31.Bölüm:Majesteleri

886 63 10
                                    

'COTİNG! '

Adamın sırtında ki devasa kılıcı hızla savurması ile birlikte Lio'da belinde ki hançeri hızla çıkartarak devasa kılıcın karşısına geçtiğinde, iki silahın çarpışma sesi etrafta yankılanmıştı.

Ortaya çıkan muazzam güç eşliğin de birbirlerinden uzaklaşan ikili, bacaklarını yere sürterek durduktan sonra dikkatle birbirlerini süzerek çember çizermiş gibi ilerlemeye başladıkları sırada iki savaşçı da birbirlerinin açık noktalarını hedeflese de birbirlerinden göz temasını da mümkün oldukça ayırmıyorlardı.

İkili sonunda karşılıklı durdukları vakit Lio, elinde ki hançeri tekrar beline koyduktan sonra sağ elini gökyüzüne doğru uzattı.

"KARANLIĞIN EJDERHASI; KAGEMURE, EFENDİNE GEL! "

Lio'nun bağırışı eşliğin de gökyüzünde yankılanan devasa kükreme ile yer altının tavanı tamamen karanlık bulutlar ile kaplandığı vakit, karanlık bulutlar bir ejderha vücudunun şeklini almışlardı.

"RRAAAAAARRRRRRGGGHH! "

Kara bulutların aldığı ejderha şekli kükrercesine hareket ettiği vakit etrafta yankılanan kudret dolu ses eşliğin de karanlık bulutlar tıpkı bir hortumla çekiliyormuş gibi Lio nun eline doğru akın etmeye başladığı vakit; Lio'nun elinde yavaş yavaş ortaya çıkan devasa tırpan eşliğin de Lio'nun gözleri, yakut misali kırmızı bir renkle parladıkların da yüzünde büyüyen sırıtış eşliğin de Lio ağır adımlar ile karşısında ki savaşçıya doğru ilerlemeye başladı.

"TOPRAK STİLİ: SÜS HEYKELİ! "

Adeta heykel misali kımıldamadan duran adamın bir anda vücudunu kaplayan toprak parçaları eşliğin de adam hızla kaçmaya çalışsa da nereye kaçarsa kaçsın onu takip eden toprak hızla vücuduna yapışarak sertleşiyordu.

Saniyeler boyunca adam kaçarak topraktan kurtulmaya çalışsa da ayağını her yere bastığın da toprak biraz daha vücuduna yapışarak hareket etmesini mümkün oldukça yavaşlatıyordu.

En sonunda adamın yüzü hariç tüm vücudu toprak ile kaplandığında, adamın devasa vücudu bir heykel edası ile kıpırdamadan duruyordu.

"İLK DÖVÜŞÜN GALİBİ: KARANLIK KRAL! "

Etrafta bir anda yükselen ses eşliğinde vücudu toprak ile kaplanan adam karanlık ile kaplanarak ortadan kaybolduğu vakit dövüşecek kişileri anons eden adam tekrar ortaya çıkmıştı.

"Sırada ki dövüş için gelen kişiyi herkes tanıyor; Bizim güzeller güzeli prensesimiz, Leydi Gip!"

Adamın konuşmasının bitmesi eşliğin de seyircilerden tezaurat dolu sesler yükselmeye başladığı vakit Lio, bakışlarını karşısına çevirdiğinde karşıdan gelen üzerinde oldukça güzel bir elbise bulunan kızı incelemeye başladı.

Kız tıpkı bir prenses edası ile hafif ve narin adımlar eşliğin de yürürken elbisesi hafifçe rüzgarda dalgalanıyor ve ona çekicilik katıyordu.

Yüzünde ki sadece gözlerinin çevresini kaplayan tül gibi ince bir bez parçası ile sarılı olan maskesi dışında yüzü tamamen açıkta idi .

İnce dudakları ve dudakları ile orantılı minik bir burnu vardı. Gözlerini örten tüle rağmen ortaya çıkan mavi gözleri, bakanı uçsuz bucaksız bir okyanusta imiş gibi rahatlatabilirdi.

Kızın güzelliğine gariplik katan tek şey ise belinde ki kamçıdan başka bir şey değildi. Gip isimli kızın belinde asılı duran kamçının hafif mavi bir ışık ile parlaması bu kamçının efsunlu olduğunu işaret ediyordu.

LOGİO 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin