YARADILIŞ VE TÜREYİŞ -I. BÖLÜM-

2K 28 40
                                    


1. Başlangıçta insan yoktu. İnsan yokken, Tanrılar da yoktu. Neye göre tanrıdır
bir tanrı? İnsan yoksa ve kul yoksa ve onu tanrı olarak bilen bir varlık yoksa
tanrı olamaz hiç bir varlık. Bu yüzden, Tanrılar yaratmışlarken insanı, insanda yaratmıştır kendi tanrılarını.

2. Dünya boştu, hayat yoktu. Ne bir ses ne de nefes vardı. Kuru ve sert bir kayaydı her yer ve tam olarak dümdüzdü yer küre.
Ne bir dağ vardı, ne de çukur. Gündüz hiç bir gölge yoktu ve sıcaktan ateş
kesilirdi kaya. Gece soğuktan büzülür ve çatırdardı yeryüzü.

3. Sadece bir taş küreydi dünya ve kimse yaşayamazdı onda. Binyıllarca sakladı, içindeki ateş çekirdeğini dünya. Yol aldı koyu karanlıkta hiç bir
yolcusu olmadan.

4. Sonra yer küreyi farketti tanrılar, ki o zamanlarda, tanrı olmayanlar. Çok uzaktan geldiler ama hem de çok yakından. Başka bir alemden indi tanrılar.
Hayat nefesi verdiler Dünya'ya kendi ruhlarından. Sonra bıraktılar yer yüzünü,
hayat nefesi ile olgulaşmaya.

5. Tanrıların ruhlarının enerjisi ile çatırdadı kaya. Uyandı içindeki ateş ve büyüdü. Sonra çatlamasıyla taşın, ateş taştı yeryüzüne. Değiştirdi ateş taşı,
oydular kendilerine yol ateş nehirleri. Patladı her yan ve bir zamanlar kendisi
de saf ateş olan ve sonradan donarak taş olan ve ateşi ancak kendi içinde
saklayan yeryüzü püskürttü ateşini uzaya.

6. Bir dişi gibiydi Kaya ve Anne gibiydi. Ateş, onun doğurduğu çocuğu oldu. Dışarı fışkıran ateş birleşti ve çiftleşti tekrar anasıyla. Her birleşmesi ile onların
yeniden çatlayıp ufalandı kaya ve gaz püskürdü, ateşle kayanın birleşmesinden
olan patlamalar. Kayanın dönüşmesiydi bu, gaza ve havaya.

7. Ve sizin düşüncenize göre bunlar kaya ve ateşken, aslında ruhu vardı tanrıların herbirinin içinde bilinçsizce. Püsküren gaz kapladı ateşi ve kayayı.İlk
şimşekler oluştu çok yüzyıllar sonra. Sonra asit yağdı gazdan, kayaya. Doldurdu asit ateşin oyduğu çukurları ve çevreledi ateşin kabarttığı dağları.

8. Şimşekler hiç kesilmedi bin yıl boyunca. Asit birleştikçe ateşle ve kayayla patladı ve genleşti yeniden dönüştü gaza. Bu böyle sanki sonsuzmuş gibi sürdü.
Ama süzüldü asit her dönüşünde gaza ve değişti bulutlar zamanla. En sonunda Su geldi dünyaya. Bitti bulutların yakıcılığı ve su yağmuru yerini aldı asitin.
Gaz'dan ki, o öldürücüydü en başta, hava oluştu zamanla.

9. Su'da da vardı tanrıların ruhu, ve yeni oluşan hava'da. Ateş ve kaya gibi.

10.Ateş, toprak, hava ve su birleşip, dengelendiği zaman tamamlandı dünyanın doğuşu. Dört ruhun üzerinde Evren'in Ruhu ve Dünya'nın Ruhu vardı ve odur, hepsini toplayan ve dengeleyen.

11. Zamanı gelince tanrılar tekrar döndüler yeryüzüne ve kayanın
ufalanmasıyla oluşan toprağın üzerine. Doğmuştu dünya ve yaşıyordu ama tanrılardan başka, nefes alması gereken hiç bir varlığın soluyamayacağı gibiydi
hava. Gelseydi o zaman nefes alan birkaç varlık dünyaya hemen kirlenir ve zehirlenirdi hava çünkü ne bitki vardı havayı süzüp temizleyecek ne de bir ağaç.
Her yer kara toprak ve canlı yaşamayan karanlık ve boş suydu.

12.Ama temizdi herşey hazırdı kullanılmaya. Dünyanın içinden sızan ateş kesilmemişti ve bulduğu yeni çatlaklardan sızıp püskürüyordu her yere. Dünya
yüzünde ve suyun altında. Daha tam olarak şekillenmemişti dünya.

13. Tanrılar toprak üzerinde bir alan ayırdılar ve engellediler dıştaki vahşiliğin içeriye sızmasını. Görünmeyen duvarları vardı bu yerin ve ne içerdeki
sızabilirdi dışa, ne de dıştaki içe. Burası sonradan yanlış olarak Cennet denilen, tanrı katıydı. Cennet'in tamamı dünya da değildi. Bir kısmı dünyada iken bir kısmı madde ötesinde ve başka bir kısmı tanrıların kendi alemindeydi. Hepsi
içiçeydi bunların ama asla karışmazlardı birbirlerine. Sadece tanrılar geçebilirlerdi onların engellerini ve izin verilen şeyler tanrılar tarafından.

GERÇEKLER KİTABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin