0.2.2(düzenlendi)

2.3K 149 13
                                    

Jacob 'ın geldiğini gördüğüm gibi ona ilerlemiş ve konuşmaya başlamıştım .

" Öncelikle , " kağıdı uzatıp devam etmiştim . " Bu numarayı al kimseyle konuşmasın ve kim olduğunu öğren kiminle çalıştığını . " demiştim .

" Dur bir dakika . " söylediği ile durmuş ve ona dönmüştüm fakat ilgi alanım tamamiyle arkamızdaki beni takip etmiş olan Jeongguk'a kaymıştı . Bir anda kendimi sıkan kolların içinde bulduğumda bakışlarım ondan çekilmiş ve Jacob'a dönmüştüm.

" Bırakabilirsin Jacob, iyiyim , tamam ."

Kollarını yumuşattığında konuşacakken görüş alanım birden kapanmış ve dudaklarımda hissettiğim baskı ile hayatımın şokunu yaşıyordum.

Abim , beni öpüyordu.

Jeongguk biraz önce karşıdaydı. Yani bizi görüyordu.

Bense şaşkınlıktan donup kalmıştım. Kim abisinin onu öpmesini beklerdi ki.

Hareket etmeyen dudaklarım ile geri çekildiğinde ilgi alanım ilk olarak o değildi. Jeongguk'tu. Fakat o şıkmış olduğu yumruğu ile çoktan arkasını dönmüş gidiyordu. Bu görüntü ne kadar canımı yaktıysa o kadar Jacob'ın canını yakmak istedim. O yumruğun onun yüzüyle buluşmasını istedim ve yaptım. Bütün alışveriş merkezinin önünde yüzüne yumruğu yapıştırdım. Geri ittirdim. Yere düşürdüm. Karnına tekme attım ama ne kendini korudu ne de cevap verdi. Suçlu olduğu sonuna kadar ortadaydı ve o yüzden bir şey yapamıyordu. En son sinirim hala geçmesede duraksadım. İkimizin de burada olma sebebi Jeon'un beni kaçırarak başına açtığı beladan kurtarmaktı.

Ona hiçbir şey yapmadığım anda yerden kalkmış ve yüzüme öylece bakıyordu.

" Bunun yüzünden her söylediğimi yapacaksın." dedim sesimi sakin tutmaya çalışarak. " Yoksa annemiz burada olanları öğrenir ."

Kafasını sallayarak kabul ettiğinde teknoloji marketine ilerlemiştim direkt.

" Ben biraz gezmeye çıktım hastane basınca. Sonra aklıma bir fikir geldi ve gerçekleştirmek için bu bilgisayarları aldım ve kendimi otele kitledim tamam mı ? Bu işle uğraşırken de geçirdiğim vaktin farkında olmayıp en son otel telefonundan seni aradım. Sende geldin , gördün. Tamam mı ?"

Bütün saçma planlar içerisinde en onu kurtarabilecek olanı buydu. 

" Tamam." diye fısıldadı. Sonrasını daha sesli konuşmaya başladı.

" O çekik gözlüyü niye kurtarıyorsun ki. Seni aldatmadı mı ? Bırak öldürsünler ."

Söyledikleriyle ağzım açık kalmıştı.

" Beni aldattı diye ölmesi mi gerekiyor ? Saçmalama Jacob . Bana bıraksalar bende seni öldüreceğim. Değil mi ?" derken elim arkama gitmişti. Bana teslim ettiği silah yerinde duruyordu.

" Bir şey olmaz ." dedi sakince . " Ölümüm zaten ya senin olacak ya da annemin . Senin elinden olursa daha güzel olur benim için . "

Gözlerim sinsi bir şekilde onu süzdüğünde yalan söylüyor mu diye bakıyordum . Kendisini abim olarak görmeye kabul etmiştim çünkü annemden farklıydı ama son yaptığıyla , söyledikleriyle yakınımda bile olmasını istemediğim biriydi . Yılandı . Yanılmıştım aynı annesi gibiydi . Tıss.

" Kameralar zaten bozuktu . Benimde haberim yoktu . Git artık . Annem gelmeden bir şeyleri halletmeliyim . "

Söyledikleri ile alakalı bir şeye cevap vermemiş ve oteldeki odanın kapısını açıp yolunu göstermiştim çünkü araştırmam gereken önemli bilgiler vardı . Bugün Jeongguk ile konuşmamızdan sonra aklımda bir sürü soru işaretleri vardı . Birde Jacob 'ı görmüştü . Şu an aklından neler geçtiğini düşünürsem üzerine beynim patlayabilirdi.

Önceliğim sözde beni çok seven Jeongguk'un şirketinde olan ve benden itinayla sakladığı bilgiyi öğrenmeliydim . Pencereden gözüken şirkete baktığımda gülümsedim . Çünkü bu benim için bir çocuk oyuncağı olacaktı .

Ne de olsa bir havalimanını pasif hale getirmekten daha kolaydı .Bütün düşüncelerimle bilgisayara odaklanmıştım ve elimden geldiğince çabuk yapmam gerekiyordu . Birazdan annem burada olacaktı ve eline gerçek bir şeyler vermem gerekiyordu . Şarkıların çalınmasına karşı 4 şifreli bir güvenlik duvarıydı ve elbette bu bir insanın hesaplayamayacağı işlemler gerektiriyordu . 4 tane şifreye karşı göz devirirken yazılımı çalıştırıp ellerimi bilgisayardan çekmiştim . Bundan sonrası iki yazılımın savaşıydı . Fakat ilk saniyede bir sıfır oldu ve ilk şifre açığa çıktı .

1 Eylül

Jeongguk'un doğum günü . Yani şifreleri şansa çektikleri üyelerin doğum günleri miydi ? Çok saçma ve kolaydı . Fanlardan biri hacker olsaydı deneyerek bile bulabilirdi . Bunları düşünürken iki sıfır oldu ve ikinci şifre açığa çıktı .

1997

Jeongguk'un doğum günü tamamlandığında ben hala şaşkın bir şekilde bilgisayara bakıyordum . Bundan sonra şifreler daha hızlı bir şekilde tamamlandı . Üçüncü ve dördüncü şifre açığa çıktı .

Jeon

Jeongguk

Bunun altında kesinlikle bir şey aramamalıydım . Ne olabilirdi ki ? Çocuklar en fazla bir kutuya isimlerini yazıp çekmişlerdi ve Jeongguk çıkmıştı . Bu kadardı . Daha fazlası olamazdı . Açıkçası olmasını istemiyordum diyebilirdim .

Dört şifrenin sonunda bu erişimi sağlayabilmek isteyecek kişi için son şifreyi istedi . Sadece Bay Bang'a ait olan bu şifrenin yarım saati bulan çözümü ile ben bütün her şeyi öğrenmiş oldum .

Jeongguk'un benden sakladığı ve şirketinde tuttuğu sırrını daha şirket bilgilerine erişmeden bulmuştum . Belki de şirket belgelerinde bile bulamazdım . Onu geçelim bir fan deneyerek bile girer dediğim için bile şu an utanç içindeydim .

Bang Jeongguk

Jeongguk bir Bang'tı .

Jeongguk , Bay Bang'ın oğluydu .

Daha bunu sindirememiş bilgisayara bakarken kapının kart ile açılma sesi kulaklarımı doldurmuştu . Jacob'a giderken kart vermemiş olduğum bilgisiyle silahı çıkarıp kapıya doğru dönmüştüm anında fakat unuttuğum tek şey annemdi . Kapıyı çalsaydı , çatlardı zaten . Kapıdan giren annemin arkasından Jacob gelmişti fakat kapıyı kapatmamışlardı arkasından biri daha girerken gözlerim tüm dikkatim oradaydı . Sanki gelecek olanı hissetmiştim. Çok önemli biri geliyor gibiydi ve öyle oldu. Bay Bang içeriye adımını attı.

Jeongguk'un babası.

İçeriye adımı attı.

Beynim hala bu gerçekle uğraşıyordu fakat elim hala silahtaydı ve Bay Bang'ın üzerine tutuyordum.

" Bay Bang'ın ne işi var burada ?" diyerek anneme soru yönelttiğimde gözlerim ona dönmüştü.

" Bay Bang , seni kaçırıldığını sandığımız zamanlarda bize yardım ediyordu Rebecca . İndir o silahı."

Yavaşça indirirken omzuma bir yük daha bindiğini hissediyordum.

" Yani Bay Bang bir Kore mafyası mı ?" dediğimde Jacob'ın kafasıyla onaylamasına karşı kendimi koltuğa bıraktım. Bu benim için çok fazlaydı.

MARRY ME ? ( Düzenleniyor ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin