Okula girince hemen koştura koştura lavaboya yöneldim. İzgi'yi hava alma bahanesiyle orda yalnız bırakmıştım ve çok fazla olay çıkarmıştım.Farkındayım biraz abarttım yani Kaan'a söylediklerim ağırdı ama İzgi'yi çok seviyorum ve ne zaman bu halde görsem içim parçalanıyor. İzgi,Uzay bu ikilinin arasında en ufak bir fark yok benim için.Herneyse ya konu bu değil. Izgi'nin yanına gitmek için koridorda yavaş yavaş adımlarla lavaboya doğru ilerliyordum. Koridorda derse girmenin verdiği sessizlik vardı. Biran önce İzgi'nin yanına gidebilmek için adımlarımı hızlandırdım ama lanet olası ayakkabılar (Ki kaç kere İzgi'ye ısrar ettim çok küçükde olsa topuklu olmasın diye.)yüzünden tık tık diye sesler koridoru inletiyordu.Bu sırada arkamdan gelen sesle bir kere daha şansıma lanet edip arkamı döndüm.Hah bi Sıtkı hoca eksikti oda tam oldu.
"Derin hanım bu okula dersler için geliyorsunuz koridorlarda aylak aylak dolanmak için değil' Yaa cidden mi? kaç yıldır okullarda sürünüyorum sen bana gelmiş bide kuralları bu şekilde sayıyor musun' diye diklenmek isterdim ama okul müdürüne karşı gelirsem annemlerle kavga edecektik ve buna hiç gerek yoktu cidden.
"Derin konuşmayı odamda devam ettirelim hatta ailende bize katılsın ne zamandır göremiyorum onları" dedi ve elini omzuma koyduktan sonra odasına doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladık.
"Sıtkı hocam Derin'in bi suçu yok bu olayın sorumlusu benim"diye biri bağırdığında Sıtkı hocayla aynı anda kafamızı çevirdik.Kaan mı? Ne alaka bei?
"Aaa daha ilk günden bozdu mu seni Derin.Pekala ikinizde odama gelin ve olayı anlatın"Deyince bende arkasına takıldım Kaan'da büyük adımlar atarak yanıma geldiğinde adımlarını yavaşlattı ve bana uyum sağladı ama bizde zaten müdürün odasının önüne gelmiştik. Sıtkı hoca kapıyı açıp içeri girmemizi bekledi.Tabi kibar müdürümüz var.Biz girdikten sonra tam oda odaya giriyordu ki çalan telefonu yüzünden bir süre kapının önünde hararetli bir konuşma yaptı bizde o arada müdür masasının önündeki tekli beyaz koltuklara oturduk.Oturunca gözüm ilk Kaan'a kaydı oda bana baktığı için kısa bir bakışmadan sonra hemen gözlerimi yere indirdim ama o hala gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Tamam tamam aslında yere filan bakmıyordum sadece kafamı eğdim ama saçlarım gözlerimi kapattığı için arada çaktırmadan Kaan'a bakıyordum.Kendine gel Derin haklı olan sensin kafa tutmaya devam et diye düşünüyorumdum ki Sıtkı hoca bize seslenince dikkatim dağıldı tabi doğal olarak.
"Çocuklar benim ufak bi işim var siz burda beni bekleyin yani bu şekilde paçanızı kurtaramazsınız"deyip kapıyı çekip gitti. Harbiden mi evren bana bu kadar mı düşmansın bu kadar mı nefret ediyorsun benden? Normalde şu an İzgi'nin yanında olmam gerekirken ben burada oturmuş az önce bi küfür etmediğim kalmış olan Kaan'la müdürün odasında oturuyorduk.Hemde yalnız. Kendimi ilk defa bu kadar güçsüz hissediyordum.Bunlara ek olarak bide meraktan çatlıyordum.Ona o kadar şey söylememe rağmen beni korumasının nedeni neydi acaba? diye düşünürken merak bütün hücrelerime yayılınca
"Kaan neden böyle bir şey yaptın?"diye kısık bir sesle aklıma gelen ilk soruyu sordum. Ardından da onu izlediğim belli olmasın diye gözlerime siper ettiğim saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Kaan'sa zaten beni izlediğinden, farklı olarak sadece yüzüne alaycı bir ifade yerleştirdi.
"Neyi neden yaptım? " Ahh hadi ama sanki ona beni koruması veya İzgi meselesinden başka ne sorabilirim ki?Bi düşünsenize 'Kaan o karın kaslarını neden yaptın ha?Neden?'dediğimi. Cidden ne kadar mantıklı olurdu dimi? Neyse Derin sakinleş bu olayda en az sende onun kadar suçlusun.
"Beni korumamdan söz ediyorum Kaan.Neden yaptın? "Bu cümlede sonra kaşları biraz çatıldı ve beni süzmeye başladı. Dua et sana kaba davrandım yoksa bu hareketinden sonra sağ kalman imkansızdı süzme salak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Teen FictionOkul bahçesinden adımımı attıktan sonra gözlerimin senin o gökyüzünü,denizi kıskandıracak kadar güzel mavi gözlerinle buluşmasıyla anlamıştım hayatımın yavaş yavaş değişmeye başladığını.