Cenk gitti gideli Kardelen kendini oyalayacak türlü aktiviteler yapıyordu. Ona olanları düşündürmeyecek, zihnini ve bedenini tamamen meşkul edecek şeyler. Bir süre işe yarıyordu, ama bir zaman sonra onlarda yetmedi. Sevdiği iki insanın yokluğu dayanılmaz olmaya başlıyordu. Bu sefer soluğu Dündar dedenin yanında alıyordu. Ona derdini açmasada yaşlı adam anlıyordu. Onu kahreden her neyse bakışlarına yansımıştı. Genç kız yavaş yavaş dökülmeye başlıyordu. Yaptığı bir işin ortasında durup dururken gözyaşları içinde kalabiliyordu. Şimdi ki gibi. Kardelen ellerinden düşen kır çiçeklerini yerden kaldırmak yerine dizlerinin üzerine çökmüş gözleri dolu dolu onlara bakıyordu. Dündar dede onları toplayıp ona uzattı:
- İçinden ağlamak geliyorsa kendini durdurma.
- Neden böyle oldu dede? Sevdiğim iki insanda aynı anda uzaklaştı benden.Yaşlı adam yanına çöktü:
- Bazen gitmek gerekir. Vazgeçtiğinden değil, karşındakini zorlamamak için. Ayrı kalmak bazılarımız için seçim değil mecburiyettir. Cenki anlamalısın.
- Sana ne anlattı?
- Hiçbir şey. Gözlerindeki suçlu ifade yaptığı şeyin ağırlığı altında ezildiğini düşündürdü bana. Kendini cezalandırmak için uzaklaşıyormuş gibi geldi.
- Ondan bahsetmek istemiyorum dede.
- Tamam. Diğer oğlandan bahsedelim. Adı neydi?
- Onur.
- Onur. Arıyor mu seni?
- Evet.Sık sık telefonda konuşuyoruz.
- Eğitimi nasıl gidiyor?
- İyi. Tüm sınavlarını başarıyla vermiş.
- Ya senin derslerin?Kardelen cevap vermeyince:
- Kötü mü?
- Ben hiç parlak bir öğrenci olmadım.
- Çaba göstermediğindendir.
- Dede...
- Tamam birşey demedim. Ömür boyu anne babanın eline bakmak istiyorsan...
- Annem değil o benim!Yaşlı adama sesini yükseltmişti. Dündar dede yerden kalktı:
- Affedersin kızım. Yanlış dedim, yaşıma ver.Genç kız kalkıp gözleri dolarak ona sarıldı:
- Özür dilerim. İstemeden bağırdım.
- Ziyanı yok...Kardelen elini alıp öptü:
- Bana kırılmadığını şöyle!
- Kırılmadım deli kız.Kardelen ona sarıldı:
- Senden başka kimsem yok.
- Öyle deme. Asıl sen olmasan ben ne yaparım. Sen benim tek dayanağım oldun.
- Yalan. Karın, çocukların.... belki torunların...
- Kimsem yok.
- Nasıl yok? Bir yakının akraban?
- Sen bana hayat hikayeni anlatırsan... bende anlatırım.
- Benim hikayem çok uzun dede.
- Olsun, sabaha kadar sürse de dinlerim.
- Anlatabilir miyim bilmiyorum.
- Hele bir başla... bakarız.
- Anlatırken kendimi kaybedebilirim.
- Yanındayım, seni kendine getiririm.
- Peki.Derin bir nefes alıp mutlu çocukluğundan ablası Sedefin hayatlarına girip babasını ayartıp annesinin ölümüne neden olmasına kadar anlattı. Geçirdiği travmalardan konuşurken sanki başka birinden bahsediyordu, sesi kendine yabancı geliyordu. Hatırladığı bir anıyla gülümsedi:
- Yattığım kliniklerden birinde bir çocuk vardı. Birlikte top oynadığımızı hiç unutmam. Futboldan anlamıyorum diye beni kaleye koyar şut atardı. Bir süre sonra topa alıştım tabi. Bu sefer o beni tutamadı. Aradan sıyrılıp peşpeşe gol atardım. Yüzündeki hayret görülmeye değerdi. Benimle gurur da duyardı, çünkü böyle iyi olmam onun eseriydi. O kadar iyi oynardım ki bana şakayla "Topdelen" derdi. Ne ironidir ki topumuz birgün gerçekten delindi. O günün ertesinde hastaneden taburcu edildim. Babam ve ablam beni almaya geldi. Millet ailesine kavuştuğuna sevinir bense klinikten çıkmamak için ayak direttim. Üstelik Ali ortada yoktu, ona bir veda bile edemiyordum. Yalvar yakar eve gittik. Günlerce ağladım. Sonunda babamı onu ziyaret etmek için ikna ettim. Onu yeniden göreceğim için nasıl seviniyordum.Genç kız yutkundu, gözyaşları akıyordu:
- O gün Alinin öldüğünü öğrendim. Babamların beni almaya geldikleri o gün... bir top aldırmış. Gideceğimi duyduğu anda bana yetişmek için topla birlikte sokağa fırlamış. O telaşla topu elinden düşürmüş ve almak için koştuğunda... araba çarpmış. Ben bunu günler sonra öğrendim. Delirdiğimi tahmin edersin. Her kaybedişimde biraz daha düştüm. Yine sar baştan.... Acılar zamanla insanı güçlü yapıyor. Kendi kendini tedavi eder hale geliyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam kırıkları - Kardelen
RomanceKardelen: İncinmekten korkarak kendini gizleyen narın çiçek. Ama karların ortasında açacak kadar cesaretli. Ya da güneşe yüzünü dönmek için acele eden, verdiği sözleri tutamayan hercai bir çiçek. Sen karar ver ne olduğuna... (2016)