Biraz ağlayıp, rahatladım. 1 saat sonra annem geldi. Bende kapı sesini duyduğum gibi dolabımdan giysi aldım hemen ve direk banyoya koşturdum. Annem fark etmedi çok şükür. Sadece seslenmekle kaldı.
"Ceyda, nerelerdesin sen?" diye bağırınıyordu. Sesi beni merak eder gibi çıkıyordu.
Sonunda cevap verme gereği hissettim. "Banyodayım anne. Tam girecektim, sen geldin."
"Tamam." dedi ve sonra cevap vermedi.
Aynada kendime baktığımda gözlerim kızarmıştı. Normal bir şeydi tabi.
O değilde ben yine bir erkekten çirkin damgası yemiştim. En kötüsüde buydu işte. Aynı olay, ikinciye yaşanması. Tek fark farklı şekillerde ifade edilmesiydi. Hayır, her erkeği suçlamayayım diyorum, iyi olan hiç biri bana denk gelmiyor. Nerede bir günah işledim onuda bilmiyorum. Kimseye bir kötülüğüm dokunadığı halde cinslerim tarafından bile kırılıyordum.
Daha fazla aynada kendime bakıp, düşüncelerim ile kafayı yememek için bir an önce duşa girmeliydim.
~
Duştayken, giyinirken, saçlarımı kuruturken bile hala düşüncelerim ile kafayı yiyecektim. Neden bu kadar takıyordum ki? Yapım böyle olduğu için olmuyordu. Başka bir şey düşünemiyordum. En iyisi yemek yedikten sonra film izleyip, kafa dağıtmalıydım.
Mutfağa gittiğimde babama 'hoşgeldin' dedim ve yemeğe geçtik. Annem ve babam her zaman ki konulardan konuşurken ben sessiz kalmayı tercih ettim. Oysaki en çok konuşan ben olurken.
Yemekten sonra sofrayı ben topladım ve bulaşıkları, bulaşık makinesine yerleştirdim.
Sonunda odama gelmiştim. Bir yerlere not ettiğim film listeme baktım. Daha önce izlemiş olsam da yine ve yine üç idiotsu illa izlerdim. Saat şu an 8'e geliyordu. Üç saatlik bir süresi vardı. 12 gibi yattığım için pek süre sorunu olmazdı.
~
21 Mayıs 2014 - Çarşamba
Her zaman ki gibi yine bir okul sabahına kalkmış, Buse ile okula gelmiştik. Yavaş adımlar ile sınıfa girip, sıramıza oturduk. Her gün aynı şeylerden bende sıkıldım ama öğrenci olunca böyle oluyor. Keşke pazartesi günü olsa ve şu Buğlem denilen kızı bir pataklasaydık. Ne bileyim ekşın olurdu. *beynimde bir kahkaha yankılanır* Bazen oluyor işte. Ben, ben olmuyorum. Deli olduğumu düşünmeyin lütfen.
O sırada sınıfımıza hızla Eslem girdi. Bu kız bu enerjiyi sabah sabah nasıl buluyor acaba? Merak konusu...
Bizim sıramızın yanına geldiği gibi bana ve Buseye dönük bir şekilde masanin üzerine oturdu. "Selam kızlar. Bugün okula başka bir okuldan basket takımı gelecekmiş. Yani bizim okuldakiler bir karşılaşma istemişler." dedi Eslem.
"Aleyküm selam canısı. E biz ne yapalım bu bilgiyi?" dedim.
"Of, Ceyda! Bir şeyinde tadını çıkar. Tamda sizin bugünkü beden dersine denk geliyor." dedi.
"Valla bana bakmayın benim Ali'm var. Ama Ceydaya bende bakıyorum." dedi Buse gülerek.
"Dünki olayları benden de çabuk unutmuşsun Buse! Erkeklerin iğrençleri hep bana denk gelirken birine güvenmemi beklemeyin!" diye çıkıştım. O sırada biraz fazla bağırdığımdan bir kaç kişi dönüp bize baktı.
"Tamam, Ceydoş. Sakin." dedi Eslem korkmuşça. Korkun tabi. Her defasında aynı şey abi ya.
"Neyse kızlar birazdan zil çalar. Ben sınıfa gidiyorum. Görüşürüz." dedi Eslem zorl gülümsemeye çalışırken. Oturduğu masadan kalkıp, hızlı adımlarla sınıftan çıktı. En iyisini yaptı. Sinirli olduğumda nasıl kızdığımı iyi biliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Olmak Güzeldi.
ChickLitHayatında hiç bir erkeğe güvenemeyen Ceyda, hep erkeklerden uzak durarak ve onları sevmeyerek yaşamıştır. Yalnızlık onun için yaşam tarzıdır. Tek derdi okulu ve dersleridir. Taki bir gün alışveriş merkezinin bir giyim mağazasında üzerine bir şeyler...