Hastaneye geldiğimden bu yana yere oturmuş ve dizlerimi kendime çekerek ileri geri sallanıyordum sadece. Yoongi'yi yalnız bırakmamalıydım o evde. Sinirime hakim olmalı ve onun için her şeye katlandığım arkadaşımın yanında kalmalıydım.
"İyi olacak," diye fısıldadım. Sadece iyi olsun istiyordum, o yeterdi bana.
"Seok Jin hyung!"
Adımı birinin seslenmesi ile başımı dizlerimin arasından kaldırıp bana doğru koşan Taehyung'a baktım. Ne zaman Kore'ye gelmişti bilmiyordum ama geleceğini biliyordum. Gerçekten berbat bir arkadaş olmalıydım. Ben, berbat bir insandım. Kimseye bir faydam dokunmuyordu, aksine zarar veriyordum. Ben işe yaramazın tekiydim. Neden hala çevremdeki insanlar bana katlanıyordu ki?
"Hyung, iyi misin?"
Taehyung sargılı olan kolumu kendisine çektiğinde sadece ona bakmakla yetindim. Taehyung'un hayatını da mahvediyordum. Yanımda olmamalıydı. Kimse benim yanımda olmamalıydı, herkesin hayatını mahvediyordum. Yaptığım başka bir şey yoktu. Annemle babamın benden utandığına da emindim. Lakin haklılardı.
"İyiyim Tae ama Yoongi iyi değil."
Gözyaşlarım akmaya başladığında Taehyung uyuşturucu yüzünden iyice zayıflayan bedenimi kendisine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı. Kendimde ona sarılacak gücü bulamadım çünkü buna yüzüm yoktu.
"Yanımda olmamalısın Tae, seni de peşimden bu bataklığa sürükleyemem. Git lütfen."
Bedenimi zorla geriye çekip endişeyle bana bakan Taehyung'a çevirdim bakışlarımı. Bilmiyordu uyuşturucu kullandığımı. Kimse bilmiyordu ama bir şeyler bildiklerinden emindim.
"Hyung, iyi olduğuna emin misin?"
Gözyaşlarım çoğalırken başımı sağa sola salladım. İyi değildim, olmayacaktım da. Hak etmiyordum bunu ben.
"İyi değilim Tae ve sana zarar vermeden önce git lütfen."
Yoongi hastaneye getirileli iki gün olmuştu ve ben bu iki gün boyunca hiç uyuşturucu almamıştım ve yakın bir zamanda krize gireceğime emindim. Çevremde bulunan herkese zarar vereceğimin farkındaydım ama Yoongi olmadan da onun evine gidemezdim. Buna cesaretim yoktu.
"Bana neden zarar veresin ki hyung?"
Titremeye başlayan ellerime baktım. Burada olmazdı, olamazdı. Taehyung'a zarar vermek istemiyordum. Ona zarar veremezdim.
"Git, Taehyung."
Bedenim iyice titremeye başladığında ne yapacağımı şaşırdım. Bu durumlara çok gelmemiştim ama geldiğim zamanlarda aklımı yitiriyor ve ne yaptığımın farkına varamıyordum. Aklım başımdan gitmeden önce Taehyung buradan gitmeliydi. Yoksa ona zarar verirdim.
Hızla ayağa kalkıp bana şaşkınca bakan Taehyung'a odaklandım zar zor. Endişeyle şaşkınlık karışımı bir ifadeyle bana bakıyordu.
"Hyung, iyi misin? Titriyorsun."
"De-değilim Tae ve gitmezsen i-iyi şeyler olmayacak. Git lütfen."
Taehyung beni dinlemeyip ellerini omzuma koydu. Titrememi engellemeye çalışıyormuş gibi bir hali vardı ama bilmiyordu bu daha iyi halimdi.
"Seok Jin hyung!"
Taehyung sertçe bedenimi sarstığında aklımı yitirmeye başladığıma emin olmuştum.
"Git Taehyung!"
Sertçe bağırmış ve merdivenlere yönelmiştim. Buradan uzaklaşmazsam Taehyung'a zarar verecektim ve ben böyle bir şey olursa kendimi affedemezdim.
"Hyung bekle!"
Hala peşimden koşan Taehyung'u biraz geriye iteleyip benden uzağa gitmesine sebep oldum. Şu an ruhsal olarak canını yaktığımın farkındaydım ama bu, onun iyiliği içindi. Benden uzak durmalıydı.
Merdivenlerden inerken dengemi kaybedip son birkaç basamakta kıçımın üstüne otursam da yanan canımı umursamadım. Buradan hemen çıkmalı ve kimsenin olmadığı bir yere gitmeliydim. Diğer merdivenlere yöneldiğim sırada Taehyung sertçe kolumu tutmuş ve ona dönmemi sağlamıştı.
"Hyung ne olduğunu söyle lütfen."
Taehyung merak içinde bana bakmaya devam ederken onu hayal kırıklığına uğratmaktan korktum o an. Kendimi kestiğimi bilse de hala benim için umut ediyordu. Bir de uyuşturucu kullandığımı öğrenirse hayal kırıklığına uğrardı, sanki daha önce uğramamış gibi.
"Sonra anlatırım Tae, gitmem lazım. Bırak lütfen."
"Anlatmadan gidemezsin Seok Jin hyung."
Neden ısrar ediyordu? Görmüyor muydu halimi? Titrememi zar zor kontrol altına alıyordum. Gözlerimin altı morarmıştı, aklımı tamamen yitirmek üzereydim. Krizim yaklaşıyordu ve o beni bırakmıyordu. Bırakmalıydı yoksa kendime daha fazla engel olamazdım.
"Lütfen, Tae," dedim gözyaşım çeneme süzülürken.
"Hyung, kendine baktın mı hiç? Çökmüşsün. Seni nasıl böyle bırakabilirim?"
"Geri gelecek ve her şeyi anlatacağım ama şimdi gitmeme izin vermen gerek."
Kolumu kendime çektiğimde Taehyung'da peşimden gelmiş ve yeniden koluma asılmıştı. Artık görüşüm bulanıklaşıyordu. İyice kötü oluyordum ve Taehyung gitmeme izin vermiyordu. Bırakmalıydı, neden anlamıyordu? Kendime hakim olamıyordum artık.
Sertçe Taehyung'un bedenini merdivenlerden ittiğimden Taehyung tırabzanlara tutunmayı denese de tutamamış ve birkaç kez dönerek merdivenlerden aşağıya doğru yuvarlanmıştı. Şok ile Taehyung'u baktım. Başı kanıyordu ve gözleri kapalıydı. Ölmüş olamazdı değil mi? Korkarak birkaç adım geri çekildim. Bir arkadaşıma daha zarar vermeyi kaldıramazdım. Başımıza toplanan insanlar suçlayıcı bakışlarını bana attığında daha fazla ağlamaya başladım. Bana baktıklarında hakaret etmeleri yüzünden değildi ağlamam, Taehyung'a zarar vermiş olmamdı.
Krizim iyice tetiklendiğinde arkama döndüm görmemeleri için. Kimseye zarar vermek istemiyordum.
"Taehyung'u alın ve gidin!" diye bağırdım arkam dönükken. Artık kendime hakim olmam mümkün değildi. Çevremdeki herkese zarar verebilirdim ve artık kaçıp gidemezdim. Düzgün düşünemiyordum ve önüme gelen ilk kişiye zarar vereceğimi adım gibi biliyordum. Çünkü daha önce böyle bir durumda kalmıştım. Yoongi de beni odaya kilitlemiş ve sakinleşene kadar kapımı açmamıştı. Bütün odayı darmaduman etmiştim. Kriz geçirirken birinin yanımda olması çok tehlikeliydi.
Belki de hemen burada kendimi öldürmem gerekiyordu. Sinirli nefeslerim arasında dışarıya baktım camdan. Ardından cama tüm gücümle bir yumruk atmış ve camın büyük bir gürültü ile kırılmasına sebep olmuştum. Ses ile birkaç kişinin çığlığını duysam da umursamadım ve yerde gördüğüm cam kırıklarına dönerek ucu en sivri olana bakındım. Gördüğüm zamanda hemen almış elimde birkaç saniye sıktıktan sonra elimden akan kanlar çekmişti dikkatimi. Derin bir nefes aldım ve, "Bensiz daha mutlu olacaksınız," diye fısıldadıktan sonra cam kırığını karın boşluğuma geçirmiştim. Acı hissetsem de sorun değildi. Bunu yaparken doğru bir karar vermiş olduğumu düşünüyordum.
✨✨
Bu hikaye beni depresyona sokar ha. Umarım beğeniyorsunuzdur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Yanlış 1 Doğru
FanficKışın ardından gelen baharı göremeyecek kadar umutsuzdum. Çürüyen umutlarım asla yeşermedi. • | İyi bir ruh hali içermeyen ve intihara meyilli karakterler bulunduğundan dolayı küçüklerin okuması tavsiyem değildir. |