YETER ARTIK DAYANAMIYORUM!

210 43 96
                                    

Dün, uyandıktan sonra Hz. Eyyüp (as) duası dilime takıldı. Arada böyle şeyler oluyor. Kur'an'dan veya siyerden aklıma bir şey takılınca mutlaka takılan o ilgili şeyle o gün başıma bir şey gelir.

رَبِّ اِنّىِ مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَالرَّاحِمِينَ

Rabbi inni messeniyeddurru ve ente erhamürrahimin...

Durmadan dilime takıldıkça bu duayı okudum durdum. Ama aklıma takılan şey; "Acaba bugün ne olacak?" Akşam yemeğini yedikten sonra ablam bir şeye alerji olmuş olacak ki vücudunda nokta nokta kırmızı izler oluşmaya başladı. "Mehmet, beni hastaneye götürür müsün?" diye ricada bulundu. Ben de onu kırmadım ve çay içtikten sonra hastaneye gittik. Gerekli kontörler yapıldıktan sonra, serum takarak dinlenmesini istediler. Dinlenmesi için bir odaya geçtik. Oda hanımlarla dolunca "burada durmak uygun olmaz" diyerek, dışarıya çıktım. Erkek kardeşimin dışarıda biriyle sohbet ettiğini gördüm. Kardeşimin sohbet ettiği kişi bana bir yerden tanıdık geliyordu. Yanlarına yaklaştım ve selam vererek izin isteyip oturdum. Masadaki abi bana gülümseyince abiye dönerek; "Abi, ben seni bir yerden hatırlıyorum ama nereden?" diye sorunca abi yeniden tebessüm etti ve bu defa kim olduğunu çıkardım. Abiyle geçen günlerde hastanede tanışmıştık. O kadar tatlı dilli bir abiydi ki konuştukça dinleyesi geliyordu insanın. Konuşmaya başlayınca, Allâh'ı hatırlatan aklına ne geliyorsa selam vererek başlıyordu. Ben burada birkaç tanesini söyleyeyim gerisini siz anlarsınız zaten.

"Kabe'ye selam olsun, Hz. Muhammed'e (sav) selam olsun, halifelere selam olsun, yıldızlara selam olsun, aya, güneşe selam olsun, Allâh'ın veli kullarına selam olsun..."

Selam olsun da olsun. 😊 Böyle bazen konuşmaları ricayla bölerek, yine bir yerlere selam gönderirdi. İlk tanışmamızda aynı odada ikimize de serum takılmıştı. Haline şükrettiğini belirten ifadeler kullanarak yine bir yerlere selam gönderdi garibim. Biraz muhabbet ettik. Karısının ve çocuklarının kendisini terk ettiğinden dert yakınmıştı. Özel olduğu için daha fazla derine dinmek istememiştim. Bu defa da karşıma çıkınca, oturtup konuştuk. "Kardeşim sabah namazına kadar bir karar vermem lazım" diyerek sözlerine başladı. Bakışlarından sezdim aslında ne kararı verip vermeyeceğini ama yine de soramadan edemedim. "Ne kararı abi?" sanki hiç vakti yokmuş gibi cevap verdi hızlıca "Ya devam ya da tamam diyeceğim. Artık kaldıramıyorum, kardeşimle de aram bozuldu. Artık bu yükü kaldıramıyorum..." Önce tebessüm etmekle yetindim sonra Hz. Eyyüp'ün (as) duasının dilime bu sebepten ötürü takıldığını anladım, şükrettim.

"Ya Rabbi zarar bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin. Bana da merhamet eyle yarabbi."1

İyi de Hz. Eyyüp neden böyle bir dua yapmıştı ki? Hz. Eyyûp (as) hem mal varlığı açısından çok zengin, hemen de evlat bakımından birçok evladı vardı. Refah bir hayat yaşarken Allâh ona bir hastalık verdi Bu hastalık hem evlatlarının vefatına hem de mallarını kaybetmesine sebep oldu. Hastalığı daha da şiddetlenince hanımı da onu terk etti. Uzun bir müddet böyle bir hastalıkla mücadele etti. Hastalık bütün vücudunu teslim alınca Bediüzzaman'ın ifadesiyle; "dilini ve kalbini manevi kurtçuklar istila edince" yani kalbine ve diline şeytandan; "Bak! Rabbin seni terk etti..." diyerek Eyyûp'e vesvese verince Eyyûp'te (as) "Ya Rabbi zarar bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin. Bana da merhamet eyle yarabbi."

Diye dua etti. Buradan anlaşılıyor ki Hz. Eyyûp (as) asla kendi sıhhati için değil, hastalığı artık ibadetlerine engel olacak seviyeye gelince bu duayı etmişti.

DÜNYADAN GEÇEN YOLCU (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin