14. BÖLÜM

129 22 11
                                    

Zeynep ' ten ...

Ayakkabı bağcığı gibi kör düğüm oldum. Doğru ucu bulsam çözüleceğim. Ama olmuyor. Tutamıyorum o ucu bir türlü. Ya da doğru ucu bilemiyorum. Sanki buna zorunluymuşum. Elim kolum bağlı ve buna zorunluymuşum gibi. Tıpkı şuan ki halim gibi mesela ...

Herkes bir telaş içinde. Miray durumu öğrenince Jiminin kollarına yığıldı. Jimin onu hastaneye götürdü fakat ayılır ayılmaz uçarak buraya gelecekti.

Nehir cırtlak sesiyle denize doğru bağırıyordu ama denizin dibinde bilmem hangi deliğe giren Şeyma duymayacaktı. Bunu o da biliyordu ama umud işte.

Öznur desem sinir krizlerinde. İlk önce o da benim gibi inanmadı. Fakat durum netleşince Öznuru durdurmak için Jandarma gerekliydi. Koşarak Taehyungun yakasına yapıştı. Onu suçladı. " buna nasıl izin verirsin ! Nasıl böyle bir durum karşısında hiçbir şey yapmazsın ! Senin suçun ! Her şey senin suçun ! Aklın neredeydi ?! Ha ?! Şimdi benim kardeşime bir şey olursa sen bu vicdan azabını nasıl çekmeyi planlıyorsun ! Eğer ona bir şey olsun, seni kendi ellerimle bin parçaya bölerim ! Duydun mu beni ?! " Öznurun haykırışları Suga sayesinde sona ermişti. "Onun hiçbir suçu yok ! Bilip bilmeden suçu onun üstüne atamazsın ! Eğer onu bin parçaya bölmek istersen ilk benim işimi bitirmen lâzım ! " diye. Taeyi savunmuştu Suga. Bir nevi haklıydı. Bilip bilmeden kimseyi suçlayamazdık. Hele ki Şeyma hâlâ ortalıkta yokken. Ama Öznur işte, sinirlenince onu durdurmak cesaret ister. Şuan ise kayalıklara toto üstü oturmuş, kafasını dizlerinin arasına almış, sesli bir şekilde hıçkırarak ağlıyordu.

Tae... Tae aynı bir duvar gibiydi. Ne bir mimik vardı ne bir kaç kelime. Öznur yakasına yapışıp onu suçlarken bile tepkisizce sadece Öznurun sinirden kızarmış gözlerine bakmıştı. Surat ifadesinde hiçbir duygu belirtisi yoktu. Şimdi ise denize doğru ayakta duruyor ve dalgaları seyrediyordu. Şok geçirdiği tepkisizliğinden belli oluyordu.

Ben... ben Jinin beni sinir etmeye çalıştığını sanmıştım. Beni kandırıyor diye düşünmüştüm ama o kayalıklara doğru alel acele koşunca olamaz ! diye geçirdim içimden. Yanılmıştım. Gerçekti. Ve bunun bir kâbus olması için dua ettim. Fakat her şey gerçekti işte. Şeyma denizin dibinde can çekişirken biz sadece deniz polislerini izliyorduk. Elimizden başka ne gelebilirdi ki zaten !

***

Hobi, Jin, Jungkook, Rm ve Suga kayalıklara oturmuş gelecek olan haberi bekliyorlardı. Öznur, Nehirin dizine başını yaslamış bu sefer sessizce göz yaşlarını akıtıyordu. Miray hastanedeydi ve Jimine Mirayı buraya getirmemesi için tembihlemiştim. O ben, Nehir ve Öznur kadar güçlü değildi. Dayanamazdı. Çünkü biz onun tek yakınları sayılırdık. Bu yüzden birimize bir şey olsun direk bayılır ya da gözü çıkana kadar ağlardı.

Umudum vardı. Olmak zorundaydı. Eğer ona bir şey olursa diye düşünmüyordum. O lider buraya gelecek ve bizim arkamızı toplamaya devam edecek ! Zorunda. Gelmek zorunda. Bizi öylece bırakıp gidemez. İzin veremeyiz. Yanımıza sağ sağlim dönmeli ve liderliğine devam etmeli. Yoksa biz sorunlarımızla nasıl baş ederiz ? Dertlerimizi kime dökeriz ? Kimden fikir isteriz ? En önemlisi o yokken biz nasıl toparlanırız ? Her zaman, dertli olduğumuzda, mutlu olduğumuzda duygularımızı paylaşırız Şeymaya. Çünkü o hem yumuşak yumuşak teselli eder hem de yanımızda olduğunu, arkamızda olduğunu varlığıyla belli ederdi. Biz ona güvenirdik hep. Başımız bir belaya girsin hemen Şeymaya haber verirdik. Çünkü biliyorduk, her ne olursa olsun bizi koruyup kollayacağını biliyorduk. Fakat şimdi o yardım bekliyordu. Şimdi onun başı dertdeydi ve bizim oturup beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yoktu. Sadece umudumuz vardı işte.

Hava kararmaya başlarken keşke dedim keşke rüzgar geçerken sorunlarımızı da alıp uçursa..

Hâlâ deniz polislerinden haber bekliyorduk. Herkes aynı şekilde duruyordu. Ben de Öznurun ve Nehirin yanına oturup bekliyordum. Bir tek Tae ayaktaydı. Hâlâ duvar gibiydi. Telefonu yerde paramparça duruyordu. Fakat hiç beklemediğimiz bir anda, Taeden beklenmedik bir hareket geldi ...

BTS'ten KAÇARKEN...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin