Jin'den*
Müzik seçerken telefonuma gelen mesaja baktım. Okuduğumda ise;
- Şuan seni izliyoruz. Sakın yanındaki kıza birşey çaktırma yoksa olacakları biliyorsun.Lanet olsun. Jong yine peşimdeydi onun pis işlerine alet olmak istemediğimi söylediğimde beni tehdit etmişti ve bunu yapmaya devam ediyordu. Onlar yüzünden amerikaya gitmiş ve yine onlar yüzünden koreye dönüyorduk. Peşimizde oldukları yetmiyor bir de iremin ölümüyle tehdit ediyordu.
İremin telefondaki mesajı okumaya çalıştığını fark edince hemen mesajı sildim. İrem birden
"Bir sorun mu var?"diye sordu. Hemen sorun olmaması için,
"Hayır. Sorun yok."dedim güvenilir bir ifade ile. Onun iyiliği içindi. Faha sonra müziklerden bir şarkı seçip konuştum;
"Bu şarkı benim en sevdiklerimden Stay With Me."
"Biliyorum. Bu şarkıyı bende çok seviyorum."dedi. Ortak yönlerimizin olması güzeldi.
İrem uykulu bir şekilde bana bakarken uyumaya başlamıştı. Rahatsız etmemiştim, zaten gözünü hiç kapatmamıştı. Bu düşüncelerimin arasından kurtulup jong dan nasıl kurtulacağımı planlamıştım.
İrem'den*
Yaklaşık bir saattir jin'le beraber müzik dinliyorduk ki ben öyle sanıyordum. Meğersem ben aslında bir saattir uyuyormuşum. Gözümü açtığımda yastık kadar rahat yattığım şeye baktım. Tıpkı geniş bir omuz gibiydi. Ne! Geniş bir omuz mu?
Jinin omzuna hayvan gibi yatmıştım. Gözlerimi açıp tam olarak kendime geldiğimde;
"Şey özür dilerim yani ben.."
devamını getirmeden,"Sorun deil." dedi.
Aklıma başka bor soru takılıp oma bir soru sordum.
"Sorun olmadığına emin misin?"
Kafasını bana dönüp,
"Ne konuda?"dedi.
"Dün sana gelen mesaj konusunda, mesajı gördüm."dedim ve hemen bir soru daha sordum,
"Senden ne istiyorlar?"Ciddi bir şekilde konuşmaya başladı,
"Bak.. lütfen kendi iyiliğin için bunu sorma."dedi
"Ben sana yardım ed-.."sözümü bitirmeden,
" hayır"dedi. Sert ve kırıcı bu tavrı kırmış ama acıtmamıştı.
Tekrar konuştu;
"Üzgünüm ama gerçekten hayatını kötü şeylere bulaştırma, senin iyiliğin için söylediğimin farkındasındır umarım."dedi.
Bir an vazgeçecek gibi olmuştum ama hayır daha da merak etmiştim ve ona yardım edecektim. Yeni tanıştığım birine bu yardım etme isteği de nerden geliyordu?"Tamam."dedim sadece ama bu kadar deildi. Uçaktan indiğimizde onu takip edecek ve sorununa yardım edecektim.
Biraz sonra hostesin mikrofonla konuşulan sesi geldi."Birazdan inişe geçilecektir".
"Lütfen kemerinizi takınız."
Hostesin dediğini az çok anladığımda kemerimi takmaya çalıştım. Çalıştım ama olmuyordu. Bir süre daha çabaladım ve sonra pes ettim."Yardım ister misin?"
Soruyu soran jindi. Başka çarem olmadığını düşünüp kabul ettim.
"Olabilir aslında."dedimJin kemerimi takmak için yaklaştığında bir anda sıcaklamaya başlamıştım. Aramızda en fazla 10 cm vardı. Gözlerim istemeden jine kayıyordu. O'da bir anda bana baktığında gülümsedi. Kalbimin hızla çarptığını hissettim ama benden bağımsız atıyordu. Gerçekten tuhaf ve tatlı bir duyguydu ama.... neyse boşver.
Jin kemerimi takıp yerine geçtiğinde içime bir rahatlık doğmuştu.
BU BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU AMA OLSUN. HIZLI HIZLI YENİ BÖLÜMLER ATACAĞIM! YORUM ATMAYI VE OYLAMAYI UNUTMAYIN!!💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Shine - Kim SeokJin
Teen FictionSiyah ışığın olmadığını kim söyledi? Beyazı siyah ışıkla görebilen biri varmı sence?