Bunu gören sinsirella Nur durur mu? Durmaz tabii başladım çemkirmeye. Ben bu ailenin reislik sistemini anlamıyordum yahu, babamdan izin alınca abime sormaya ne gerek vardı? Sinirle mutfaktan çıktım. Bana en iyi gelen şeylerden biri çikolata ve diğeri en best kankam Ceren'di. Mükemmel telefonumu aramaya odaya çıktım. Ekranı çatlak olsa bile işimi görüyordu kerata. Şifresini tuşlayıp kankacığımı aradım. 5. kere çaldıktan sonra açtı kutup ayısı. "Alo, ne zaman kalkmayı düşünüyordun bayan küçük ayı?" dedim. Sinirle "Oof kızım sabah sabah karga bokunu yemeden dur dur hatta karga daha sıçmadan niye aradın lan beni?" dedi. Canım kankamın karga bokunu yemeden dediği saat 11'e beş vardı. Bi ben uyuyamıyorum bu evde şu saate kadar be! Neyse "Bugün napıııyoruuuz? " dedim. Bizim aile orta gelirli iken Ceren'ler zengindi. Dolayısıyla ben de ondan geçiniyordum. (Eğer 17 yaşındaysanız ve zengin bir kankanız varsa hayat gerçekten güzel dostum.) Telefondan gelen sesle irkildim: "Nuuuur" diye böğürdü ayı. "Ne var lan" dedim. "Diyorum kiiiğğ, çikolatalar benden çekirdek senden parka gider yeriz. Sıkıldığımı zaman da parkta çocuk döveriz" dedi. İşte benim kızım! Ne diyeceğim tabiki kabul ettim. Mükkemmmel fikir arkadaşlar mükkkemmel, anlatmaya gerek yok okuyorsunuz :D