1. Bir Dilek Tut

62 4 0
                                    

   Etrafınızda sürekli bir fırtına döner. Ama bazen bunun farkında olamayabilirsiniz. Hayatınıza yavaş yavaş girmiş bir tehlike... Evet evet bütün ruh halinizi alt üst edecek o kişiden bahsediyoruz... Her ne kadar sizi içine çekip başınızı döndürse de kıyamayıp kapılırsınız o garip dansa. Ve hiç bitmemesini dilersiniz bu büyülü anın... İşte başlıyoruz. :)

       Merhaba, ben Eylül. İstanbul'a yeni taşındık.Liseyi burada okuyacağım.Liseye geçmemin sevinciyle sabah uyandım ve yatağımdan zıpladım. Kahvaltı edip annem ve abimle okula geldik. Adeta sihirli bir rüyadaymışım gibi mutlu etti beni yeni atmosfer. Hemen yeni okulumu gezip yeni arkadaşlar edinmek için bahçede dolanırken gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Bir yandan okulun dışını incelerken bir yandan da yürümeye çalışıyordum ki başaramadım ve her zamanki sakarlığımı yaptım. Evet daha ilk günden pot kırarak bir erkekle çarpıştım ve yere düştüm. Etraftaki herkes bana tuhaf tuhaf bakıp gülüyordu. Yerin dibine girdim ve hemen toparlanıp ayağa kalktım. Bana çarpan çocuk beni sırtımdan sıvazlayarak kenardaki banklardan birine götürdü . 

- Canın acıyor mu? Bir şeyin var mı? Çok özür dilerim gerçekten...

-Hayır bir şeyim yok, önemli değil.

-Nasıl oldu bilmiyorum, aceleyle yürürken seni görmedim bile çok özür dilerim.

-Gerçekten bana bir şey olmadı. Ama okulun ilk gününden pot kırmak beni rezil duruma düşürdü sanırım. :/

-Onları boşver sen. Önemli olan saygılı olmak.. Ki bu insanlarda pek bulunduğunu düşünmüyorum..  :)

   Konuşurken muhabbet ilerledi. Birbirimizle tanıştık ve çok yakışıklı ve iyi bir çocuk. Adı Kuzey. Onlar da İstanbul'a yeni taşınmışlar. Ve bilin bakalım nerde oturuyoo :) Bizim semtteee :D... Baya konuştuk ve sonra kafama dank etti. İlk başta aceleyle yürüdüğünü söylemişti. Acelesi neydi ki ? Yoksa sevgilisi mi vardı... Sorunca '' Hayır sadece babamın yanına gidiyordum. Ama o gitmiştir, boşver :) '' dedi. Peki dedim ve bahçede yürürken okulun zili çaldı. Maalesef aynı sınıfta değildik :( Ama bu arkadaş olamayacağımız anlamına gelmiyor. Kuzey benim bu okuldaki ilk arkadaşım, onunda ben.. Sınıflarımıza girdik. Ben boş bir sıra bulup oturdum. Biraz sonra yanıma bir kız geldi ve oturdu. Pek samimi olmadık. (merhaba memnun oldum falan bu kadar.) Birkaç dakika sonra sınıf öğretmenimiz olan Sude Akbaba sınıfa girdi. Kendini tanıtıp, bizimle tanıştı teker teker. Dersin ortalarında müdür ve yanında bir öğrenci sınıfa girdi. Ayağa kalkınca yanındakinin Kuzey olduğunu gördüm ve içimden sevinç çığlıkları attım. Sessizce çıldırdım. Sanırım Kuzey'den hoşlanıyorum... Kuzey beni gördü ve hafif bir tebessüm etti.

- ''9/F sınıfında yer kalmadığı için Kuzey'i bu sınıfa almayı düşündüm, boş yeriniz var mı Sude Hanım?

-Evet Murat Bey bir kişilik yerimiz var sanırım, yerine geçebilirsin Kuzey'cim. :) 

      Kuzey yerine geçti ve başını kaldırmadan yandan bana baktı ve göz kırptı. Kalp ritmimin hızlandığını hissedebiliyordum. Ona bakarak gülümsedim ve önüme döndüm. Müdür sınıfa iyi dersler dileyerek çıktı. Bütün sınıf Kuzey'le de tanıştıktan az sonra teneffüs zili çaldı. Ben yerimden kalkmadım, yanımdaki kız dışarı çıkınca Kuzey yanıma geldi. Tekrar konuşmaya başladık.

-Ee Eylül pek sevinmedin galiba bu sınıfa gelmeme? (gülerek)

-Delimisin sen.. Tam sıkıntıdan patlarken sen girdin içeri ve bedava wi-fi bulmuş gibi sevindim (heyecanlı ve gülerek)...

    Sonra fazla salakça konuştuğumu düşünüp utandım. Kuzey gülümsedi ve kısık ses tonuyla '' deli kız'' dedi. Garip hissediyordum. Yani sanki kafam allak bullak, midemde kelebekler uçuşuyormuş gibi oldu birden. Belki o da bana karşı boş değildir. İçimden dua ediyordum Allah'a. Ne olur beni sevsin diye :D <3

     Okulun ilk günü böyle geçti. Çıkış zili çaldı ve ailelerimiz bizi almaya gelmeyeceklerdi. Evlerimiz yakın olduğu için beraber yürümeye başladık. Yolun uzun olmasına rağmen nasıl bu kadar çabuk geçtiğini anlamadım. Yürürken bile çok eğlendim. Birbirimizi daha da yakından tanımak için ayrıntılı konuştuk. Müzik ve giyiniş tarzı tam bana göre. Yabancı müzik dinliyor ve ''Boylovatic''... Bunu duyunca yolun ortasında istemsiz çığlık attım. Benim ne kadar manyak olduğumu anlamıştır umarım. Ben de koyu bir Lovatic olduğum için çok sevindi Kuzey. Ayrıca kıyafetlerimiz de çok uyumluydu. Kuzey is a Badboy. I am a Badgirl gibiydik. :D Neyse eve yaklaştık.

-Semtin havuzuna girmek ister misin, takılırız ? 

-(bu teklifi hiç bir şeye değişmezdim, hemen kabul ettim.) Olur tabiki de, iyi gelir hem. :) 

- Tamam, yarım saate seni almaya gelirim. :)

    Panikledim.. Çünkü ailemin yanlış anlamasını istemezdim, hele de abimin... Bir erkeğin bu yaşta beni evden alması biraz garip olurdu.

-Iııı ya şey mahallenin başına gelirim yarım saat sonra buluşup gideriz. Çünlü evde mankafa bir abim var ve seni görürse pek iyi olmaz sanırım.. :/ :)

-Peki tamam (gülüyor) görüşürüz :)

Tamam, hoşçakal. :)

        Eve girdim. Annemler okulun nasıl geçtiğini sordular. Anlattım. Ama sadece arkadaş edindiğimi söyledim. Kuzey'i söylemedim :D. Sonra odama geçip hemen havuz için bikinilerimi giyip çantamı hazırladım. Annem yemeğe çağırdı. Yemekte boynumdan çıkan bikini askılarını görünce sordu;

-Havuza mı giriceksin tatlım?

-Evet annecim okuldan bir kaç arkadaşım bu semtte oturuyormuş biz de havuza girelim dedik. :)

-Tamam kızım . Ben de yeni komşularımızla tanıştım gerçekten çok iyiler. Birkaç ev yanımızda oturan Meltem Hanım'la tanıştım. Çok tatlı bir kadın. Hemen arkadaş olduk. :) Hem senin yaşında bir oğlu varmış. Arkadaş olursunuz. Adı Kuzey'miş. Mahallede görmüştüm birkaç kere. Efendi bir çocuğa benziyor. Boylu poslu da maşallah. :)

-Hım öylemi annecim peki tanışırım ben de bir gün.. Neyse ben çıkıyorum. Geç kalmam öptüm seni. Abimi havuza gönderme ilk günden rezil etmesin beni gerizekalı...

-Şşt düzgün konuş abinle kızım. Neyse tamam hadi git sen. Aradığımda telefonunu aç.

-Tamam annecim hadi çıktım ben.. :)

     Dışarı çıkmadan önce abimin nerde olduğuna baktım. Odasında Playstation oynuyodu. Ruhu bile duymaz o oyundayken. Dışarı çıktım. Biraz ötede Kuzey bekliyordu beni. Yanına giderken boydan boya baktı bana. Çok utandım. Minicik bir şort, üstüne ince bir t-shirt giymiştim. Kafamda güneş gözlüğüm ve kolumda çantam.. Kuzey ise Allah'ıma şükür üstünde ateş olmayan bir deniz şortu giymişti. Üstünde bir şey yoktu ama lacivert havlusunu atmıştı boynuna. Elinde küçük bir çanta gibi bir şey... Sanırım bayılıcaktım. Yolda giderken çaktırmadan bakmaya çalıştım baklavalarına. Uzamış saçlarının tepesinde duran Ray-Ban güneş gözlüğünü taktı gözüne. Ben takmıştım önceden. Havuza geldik . Yan yana iki şezlong bulup yerleştik. 

       Yanımda kim olursa olsun, havuza girecekken soyunmaya utanırım. Kafamı çevirdiğimde Kuzey yoktu. '' Eylül hadi gelsene su çok güzel. :) '' dedi. Oturarak çaktırmadan şortumu ve üstümü çıkarıp ayağa kalktım. Kuzey bana baktığı için çok utandım ve hemen havuza balıklama atladım.

-Wuhuu harika atlayıştı Eylül. :):)

Suratıma yapışan saçlarımı çekerken sulu sulu teşekkürler demeyi başardım. :D

       Biraz yüzdükten sonra ikimiz de çıkıp cips kola gibi abur cubur alıp yedik. Sonra yine yüzmek için havuza girdik. Çok eğlendik. Hava kararmaya başlayınca toparlandık. Kurulanıp giyinip eve doğru yürümeye başladık. Yolda ''Bugün seninle çok eğlendim Eylül, teşekkür ederim'' dedi. ''Ben de çok eğlendim, teşekkür etmene gerek yok artık komşuyuz ve hep birlikteyiz :) '' dedim. Sonra mahallenin başına geldik. Telefon numaralarımızı alıp bir kez daha teşekkür ettik birbizimize ve Yanaktan arkadaş öpücüğü attık. Kalbim duracaktı... Ama aşktan mı, yoksa abimin pencereden bana Eylül diye seslendiğini duyduğum için mi...

               BİRİNCİ BÖLÜM BU KADAR ARKADAŞLAR UMARIM BEĞENİRSİNİZ . YENİ BÖLÜMLERİNİ EKLİYCEM. BAYA UZUN YAZMAYI PLANLIYORUM. TABİİ Kİ OKURSANIZ :) YORUM YAPMAYI VE OYLAMAYI UNUTMAYIN. SİZİ SEVİYORUM. TEŞEKKÜR EDERİM <3 :)

AŞK YOLCULUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin