İyi Okumalar!!
( Bölüm 1_Hissiz bölümünün üstünde düzenlemeler yaptım. Hikayeyi baştan sona düzenliyorum. Kurguda hafif bir oynama yaptım. )
10 EYLÜL 2014, 10.52 P.M.
'Cehennem gibi bir hayat.'
Bu cümleden herkes farklı anlamlar çıkarabilir. Bazı insanlar 'Cehennem kadar kötü bir hayat.' anlamı çıkarırken, bazı insanlar 'Cehennem kadar can acıtıcı, yakıcı bir hayat.' anlamı çıkarır.
Alexis'in hayatı rotasından sapmış, yanlış yönlere doğru ilerliyordu. Manoton olan hayatı olumsuz yönden çok değişmişti. Artık her günü birbirinden farklı geçiyordu. Bir gün bedeni cennetteymiş gibi hissediyorken ertesi gün bedeni cehennemdeymiş gibi hissediyordu. Sanki bir ateşin içindeymiş gibi hissediyordu bedeni, bir ateşin üstündeymiş gibi acı çekiyordu derisi. Ateş vücudunun her yerini geziyordu. Yürüyemiyordu bazen. Hiçbir kası çalışmıyor, hepsi iflas ediyordu. Çünkü vücudundaki ateş geçtiği her yeri acı veren bir şekilde uyuşturuyordu.
Vücudunun her bölümünün acıyı en kötü şekilde hissettirecek bir derecede yandığını hissediyordu Alexis. Gerçek bir ateşteydi sanki. Gerçek cehennem ateşinde vücudu cayır cayır yanıyordu sanki...
Ruhu da yanıyordu Alexis'in, ailesini kaybettiği için ruhu da yanıyordu. Birazda yıkılmıştı ruhu. Kimsesiz kalmak yıkmıştı ruhunu. Temelini düzgün kuramadığı o içindeki yapı en acı verici bir şekilde yıkılmıştı. O yapının tekrardan inşa edilemeyeceğini biliyordu Alexis.
Çok büyük bir gürültüyle yıkılmıştı o yapı. İlk önce kulaklarıyla, sonra bütün vücuduyla duymuştu o gürültüyü. Yapının çıkardığı gürültü çok büyüktü ama geriye kalan parçaları çok küçüktü. Sağlam bir parça kalmamıştı yıkılmış yapıdan geriye. Alexis'in ruhu artık acıdan paramparça olmuştu. Ruhunun en ufak bir parçasını bile bulamıyordu, kaybetmişti kendi ruhunu. Artık kendisine 'Ruhsuz' diyordu. Çünkü öyle hissediyordu Alexis.
Bu hislerden kurtulmak istiyordu. Çok fazla canını yakıyordu bu hisler, çok fazla canını acıtıyordu. Ama yapamazdı, kurtulamazdı bu hislerden. Bu yanma hissi, bedeninin bir parçası olmuştu artık. Yandığını hissetmediği zaman garipsiyordu Alexis. Yandığını hissetmemek onun için çok tuhaftı. Yanmaya kendisi ve vücudu alışmıştı çünkü.
Ruhsal ve fiziksel olan acı Alexis'i olgunlaştırmıştı. Düşünceleri, hareketleri, davranışları yaşı için çok fazla olguncaydı. Eskisi gibi değildi artık. 'Her şeye ağlayan Alexis' gitmiş, yerine 'Ruhsuz Alexis' gelmişti.
Alexis bıkkınlıkla derin bir nefes aldı. Karşısındaki çocuğu izlemekten sıkılmılştı. Yine. "Neden yüzünü göremiyorum?" diye her gün tekrarladığı soruyu sordu karşısındaki çocuğa.
Çocuğa ilk zamanlar sinir olsa da artık alışmıştı. Neredeyse bir yılını o çocukla geçirmişti çünkü. Bunun nedenini bilmiyordu ama umursamıyordu da. Bir gün elbet bunun nedenini öğrenecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Hell. || lt
Fiksi Penggemar"Unutma, aşk çift kişilik bir savaştır. Ve sen bu savaşta tek başınasın." © Bütün Hakları Saklıdır.