12.BÖLÜM

4.2K 253 161
                                    

Medya :Güneş Dinçer

Şuan dersteyiz ve dersin bitmesine 10 dakika var , Bülent Hoca boş bıraktı. Bülent Hoca favori hocamızdır , çünkü her zaman şaka yaparak dersi eğlenceli bir hâle getirir.

"Ulaş!"

"Efendim"

"Yanıma gel bir, bir şey söyleyeceğim."

"Geldim."

"Güneş ile Rüzgar'a söyle bilek güreşi yapsınlar, çok merak ettim kim kazanacak?"

"Allah için, bir ders saati boyunca bunu merak etmedin inşallah."

"Tabiki de merak etmedim."

"İyi bari."

"Meraktan öldüm."

"Vallahi salaksın. Ama bende salağım olur böyle şeyler üzülme kanka."

"Hadi boş yapma, koş söyle ve gel."

Güneş bizim sınıfın kabadayısıdır. Kavgalara erkeklerle beraber gidip hiç bir yara almadan dönen , ama erkek fatma olan bir kızdı. Bu güne kadar etek giyip hiç makyaj yaptığını görmedim. Ama hakkını yememek lazım çok duru bir güzelliği var. Koyu mavi gözleri, beline kadar uzanan kahverengi saçlarıyla çok tatlı.Şimdi diyorsunuz ki niye 'Güneş ve Rüzgar bilek güreşi yapsınlar' dedin. Şöyle söyleyeyim Rüzgar ve Güneş birbirlerine çok gıcık kaptıkları için her şeyde ben senden daha iyiyim kavgasına girerler. O yüzden şimdi eminim ki ilk önce kabul etmeyecekler sonra gaza gelip kabul edecekler.

"Rüzgar gelsene bizim yanımıza."

"Tamam geliyorum."

Rüzgar masaya geldiğinde Ulaş'ın kulağına " Kanka hadi koş Güneş'i çağır." diye fısıldadım. O da cevap olarak " Kanka biliyorsun Güneş asla Rüzgar'ın oturduğu bir masaya gelmez." deyince " Ya kanka sen ikna edersin bir şekilde hadi."dedim.

Ulaş ayağa kalkıp gidince, Rüzgar bana dönerek  " Ne öyle fısır fısır konuşuyorsunuz benim bilmediğim bir şey mi var?"

"Yooo bir şey yok." dedim ve Selin'in kulağına "Şimdi çok eğleneceğiz." diye fısıldadım. Ama beni duymamış gibiydi çünkü kaşları çatık bir şekilde dikkatlice bir yere bakıyordu. Nereye baktığını bakmak için kafamı çevirdiğimde Güneş'in Ulaş'ın kolunda olan eline baktığını gördüm ve sinsice imalı bir şekilde sırıttım. Şuan çok kıskandığına dair yemin bile edebilirim. Koluna dokunduğumda hızlıca bana döndü ve hemen çatık kaşlarını düzeltti, yapmacık bir şekilde güldü. Ama ben anlamıştım, hiç bir şey benden kaçmaz!

Güneş sinirli bir şekilde  Ulaş ise gülerek  beraber masaya geldiğinde Güneş Rüzgar'a hitaben " Benimle bilek güreşi yapmak istiyormuşsun, bak sonra ağlama bir kıza yenildin diye." dedi.

Rüzgar şaşkın bir o kadar da sinirli bir şekilde çatılmış kaşlarıyla Güneş'e " Ben öyle bir şey demedim. Ayrıca seninle bilek güreşi yapsam senin yenildikten sonra yerde tepinmeni keyifle izlerdim."

Güneş sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde biraz da alay kokan gülümsemesiyle  cevap verdi " Ne o korktun mu Rüzgar ? Seni yeneceğini bildiğin için götün tutuştu tabi. Seni de anlıyorum. Kusura bakma o zaman senin üstüne çok gelmeyeyim." diye gaza getirecek bir şekilde söyledi.

Tabi Rüzgar da şarteller koptu " Ne diyorsun sen kızım! Tamam, yapacağım ama ağlamıyacaksın. Senin bu havanı söndürmesini iyi bilirim ben merak etme." dedi ve ayağa kalktı. Sıraları çekip masayı ortaya koydu. "Gel bakalım Küçük Cadı." deyip elini uzattı. Güneş de elini uzattı ve başladılar.

Gizli Numara Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin