Yoongi'den;
Eun Hee'ye olan sinirim artıyordu.
Bana bir şeyleri sürekli ama sürekli geçiştirerek anlatıyordu, bu en sevmediğim şeylerin, başında geliyordu.
Ona ters davranmak konusunda haklı olduğumu düşünüyordum. Eğer ben ona bunu yapsaydım o da bana aynısını yapardı. Onu iyi tanıyordum.
Yapacağından emindim kısacası.
Onun hasta olma ihtimali içimi kemiriyordu. O kadar çok endişeleniyordum ki, bu durum aklıma her geldiğinde gözlerim doluyordu, ve sonunda şiddetli bir şekilde ağlıyordum.
Tüm olanlar, canımı yakıyordu. Fazlasıyla.
Onunla her şey vardım. Mutluluğa, mutsuzluğa ama bu durum beni gerçekten çok üzüyordu. Ona bir şey olursa ben de bir şey olmuş demek olurdu.
Çünkü:
"Yoongi Eun Hee, Eun Hee ise Yoongi'ydi."
Bizim aşkımız, böyleydi.
Ve birbirine bu kadar bağlı olan iki insan, bence onları bir hastalığın koparmasına izin vermemeliydi.
Sadece hastalık değil bizi hiçbir şey koparamazdı aslında.
-
Eun Hee bahçede kendi kendine dolaşırken, ona baktım. Burayı sevmediğini biliyordum. Aklı dağ evinde kalmıştı. Ama hastalığı yüzünden burada kalmak zorundaydık hastaneye en yakın olan, bölgede. Çünkü ona bir şey olursa yaşayamazdım.
Sıkıldığı yüzünden okunuyordu, ama yüzü o kadar güzeldi ki.
Yanına gitmek istiyordum, ama ona gerçekten kızgındım.
Gerçekten, ama gerçekten.
Ve bu durumda, yanına gidemezdim.
Ama şimdi ne çok isterdim; Ona sıkıca sarılmayı, ellerini tutmayı, onu öpmeyi. Çok isterdim. Kendi kendime, "sakin ol Yoongi" diye mırıldandım.
Bu halime gülüyordum, içimden.
-
Eun Hee'den
Bıkkınlıkla oturduğum sandalyeden kalkıp, saçma bir şekilde yürümeye başlamıştım. Canım çok sıkılıyordu.
Normalde şu an Amerika'daydık, ama lanet olsun ki bir sürü şey girmişti araya.
Canım buna da sıkılmıştı, ve Yoongi sürekli olarak hastaneye gideceğimizi söylüyordu. Bu da, ayrı canımı sıkıyordu.
Her şey üst üste gelmişti, yine.Umarım bir gün o kadar mutlu olurduk ki, bugünleri hatırlayıp gülerdik...
-
Ertesi gün hastaneye gittiğimizde, Yoongi yine endişeli bakışlar atıyordu. Onun bu hallerinden ciddi anlamda sıkılmıştım. Sürekli aynı şeyi yapıyordu. Bana küs olmasa, ona olan sinirimi onu delicesine öperek çıkarabilirdim. Ama maalesef ki bunu yapmam da mümkün değildi.Doktor, beni kontrole aldığında Yoongi dışarı çıkmıştı. Normalde, bunu yapmasına gerek yoktu ama sanırım doktorun diyeceklerinden çıkmıştı. Haklıydı.
Ben olsam ben de duymak istemezdim.
Doktor kontrol altında kalmam gerektiği hakkında bir şeyler gevelemişti ve onu dinlerken fazlasıyla sıkılmıştım.
Doktoru tamam diyerek geçiştirerek odasından çıktım derin bir nefes aldım.
Ne berbat bir durumun içindeydim?
-
Yoongi ile beraber eve döndüğümüzde, yüzü bir karıştıArtık bu durum gereğinden fazlasıyla, canımı sıkmaya başlamıştı.
Derin bir nefes aldım. Artık, konuşmanın zamanı gelmişti.
"Yoongi?" Dediğimde kafasını bana çevirme tenezzülünde bile bulunmamıştı.
Sinirle tekrarladım;
"Yoongi!"
"Ne var!"
"Artık Bu hallerin fazla can sıkıcı olmaya başladı!"
"Peki ya senin Eun Hee? Sen? Benden her şeyi saklayıp, gizliyorsun. En önemli olan şeyi bile hastalığını. Hani söz vermiştik birbirimize, her şeyi anlatacaktık birbirimize? Hani birbirimizden, başka kimsemiz yoktu? Bunlar yalan mıydı?"
Bir an duraksadım. Haklıydı, doğru söylüyordu ama beni de anlaması gerekmez miydi?
"Sana hak veriyorum Yoongi. Senden tek istediğim benide biraz anlaman."
"Kendini benim yerime koy Eun Hee, senden hastalığımı saklıyorum hemde bu hastalık kanser, ö-ölümcül."
Son cümlesini tamamlayamadan, gözleri dolmuştu sesinin titremesinden anlamıştım bunu.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda, göz yaşlarını önemsemeden o da bana baktı. Bir süre sonra benimde, gözlerim dolmuştu.
Aklıma Amerika'da yaşadığımız an gelmişti, Yoongi'nin intihar girişiminde bulunduğu yer.
Bu ne kadar iç açıcı bir anı olmasa da, aklıma gelmişti işte.
Hala birbirimize bakıyorduk, o da düşünceliydi, bunu görebiliyordum gözlerinden okunuyordu.
İkimizin de birbirimize ihtiyacı olduğunuda biliyordum.
~
"Kendimi Yoongi'ye ait, hissetmek istiyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfiction-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"