Omzumda hissettiğim el ile arkamı hızla döndüm omzuma dokunan kişinin bir önemi yoktu önemli olan onunda bir Hazarin olmasıydı. Saçlarım esen rüzgarın etkisi le savruluyordu buna aldırmadan karşımdaki bilmiş Hazarin konuşmaya başladı.
- " Sence de fazla soğuk değil mi? " dedi başımı havaya kaldırıp onaylar gibi yaptım canım ne konuşmak ne de herhangi bir şey yapmak istiyordu, Barzan ağanın beni seçeceğinden o kadar emindim ki... şimdi ise sadece ben umutsuzluk ve başımda bekleyen AZAD HAZARİN vardı.
- " Neden buradasın ?" dedi, cevap vermeye yeltenmedim ama insanın hırsı anlatması için durmadan itekliyordu. Azad ağa bana konuşmam için boş gözlerle bakarken ben kalbimin bana söylediklerini dilimle Azad ağaya söyledim
-" Burada olduğumun bir önemi yok zaten benim nerede bir önemim oldu ki " dedim aslında saçmaladığım belliydi ama işte sanki siz...- ya boşverin bazen boşvermek bile insana önem kazandırabiliyor- Azad ağa bir süre sustuktan sonra nefesiyle oflayarak konuşmaya başladı
-" Anladım, ama nedenini tam değil" dedi. Bir insanın en çok ağrına ne gider biliyormusunuz? siz karşınızdakine on saat dil dökün o sizin ne dediğinizi anlamaması işte bu durumlarda yapmanız gereken tek şey
-" Ben sanan niye anlatıyorsam!" diye carlamak olacaktır. Oturduğum yerden hızla kalkınca Azad ağa arkamdan seslendi
-" Sende en az onun kadar asisin" dedi anlamaz tavırlarla salak gibi Azad ağaya baktım ne demek istemişti şimdi bu. Kafamı sinirli bir şekilde gülerek
-" Kim asi? ayrıca bana asi deme " dedim öfkeli ve sinirden gülerek. Gülmemek için dudaklarını bastırdı
-" ZANA KADAR " dedi gözlerim ikinci defa fal taşı gibi açılmıştı Azad ile Zananın ne işi olabilirdi yoksa hayır hayır bu kitap bir şaka olmalı
***
Şimdi işler daha bir karışmıştı. Şilan her seferinde hüsran ve acılara boğulmaktan usanmıştı. Zana ise istemediği bir adamla sırf babasının gönlü kırılmasın diye evleniyordu HAYIR da diyemezdi zaten kim töreye boyun eğmiş ki Zana eğsin ama şunu da unutmayın töre bir yan dan mahpusluksa aşk da tek kaçış yoludur.
Azad ağaya ne olmuştuda Şilanı Zanaya benzetecek kadar ne olmuştu, ne değişmişti, ne başlamıştı yoksa bu da bir AŞK mıydı? Şilan anlamsızca etrafa bakarken kendi kendine konuşmaya başaldı
" Bu Zanada ne var böyle Barzanı ben hak ederken onu benden çalması... keşke zananın yerinde ben olsaydım o zaman herkes de beni severdi ama nerede Zana kim ben kim içinde sadece küçük umutlar yetiştiren bunların hepsini hırs ile sulayan ben. Belkide en doğrusu bu ama..."
Azad ağa yan yan Şilanı izliyordu. Yeni bir aşk mı doğmuş, eski bir aşk mı ölmüş belli değildi. Sizce kalpte duran körü körüne yanan hiç feri olmayan bir aşk hala devam mı etmekteydi?
ZANA DAN DEVAM
Barzan beni seçmiş olamazdı. Onun Şilanı seçmesi gerekiyordu beni değil ben ömrüm boyunca sevemeyeceğim bir adamla yaşamak...Gözlerimin yaşardığını hissedebiliyordum çivi gibi gözlerimi Barzan ağaya diktim o'da bana bakmaya başladı soğuk ve sert bakışlarla o'na bakıyordum onun ise bana bakış şekli haince ve kaçışın yok sen benimsin gibi bakışları vardı. Barzan ağa kararını açıkladıktan sonra Babam konuşmaya başladı
-" Aferin Barzan! yapman gereken seçmen kızı seçtin" dedi aslında babamın bu işe fazla düşmesi beni tedirgin ediyordu. Aklımda bu saçma soruyu bulundurmak istemiyordum çünkü babam benim iyiliğimi isterdi yoksa benim bilmediğim bilmemi istemeyeceğim şeyler mi vardı...kim bilir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ GELİN
Fiction généraleZana...gözleri Urfa"nın güneşine bedel kızıl ötesi saçları ile hayat'ı yaşamaya değer olarak gösterecek tek umut. Ama hayat umutlarla sınırlı değil, içinde bilmediğin olmaz dediğin duygular, bende yok dediğin şanslar bir anda ayağnına gelse ve tam o...