~BÖLÜM 15~

547 78 39
                                    

Multimedia : VRENE (partideki halleri)

Proje ödevlerinden dolayı geç atmak zorunda kaldık... Ama bölümün sonundaki olayla gecikmeyi düzeltmeye çalıştık.

Umarım beğenirsiniz :)

Keyifli okumalar....

*    *    *    *

"Unni çıkarma o elbiseyi!" Yeri, hazırlanmaya başladığımızdan beri bağırıyordu. Yaptığı kombinler güzeldi ama rahatsız ediciydi.

"Wendy Unni eğer o saçı bozarsan  buradan sana uçarım!" dediği gibi bana döndü. "Irene Unni o topukluları çıkarırsan TaeHyung Sunbae'ye söylerim terk eder seni!"

Yeri'ye bir güzel göz devirerek topukluları ayağımı geri soktum. O ise sadistçe bana gülüp SeulGi'nin elbisesine yardım etti.

"Ben tamam. Hadi!" dedi Wendy. "Güzel olmuş muyum?" diye sormayı unutmadı. Ona bıkkın bakışlarımı yollayıp "Hadi." diyerek odadan çıktım.

*    *    *    *

Sıkıntıyla iç çekerek içeriye adımımı attım. İçeride alkol, parfüm ve terin karışımı olan iğrenç bir koku vardı. Yüzümü buruşturarak etrafı incelediğim.

Salonun ortasında insanlar çılgınca dans ederken bir kısmı kendi aralarında eğleniyor, bir kısmı da barın önünde pinekliyordu. Birkaç kişi de -ki bunlar okulun herhalde birbirini yiyen tayfası oluyor- duvar kenarlarında ve karanlık yerlerde birbirlerini yiyorlardı. Bulanmaya başlayan midem ile yanımdaki YoonGi'ye döndüm.

"Nasıl bir yere getirdin bizi?" Müzik sesinden dolayı bağırmak zorunda kalmıştım. Soruma karşılık YoonGi bana doğru eğildi. "Alışmaya çalış. Bundan sonra bu mekanlarda çokça takılacağız." Benim gibi bağırarak devam etti. "Sanırım bizim gitme vaktimiz geldi. Kızlar benimle, meraklanma."

Tam olarak neyi kastettiğini anlamayarak kaşlarımı çattım. Kızlara bir şey söyleyip kalabalığa doğru ilerlerken bana döndü, 'İyi eğlenceler.' Dudaklarını sessizce oynattı ve arkamdaki noktaya bakışlarını çevirdi. Merakıma yenik düşerek baktığı yere döndüm.

Kim TaeHyung! Canım sevgilim!

Yanında Jimin ve JungKook'ta vardı. Bana doğru geliyorlardı. Önüme dönüp etrafı incelemeye devam ettim. Yanımda hareketlilik olduğunu hissedince yana döndüm. Benim etrafında dizilirlerken bir yandan da konuşuyorlardı.

"Tek başına mı geldin?"

Jimin'e bakarak, "Hayır, kızlar ileride." dedim. "Yeri de orada mı?" JungKook heyecan karışımı bir gülümsemeyle bana baktı. Gülümsemeden edemedim. "Hayır evde bıraktık onu." demem hoşuna gitmemişe benziyordu. "Ah, peki."

Jimin bizden sıkılmış olacak ki çok geçmeden, "Ben kaçar, iyi eğlenceler." deyip uzaklaştı. Kook ise birden sırıtarak, "Arabada bir şey unutmuşum." deyip fırladı. Böylece bar gibi olan partide TaeHyung ile yalnız kaldım.

*   *   *   *

Jimin ve JungKook yanımızdan ayrılalı kaç dakika geçmişti bilmiyorum ama ikimizin de ağzını bıçak açmıyordu. Nedenini bilmediğim şekilde garip bir sessizlik vardı aramızda. Kenarda duran masalardan birinin başındaydık ve ben, gerginlik, stres ve mide bulantısının etkisiyle 3 bardak içecek içmiştim.

Dördüncü bardağımı da elime aldığımda sonunda o kalın sesi kulaklarıma doldu.

"İstersen sürahi getireyim? Ancak yeter sana." Alay ve sinir karışımı bir sesle söylediği için ona döndüm. "Ne kadar içtiğimden sana ne?!" Umursamaz davranarak bardağı ağzıma götürüp tek dikişte hepsini bitirdim.

PAR.A.DİSE // VRENE' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin