Siz de bu kokuyu alıyor musunuz? Sanki yakınlarda bir M kokusu var.
Sıradan bir gün. Yeol ile ofiste çalışıyoruz. Akşam için planlar kuruyorum ve kararsızım. Her konufa olduğu gibi Sehun için de kararsızım.
"Yeol, dost olarak bana bir tavsiye verir misin?" Odamdaki belgeler toplanmış ve düzene sokulmuştu. Bunda Yeol'ün katkısı oldukça fazlaydı. İşlerim oldukça erken bitiyordu ve ben de erkenden kafe bara gidiyordum. Ayrıca enerjim yerinde oluyordu.
"Sen iyi misin?"
"İyiyim sadece konuşmak istiyorum," elimi ona doğru uzatıp gelmesi için uzattığım elimi ileri geri yaptım. Bana son zamanlarda şaşırıyordu. Eh ben de kendime şaşırıyordum. İlk kez birini bu kadar düşünüyordum.
"Soracağım sorular sana özel. Kendine göre cevap ver." Kafasını salladı. Onay alınca aklımda kelimeleri toplayıp devam ettim.
"Biri var. Onu arzuluyorsun ve yanında bulunmak sana tuhaf bir şekilde zevk veriyor. Onu elde etmek için dost ayaklarına yattın ve yanında bir erkekle seviştin. Sonra ne yaparsın?"
Durdu ve gözlerini tavana dikti. Sonra yine bana döndü. "Bu bir soru mu?" Elimi alnıma çarpıp kafa salladım. Yeol mü saflaşmıştı yoksa ben mi tuhaf bir şey demiştim?
"Demek istediğin şey sevdiğin birini nasıl elde edersin mi?" Bu konu muallaktı. Birincisi Sehun'u sevmiyordum. Sevmek kalp ve beden gerektirirdi ki bende ikisi de yoktu. Sevdiğimi düşünmüyordum. İkincisi onun yanında olmamak beni çok üzerdi, sebebini bilmiyorum. Son olarak üçüncüsü onu elde ettiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Ömür boyu seks yapmayı düşünmemiştim.
"Sevdiğin değil... yani bilmiyorum ona ne yaparsın?"
"Açılırım."
"Kabul etmiyorsa?"
"Yemeğe götürürüm." Yeol'ün dediklerini kaydediyordum.
"Kabul etmiyorsa?"
"Adres ve numarasını öğrenirim." Bunu bugün kesinlikle bulacaktım. Bunu önemli bir not olarak önceliğe kaydettim.
"Onun için ne yaparsın Yeol? Onun sana bakması için ne yaparsın?"
Alt dudağını ısırdı ve ellerini bilmiyor gibi havaya kaldırdı. "Onu rahat bırakırım. Geri dönmesi için vakit lazım." Haklıydı. Bugün ona tam tersi davranmalıydım. Belki de plan işe yarıyordu ha?
Yine ben kazanacaktım ve onu elde edecektim. Çünkü ben her zaman kazanırdım ve elde ederdim.
"Jongin," Yeol omuz silkti ve büyük bir kararlılıkla başını kaldırdı.
"Hepsinden önce birini seviyorsam ona önce 'seni seviyorum' derdim." Yeol gelen telefona dışarı çıkmış, düşüncelerim ve fikirlerim gibi beni odada yalnız bırakmıştı. O hepsinden önce 'seni seviyorum' dediğinde ben 'sevişelim hadi' diyecektim sanırım.
.
.
.
Bu sefer erkenciyim. Sehun'u yakalamak için elimden geleni yapuyor ve vazgeçmeye niyetli değilim. Emin olun yanıma kendi gelecek ve beni elleriyle Lu'dan ayırıp deli gibi sevişmemize yol açacak. Bunu hissediyorum. Tabi onunla birlikte on iki gün önce bulunduğum yerin sıcaklığını ve duvarlarını da hissediyorum. Bana masaj yaparcasına rahatlatan yeri nasıl unuturum?
Sehun'un artık okul vakitlerini biliyordum. Her çarşamba, cuma ve pazar izinliydi. Bu sırada Lu işe gelmiyordu ve bunu taktığım söyleyemezdi. Başının çaresine bakacak kadar sinsi ve uyanık olduğunu onunla birlikte olduğum günlerde öğrenmiştim. Bana söylediğine göre işletme mezunuydu. Sonuçta ben de işletme mezunuydum ve bakın bana, ne kadar zekiyim.
