Hiç oynayan yok mu ya Rome 2 Total War, Attila TW falan? :P
Uzun süredir yazamadım, çok pardon. Maksat yeni bölüm olsun diye yazdım. :P
Önceki bölümdeki kıyafetlerini giyiyorlar, tekrar tekrar yazmak istemiyorum. Uzun zaman olduğu için unutmuşsunuzdur diye dedim.
Uzumaki evinde öğlene kadar sohbet olduktan sonra Naruto, Hinata ile gezmeye karar verdi.
"Lunapark sever misin?" Arabadaydılar, şu anda Naruto rastgele yönde ilerliyordu.
"Kim sevmez?" Hinata kaşlarını çatıp hafifçe güldü. Lunaparkı sevmemek için aptal olmak lazım. Fiyat dışında her şey mükemmel.
"Hah." Naruto da hafifçe güldü ve trafiğe baktı. "O zaman eğlence zamanı." Doğruca eğlence parkı istikametinde ilerlemeye başladı.
Yolculuk yarım saati geçti çünkü trafik boldu, Naruto ise her dakika küfür mırıldanıyordu, resmen sıkışmışlardı. Hinata ise gülmemeye çalışıyordu. Güç bela gelebildiler hedefe, Naruto aracı otoparka park ettikten sonra ikisi de indi, Hinata kolunda çantasını, Naruto ise ceketini omzunda tutuyordu.
"?" Naruto boşta kalan eliyle Hinata'nın elini tutunca Hinata soru soran gözlerle baktı.
"Randevumda sevgilimin elini tutuyorum." Naruto basitçe cevaplayıp omuz silkti. "Gayet normal."
"Hiç normal değil." Hinata gözlerini uyarırcasına açarken derin bir nefes çekti burnundan. "Sevgili değiliz, randevuda da değiliz." Sonra içinden düşünmeden edemedi. Eli de sıcakmış hani...
"Böyle diyorsun." Naruto hafifçe sırıttı. "Ama böyle düşünmüyorsun."
"Nereden biliyorsun?" Hinata tek kaşını birazcık kaldırıp ağzının kenarıyla gülümsedi.
"Çünkü elimi sıkıca tutmakta niyetlisin." Naruto cevaplayınca Hinata afalladı. Haklıydı, Naruto'nun elini sıkıca tutuyordu. Anında elini çekmeye çalıştı, ama Naruto da sıkıca tutuyordu, parmakları birbirine kenetlenmişti.
"Naruto." Hinata gözleriyle uyardı ve kısık sesle aceleyle konuştu. "Etrafımızda insanlar var!"
"Ee?" Naruto etrafına baktı, bütün gözler yine onlardaydı. "Medeniyette yaşıyoruz, insanların olması gayet doğal." Gülüp kıza baktı.
"Ha ha." Hinata yapmacıktan güldü, asık suratlıydı. "Komik çocuk." Sonra o da bakışları fark etti. "Ben hayranlarının, Naruto magazin haberlerinin bir parçası falan olmak istemiyorum!"
"Geç kaldın, kızım." Naruto onu tamamen boş verip elini tutarak lunaparka yürümeye başladı, bir el omuzda ceketini, diğeri Hinata'nın elini tutuyordu, kol saati de oradaydı.
"Ne 'kızım'ı?" Hinata yüzünü ekşitti, onunla yan yana yürüyordu çünkü kolunu kurtaramadı. Naruto ise isyanlarını umursamadan parka girdi.
"Ee," İkisi de görkemli parka bakarken Naruto sordu. "Neye geçelim?"
"Oh..." Hinata'nın boşta kalan eli ağzındaydı, burası çok şatafatlı bir yerdi.
"Dünyada mıyız hâlâ?" Naruto elini bırakıp önüne geçti ve parmaklarını şıklatınca Hinata somurttu. "Bunu evet olarak kabul ediyorum." Sonra etrafa baktılar, kalabalıktı.
"Harika." Hayran kitlelerini görünce Hinata mırıldandı. Onlarla hiç uğraşmak istemiyordu, gelmemelerini umdu.
"Gel." Naruto elinden tutup yürümeye başladı. "Ben neye bineceğimizi buldum."
"Go Kart mı?" Hinata kaşlarını çattı.
"Ne o," Naruto ona dönüp sırıttı. "Yarışı kaybetmekten mi korkuyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zambak Vadisi (NaruHina AU)
FanfictionVeeee Gooool! Naruto! Naruto! Naruto! Bunlar bütün maçlarda duyulan sözlerdi, sanki bir kanun gibi. Naruto Uzumaki, Konoha Milli Takımının sarı şimşeği, parıldayan yıldızı, yükselen genç şöhreti, sahaların atılgan şampiyonu. Hayallerine kavuşup dolu...