Bir veliaht prensin korkusu en fazla ne olabilirdi ki? Her an biri tarafından öldürülecek olma ihtimali mi? Tahta çıkamayacağını düşünmesi mi?
Yoongi için bunların hiçbiri değildi. Şuana kadar korkacak bir sebebi olmamıştı. Ama hemen yanında kendisiyle birlikte yatakta oturan küçük beden, ona şaşkınlıkla bakarken kalbi korkudan hızlı hızlı atıyordu. Henüz bir aydır tanıdığı birinin ona bu denli garip duygular yaşatması tuhaftı. Bir köylü çocuktan bu denli etkilenmesi tuhaftı. Hemen şimdi yanında oturan küçük bedeni kolları arasına alıp bir daha bırakmamak istemesi tuhaftı. Ama önemli değildi. Çünkü bu tuhaflıktan deli gibi hoşlanıyordu.
"N-ne?"
Jimin'in şaşkınlık dolu sesi kulaklarına dolduğunda Yoongi titrediğini hissetti. Jimin'e bakamayacağını bildiğinden kafasını çevirip odada göz gezdirdiğinde diyeceklerini nasıl toparlayacağını düşünüyordu.
"Bak Jimin." diye mırıldandı. Söze nasıl başlaması gerektiğini bile bilmiyordu. Birden söylemişti, evet. Ama önemli olan kendini nasıl açıklayacağıydı. "Biliyorum. Şimdi bunları duyman senin için zor ama lütfen benden nefret etme. İlk önce anlatmama izin ver. Yemin ederim bana bağırıp çağırsan hatta vursan bile sesim çıkmayacak."
Yoongi içine derin bir nefes çekip, ellerinin arasındaki minik elleri varlığını hissetmek amacıyla sıktı. Boğazında ki yumru konuşmasını zorlaştırıyordu.
"Ne diyorsun hyung?"
Jimin'in kırık sesi Yoongi'nin gözlerinin tamamen ona odaklanmasına sebep olurken anlamsız bakışlarla karşılaştı. Hemen şimdi diyeceklerini toparlamazsa Jimin'i daha kazanamamışken sonsuza dek kaybedecekmiş gibi hissediyordu.
"Lütfen sadece dinle beni." Yoongi ne ara bu kadar şefkat dolu konuşmaya başlamıştı bilmiyordu. Ama bu yönünü ortaya çıkaran tek kişi Jimin'di. Ve ondan başkasıda olamazdı.
"Bunları söylemek benim için zor Jimin." Gözlerinin içine bakarak konuşmaya devam etti. "Sen... benim için çok değerlisin. Tamam mı? Bunu unutma."
Jimin anında kocaman gülümseyip gözlerinin kaybolmasına neden olduğunda, Yoongi afallayarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Karşısındaki görüntü o kadar güzeldi ki... Jimin o kadar güzeldi ki... Ömrü boyunca Jimin'i sadece kendine saklamak istiyordu.
"Sende benim için değerlisin hyung~"
Jimin'in tatlı bir şekilde çıkardığı sesi Yoongi'nin kalp atışlarını hızlandırırken kendine gelmeye çalıştı. Jimin'in büyüsüne kapılmayıp hemen her şeyi anlatması gerekiyordu.
İçindeki oluşan isteğe karşı koyamayıp bir elini Jimin'in saçlarına daldırıp karıştırdı. Hemen ardından yumuşacık saçların arasındaki büyük elinin üzerinde minik bir el hissetmiş ve kulağına Jimin'in kıkırtısı dolmuştu. 'İşte.' diye geçirdi içinden. 'Ömrümün sonuna kadar ihtiyacım olan tek şey bu an.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heir To The Throne ♚ Yoonmin
Fanfic"Ben Park Jimin. Saraydan ve içerisinde veliaht prensin olduğu her şeyden nefret ediyorum." "Ben Min Yoongi. Saraydan ve içerisinde veliaht prensin olduğu her şeyden nefret ediyorum." ♚♚♚ Tüm hakları Min Yoongi'nin damarlı ellerinin arasındaki, Park...