45

1.1K 84 5
                                    

Yoongi'den
Eun Hee ile gözlerimiz bir saniye bile ayrılmamıştı, birbirlerinden.
İkimizinde aklını okuyabiliyordum. Aynı şeyi düşünüyorduk.
Hızlıca oturduğum koltuktan kalktım ve yanına ilerledim. Bunların hepsi yaklaşık 1 saniyede gerçekleşmişti, her şey çok hızlıydı.
O hala koltukta otururken, benimle göz temasını kesmemişti.
Bu ister istemez hoşuma gitmişti.
Bense o an her şeyi boş vererek, onu hızlıca kucağıma çektim.
Kendim de koltuğa, yerleştikten sonra
Eun Hee'nin bacaklarını, belime doladım.
Daha önce böyle bir pozisyonda, bulunmamıştık.
Eun Hee'ye yavaşça yaklaşarak, dudaklarımızı birbirine yakınlaştırdım.
İkimizden biri ufacık bir hareket yapsa dudaklarımız kavuşacaktı.
İkimizde, öylece duruyorduk.
Eun Hee ani bir hareketiyle, dudaklarını benimkilere yasladı.
Dudaklarımız kavuşurken, gözlerimizi kapattık. Eun Hee'nin heyecanlı, olduğunu duyabildiğim kalp atışlarından anlıyordum.
Bense gayet normal hissediyordum.
Ağzından küçük bir hıçkırık çıktı, bunun heyecandan olduğunu bildiğimden, kahkaha atmamak için zorlanmıştım, ama ciddi olmam gerekiyordu ciddi ol Yoongi.

Dudağına uzun bir öpücük bıraktım ve bulunduğumuz konumdan aynı şekilde, ayağa kalktım.
Onun bacakları benim belime dolalı, kucağımdaydı. Bense ayakta bedenini sıkıca kavramıştım.

-
Eun Hee'yi yatağa bıraktım.
"Sakin ol."
"T-tamam." Dediğinde Eun Hee'yi sertçe öpmeye başladım.
Dudaklarından çenesine indiğimde ellerim belini okşuyordu.
Eun Hee'nin altında kısa bir şort ve üzerinde ayıcıklı bir kazak vardı.
Çok ama çok tatlı gözüküyordu.
-

Ellerimi Eun Hee'nin belinden, kazağına çıkardım. Heyecandan konuşamıyordu.
Derin nefesleri, kulağıma doluşuyordu. Her iki eline de, öpücükler kondurdum.
Bu kadar yakın olmak bile Eun Hee'ye fazla gelmişti kalp atışları duyuluyordu resmen.

Yavaşça dudaklarımı onunkiler den, çektim ve onu yavaşça yatağın kenarına ittim. Hemen yatağa sokuldu ve beni izlemeye başladı.
Üzerimdeki tişörtü bir kenara fırlatıp yanına uzandım.
Üst tarafım çıplak kaldığında, Eun Hee kızarmıştı.
Kafasını göğsüme yasladım ve güzel bir uyku çekme umudu ile gözlerimi yumdum.

-
Eun Hee'den
Saate baktığımda 3:30 yazısını görmemle ayaklandım. Canım çok, fazla yanıyordu.
Sebebini bilmiyordum, tek bildiğim çok fazla ağrım olmasıydı.
Yavaş adımlarla tuvalete gitmeye çalışırken, belimde ki sancı beni gerçekten zorluyordu.

Tek çareyi Yoongi'de bulmuştum. Yanına yavaşça gittiğimde, hala uyuyordu.
"Yoongi." Diyip kolunu dürttüm.
Min Yoongi'den uyanmasını bekliyordum.
"Yoongi." Dediğimde sesimi bu sefer daha çok yükselttim. Ve hemen uyanıp bana baktı.
"Eun Hee?"
"Yürüyemiyorum." Dediğimde hemen ayaklandı ve beni kucağına aldı.
Kucağında tuvalete girdiğimizde, ben hala kucağındayken küvetin musluğunu açtı suyun sıcaklık derecesini kontrol ederken ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordum.
Küveti bir süre sonra doldurmuştu.
"Ne yapıyorsun?" Diye sorduğumda, gözlerini bir saniye olsun bana çevirmemişti.
-
Beni, yavaşça büyük küvete bıraktığında sıcak su bedenimle temas edince iyi hissetmiştim.
Yoongi beni suya bıraktıktan sonra bir kaç sabun ile küvette ki suyu köpürttü.
Bense ağrıyan belime odaklıydım.
Bir an bana baktı, ve ne olduğunu anlamazca sordu:
"Acıyor mu?"
"Çok."
"Kıyafetlerini çıkarmak ister misin, ıslanacaklar."
Şu an tek umrumda olan şey belimde ki geçmek bilmez ağrıyken, bu çok umrumda olmayacaktı.
"İyiyim sevgilim, teşekkür ederim."
"Yüzün yine bembeyaz. Eun Hee, korkuyorum."
"Korkma, Yoongi." Derken aynı zamanda belimi okşuyordum. Ağrı her saniye artıyordu sanki.
Derin bir nefes alarak sakin olmaya çalıştım. Heyecan yaparsam her şey, daha da beter olacaktı. Bunu yaşamak istemiyordum.
Yoongi endişeli bakışlarını bana sunuyordu, ona baktım;
"Sakin ol." Dediğimde,
"İyi misin?" Diye tekrar sordu.
"İyi olduğumu söyledim Yoongi, sende sakinleşir misin lütfen? Sadece belim ağrıyor."
"Neden peki?"
"Bilmiyorum."
"Doktora gideceğiz Eun!"
"Eun?"
"Ne yani ismin."
"Eun Hee, demene alışmışım."
"Konu bu mu?"
"Evet."
Konuyu değiştirme çabası içine girdiğimde Yoongi sanırım inanmamıştı.
"Eun Hee, sinirleniyorum!"
"Sakin ol."
"Güzelce yıkan, sonra doktora gideceğiz."
Dedi ve sinirli bir şekilde banyoyu terk etti. Arkasından gözlerimi devirdim bir kere de, doktoru karıştırmasa ne olurdu sanki?
Sıkıntıyla oflayıp, ellerimi henüz ıslanmamış olan saçlarımın arasından geçirdim.
Derin bir nefes alıp yıkandıktan sonra da, üzerimi değiştirmek üzere yatak odasına geçtim. Yoongi yatağın üzerinde oturmuş bana bakıyordu. Ona, sinirliydim tekrar gözlerimi devirdim.
Saate baktığımda, 5:00 yazısını gördüm.
"Bu saate hastaneye mi gideceğiz?"
Diyerek elimdeki telefonu, Yoongi'ye tuttum.
Yanıma yaklaştı ve ellerim tuttu.
"Acil servis diye bir şey var, güzelim. Ayrıca senin sağlığın her şeyin başında geliyor. Ne olursa olsun."
"Teşekkür ederim."
"Teşekkür etmene gerek yok, bu benim görevim. Meleğimi korumak benim görevim."
Yoongi'ye az önce ki sinirimin kalmadığını fark ettim.
"Kendini yine, kolay affettirdin."
Güldü.
"Bana kıyamazsın."
"Kıyamıyorum da."
"Seni çok seviyorum." Dediğin de aynı zamanda ellerimi kendine çekip kucağına oturmamı sağlamıştı.
Elleri bu sefer saçlarımı bulduğunda bende onun ensesini okşuyordum.
"Seni, asla bırakmayacağım."

"Asla!"
~

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin