BÖLÜM 13: TÖRE DESTANI

12 4 1
                                    

Atlara bindiler... Kralla beraber dört nala at süren bu 60larına gelmiş yahut 50lerin sonlarına merdiven dayamasına rağmen, bir aslan yelesi misali saçları dalganırken ahıl tekesini çatlatırcasına koşturan, bembeyaz saçlarına inat 20sinde bir yiğit gibi gözlerinde edilmiş bir yeminin ateşini taşıyan bu adamın kim olduğu elbette merak konusuydu, askerler arasında. Ama daha önemli bir konuyla meşgullerdi kral ve ihtiyar. Sessiz kaldılar. Kral gözlerin taş tabletin üzerine dikti. Arkasındaki askerlere döndü ve askerlere;

Neden taş üzerine kazılmıştır bu destan biliyor musunuz?

Neden kralım?

Taş, insanların içindeki kırılmaz gücü sembolize eder. Bu yüzden de taş kutsallaşmıştır. Bir güç simgesi olarak da destanlar taşa kazınır.

Gözlerinde bir umut ışığı yakacak sadece bir püf nokta arıyordu, babasının yazdırdığı destanda. Töre Destanı adının verildiği bu destanı yeniden okumaya başladı...

TÖRE DESTANI

Bilinsin. Bu devlet bu hale kolay gelmedi. Çok isyanlar da oldu. Lakin kutumuzu bize gönderen, bunu yapanları lanetledi. Hepsi karşımızda diz çöktüler. Kut verilmiş bir sorgulamadır. Zira kral halkının huzuru için kut verilmek yoluyla sorumlu kılınmıştır.

Her şeyin bir düzeni var. Soyumun, sonsuzluğunu ve bu sonsuzluğu yaşatmak için yaşadığı unutulmasın. Nankörler her dönemde vardı. Benden önce de benim zamanımda da vardı ve benden sonra da olacaktır. Benden önce atalarımın ruhları lanetledi onları ve kanları ırkımızdan atıldı. Benden sonra kutumun laneti evimden çıksın ve nankörlerden kara kanlar çıksın.

Kuta ihanet etmek lanet sebebidir. Ve lanet hak ettiğini bulur! Hani yağan yağmurlar tahılları kurutmuştu, gök odun külüne dönmüştü de bulutlar güneşi kapatmıştı, gündüz bile üşür olmuştuk, üşüdüğümüzden yatalak olmuştuk da tahıl olmadığından çorba edemez olmuştuk.

Sebebi, edilen sadakat yeminini unutan vezirlerin ülkeyi başka ırklara paylaştırıp pay almak istemeleri idi de hepsinin boynu vurulana kadar üzerimizdeki kara lanet kalkmamıştı. Sonra yine kut soyunu vezirliğe getirmiş önemli kararlarda fikrine bir vali olarak değil bizzat en büyük mevki olan vezir olarak başvurulmuştu.

Lanet kalkana kadar yağan yağmurun bile hasadı yaktığı unutulmasın.

Bayrak üzerinde ki simge kurttur. Kurt soyu, demir dağlar yakan, kolsuz bacaksız kalmış bir çocuktan bir ırkı yeniden doğduran bir soydur. "Kurtul(mak)" kelamıdır ki, en zorlu dağların başında özgürce uluyan kurttan gelmiştir. Özgürlüğü simgelemiştir. Kurttur ki özgürlüğe isim olan bir soydur. Ona sadece hayvan gözüyle bakılmasın. Soyu, karakter olarak örnek alınsın.

Atadan gelme anadan türeme bir soy olduğumuz unutulmasın. Hatunlara vurmak benim dönemimde de ihanetti; ihanet kalsın!

Her kim ki gerçekleri unutursa bilsin ki, bunlar sadece oyulmuş taşlar değil Kuzey Irkı'nın Kutlu Töresi'dir. Okusun hatırlasın. Ben en iyisiydim. Benden daha iyisini yetiştirdim ve zamanı gelince ona bırakacağım.

Kuzey çok daha iyilerini görsün!

Fethedilmiş, özgürce yaşanılmış toprakların en iyi kralı, isminin ilki, kurt soylu kral AYHAN

ÇAKARALMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin