"Emin misin?" Bayan Millers fısıldadı. Şu an oldukça komik bir durum içerisindeydiler. "Evet eminim." diyerek yanıt verdi Bayan Hood. "Onları konuşurlarken yakaladım. Yani Evelyn konuşuyordu.""Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim," dedi Bayan Millers sıkıntıyla. "Kızım gerçekten de sadece benimle mi konuşmuyordu yoksa herkese karşı böyle miydi?"
Bayan Hood geriye çekildi ve ona meydan okuyucu bir gülümseme gönderdi. "Öğrenmenin tek bir yolu var," Eliyle kapıyı gösterdi.
Bayan Millers, derin bir nefes aldı ve kapının kolunu kavramadan önce endişeli bir şekilde kuzenine baktı. "Ya benimle konuşmamaya devam ederse?" Bayan Hood elini onun sırtına koydu ve, "O zaman orasını bana bırakacaksın," dedi güven verici bir şekilde.
"Onları çıkarlarımız için kullanmamız bizi kötü ebeveynler yapar mı?" diye sordu son kez. Bayan Hood bıkkın bir şekilde ona baktı. "Biz sadece onların sosyalleşmesi için uğraşıyoruz. Artık girecek misin şu odaya?"
Bayan Millers, aniden odaya dalınca Evelyn ve Calum yerlerinden sıçradılar. İkisi yerde oturmuş, Calum'ın getirdiği birkaç plağı dinlerlerken Bayan Millers'ın bu ani girişiyle şarkının en güzel kısmını kaçırmışlardı.
Bayan Millers, gözlerini kıstı ve testin ilk aşamasına geçti: Deneme.
"Evelyn," dedi Bayan Millers; sesini oldukça şefkatli tutmaya çalışıyordu. "Nasıl oldun bebeğim?"
Battaniyelerin arasından kurtulmuş kafasını Calum'a çevirdi. O da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Evelyn tekrar annesine döndü ve durumunu, sadece omuz silkmekle ifade etti.
Bayan Hood da içeri gelince, Bayan Millers destek istercesine ona baktı. "Calum'a, biz yokken Evelyn ile ilgilenmesini istemiştim," dedi Bayan Hood. Ardından Evelyn'e döndü. "Karışımımdan yedin mi?"
Evelyn sadece kafasını sallamakla yetindi. "Pekala..." Bayan Hood, Bayan Millers'a kaş göz işareti yapıp kapıya yöneldiler. "
Bayan Millers, gözlerini kıstı ve testin ilk aşamasına geçti: Deneme.
"Evelyn," dedi Bayan Millers; sesini oldukça şefkatli tutmaya çalışıyordu. "Nasıl oldun bebeğim?"
Battaniyelerin arasından kurtulmuş kafasını Calum'a çevirdi. O da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Evelyn tekrar annesine döndü ve durumunu, sadece omuz silkmekle ifade etti.
Bayan Hood da içeri gelince, Bayan Millers destek istercesine ona baktı. "Calum'a, biz yokken Evelyn ile ilgilenmesini istemiştim," dedi Bayan Hood. Ardından Evelyn'e döndü. "Karışımımdan yedin mi?"
Evelyn sadece kafasını sallamakla yetindi. "Pekala..." Bayan Hood, Bayan Millers'a kaş göz işareti yapıp kapıya yöneldiler. "Yemek hazır, aşağıya inebilirsiniz." Çıkmadan önce kapıyı hafif aralık bıraktılar.
"Şimdi ne olacak?" dedi Bayan Millers, oldukça düşük bir motivasyonla. Hayal kırıklığına uğramıştı. Ancak Bayan Hood, her zaman kendine güvenirdi. Gülümsedi. "Dinleyeceğiz."
Testin ikinci aşaması: Varsayımı doğrulama.
Birkaç saniye boyunca ses gelmedi. Ardından bir kahkaha işittiler. "Bebeğim mi? Cidden mi anne?" Evelyn buruk bir şekilde güldü. Kendini tutamayan Bayan Millers tekrardan odaya dalacaktı ki, Bayan Hood onun kolunu tuttu ve fısıldadı:
"Böyle havalı olunmaz,Millers."
Ardından kapı açıldı ve iki genç karşılarında annelerini buldular. Tekrar.
"Neyiniz var sizin?" Calum kaşlarını çatarken hafifçe güldü.
"Biliyordum!" dedi Bayan Millers. "Konuştuğunu biliyordum!" Evelyn gözlerini devirdi; vücudundan kalan son enerji kırıntılarını da anlaşılan o ki annesi için harcayacaktı.
"Calum, mutfağa in." dedi Bayan Hood. Daha sonra Bayan Millers'a döndü. "Hadi biraz Powerpuff Girl toplantısı yapalım."
"Anne," dedi Calum yine suratını buruşturarak. "Gözümdeki karizmanı bozuyorsun."
"Benden bu kadar çok mu nefret ediyorsun, kızım?" Dakikalar boyunca süren sessizliğe bir son vermişti Bayan Millers. "Gerçekten, bunu neye borçluyum?"
Evelyn derin bir nefes aldı ve üstündeki battaniye daha çok sarındı. Annesi olayı hala anlatamamıştı. Evelyn hala kimseyle konuşmuyordu; sadece Calum oyunu bozuyordu.
Evelyn dudaklarını ıslattı. Ne diyeceğini bilemiyordu; zaten uygun kelimelerde ağzından çıkamıyordu.
"Babanı kaybettiğin için ne kadar mahvolduğunu görebiliyorum. Bu oldukça normal; ama neyi unutuyorsun biliyor musun? Ölen kişi, benimde kocam. Bir yabancı değil. Benim hiç acı çekebileceğimi düşünemedin mi? Ve tek umudumun sen olabileceği?"
Evelyn rahatsızca yerinde kıpırdandı. İçindeki vicdan azabı onu çürütmeye başlamıştı. Evet, yaptığı bencilceydi. Ama hiçbir zaman annesinin, babasını sevdiğini düşünmemişti. Küçüklüğünden beri kalbini acıtan buydu belki de.
Ama onunla, diğer insanlarla konuşmamak istemesinin asıl sebebi, kendini yapayalnız ve güvensiz hissetmesiydi. Her gece; ne zaman gözlerini kapatsa aynı kabusu görüyordu. Bunu kimseye anlatamıyordu çünkü herkes Bay Millers'ın ölümünün bir cinayet değil de intihar olduğuna inanmayı istediklerini biliyordu. Çünkü bu daha kolaydı. Ve Evelyn Millers, basit insanlarla konuşmak istemiyordu.
"Onu gerçekten sevdin mi?"
Ve o yangından sonra, ağzından çıkan ilk kelimeler bunlar olmuştu. Bayan Millers, alaycı bir şekilde güldü.
"Olaya çok yanlış taraftan bakıyorsun, güzelim. Objektif olmayı ne zaman öğreneceksin?"
Evelyn devam etti: "Eğer sevseydin, onun ölümünü derinlemesine araştırırdın. Eğer beni sevseydin, bana biraz da olsa güvenme nezaketinde bulunurdun."
Bayan Millers, titrek bir nefes aldı. Elleri çoktan titremeye başlamıştı. "O evden çıktığında bilincin yerinde değildi, Evelyn. Tanrı aşkına tek bir şey bile hatırlamıyordun o geceye dair! Ayrıca o evde biri daha olsaydı onun cesedi de ortaya çıkardı. O evden çıkmak kolay değildi. Yatıp kalkıp Tanrı'ya şükretmelisin!"
"Anne! Sana, babamı gerçekten sevip sevmediğini sordum!"
"O beni sevdi mi sanıyorsun!" Bayan Millers adeta kükredi. "Ona olan sevgimi nasıl çürüttüğünü duymak ister misin canım kızım? Baban sandığın kadar mükemmel değild-"
"Melissa!" Bayan Hood, bahçede belirdi. Çok geç olmadan gelebilmişti. "Bence bu kadar yeter." Yoksa Evelyn, asla öğrenmemesi gereken şeyi öğrenecekti.
Tüm olanlardan habersiz Evelyn battaniyesiyle beraber ayağa kalktı. "İşte senin sorunun bu, anne. Mükemmel olmayan hiçbir şeyi sevmiyorsun. Sanki kendin mükemmelmişsin gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the housemate :: calum hood
Hayran Kurgu❝Ben küçük bir çocukken, babam beni şehre götürürdü bando yürüyüşünü görebilmem için. Ve derdi ki, onları yeneceksin; şeytanlarını ve tüm inançsızları, yaptıkları planları..❞ WATR '14 En İyi 2.Pop Fiction Hikayesi || © Tüm hakları saklıdır. // Duz...