Biz beş kardeştik.Hepimiz birbirimizi çok severdik.Annem çocuklarında hiç ayrım yapmadı.Sevgisini hep paylaştı.Dokuz çocuğunada sevgi dolu yüreğinden pay biçti.
Erkek kardeşlerime hep destek çıktı.Kız kardeşlerime hep bir arkadaş gibi olmaya çalıştı.Anlamaya dinlemeye çalıştı.Sıkıntımız olduğun zaman gideceğimiz tek adrestiannemiz.
Evde var olan ama ruhu bizimle olmayan bir de babamız vardı.Her sabah ezanla birlikte uyanır bir bardak çay içer işe giderdi.Ben onların ilk gözağrılarıydım.
İlk çocuklarıydım.Sekiz kardeşede ablalık yaptım.Her gece herkes odasına çekildiği vakitte babam ile annemin tartışmalarını duyar ses çıkaramazdım.İçime atardım.
Her sabah hiçbişey olmamış gibi o odadan çıktıklarını ben bilirdim.Ezanla birlikte uyanır bir iki laf eder hemen suratı asık bir şekilde odadan çıkar kardeşlerimin
yanına gider birer öpücük kondururdu.Odamın kapısı aralıklı olurdu.Çaprazda bulunan yatak odalarından gelen sesleri işitirdim.Her sabah kondurduğu o buseyi
ne annem bilirdi ne de kardeşlerim.Babamın içinde ki bu merhameti bu sevgi dolu yüreği kimse görmek istemezdi.Sır gibi saklardı.Bizler için çok şey yapar ama kimsenin
bilmesini istemezdi.
Birgün işten geldiği vakit eline kalemi kağıdı alıp odasına çekildi.Ev halkı çok şaşırmıştı."Katı kalpli bir adam ne yazacak ki" cümlesini işitmiştim.
Arkamı dönüp bakmamla mustafa'yla göz göze geldik.Ne diyorsun sen diyerek biraz öfkelendim.Babam hep iyilik yaparsan gizli yap kızım derdi.Babamın yaptıklarını
hiçkimseye anlatmak istemiyordum.Ardından bir sessizlik çöktü.Kalkıp babamın çalışma odasına girdim.Öfkemin kabardığı şu saatlerde saygısızlığım üstümdeydi.Kapıyı
vurmadan girmiştim.Babam elinde hazır bir mektup tutuyordu.Beni gördüğü vakit bu ne terbiyesizlik Nejla kapı vurmadan girilmez hala öğrenemedinmi diyerek azarladı.
Başımı önüme eğip odadan çıktım.
Günler geçiyordu.Aklımda sadece o mektup vardı.Babam ne yazmıştı.Merakım artık çok ilerlemişti.Birgün babama bu soruyu yönelttim.Kızgın bakışlarıyla çatık
kaşlarıyla kükreyen sesiyle haddini bil bu seni hiç ilgilendirmez demişti.Neden bu kadar çok kızıyordu.Ne saklıyordu.Günler geçtikçe merak eder hatta gizlice
odasına girip o mektubu arardım.Bir sır gibi sakladığı o mektuba ulaşamadım.
Her akşam işten gelip yemek bile yemeden odasına çıkar kaleminden kelimeler dökülürdü.Hiç huyu değildi.Ne yazıyordu.Benim gibi herkes merak ediyordu.İlk bir
hafta herkes çok merak ediyor hatta telaş ediyordu.Ama sonra kardeşlerim de annem de birşey demez oldular.
Zaman su gibi akıyordu.Babam artık çok zayıflamıştı.Gözlerimizin önünde eriyip gidiyordu.Neyin var dediğimizde hiçbişey demeden odasına çıkıp kalemini alır
birşeyler yazardı.Artık meraktan çok endişeleniyordum.Babama ne oluyordu.
Aradan tam 3 ay geçti.Bir sabah ezan okunuyordu.Evde ses yoktu.Gözümün açaraçmaz yatak odasına baktım.Babam uyuyordu.Kalktım annemi aradım.Mutfakta kahvaltı
hazırlıyodu.Babam neden kalkmadı dedim.Biraz seslendim ama uyuyor dedi.Gece geç yattı belki yorgundur çay demlenene kadar uyusun ben kaldırırım dedi.İçimde anlamsız
bir sıkıntı vardı.Annemin cümlesi biterbitmez odaya gittim.Baba baba dedim ama ses vermedi.Ağlamaya başladım.Ardından bir feryat koptu.Annem mutfaktan kardeşlerim
odadan koşarak geldi.Hepimiz babama ölümü yakıştıramıyoduk.Hemen bir ambulans çağırdık.Yüzünde ki masumiyet öylece kalmıştı.Bembeyaz olmuştu.En yakın hasteneye
kaldırdık.Öldüğünü söylediler.Üstünde bir kağıt bulduk dediler.Nejla hanginiz babanız sadece nejla okusun yazmış bu notu size vereceğim dedi.Bu kargaşanın içinde
okumamam gerekiyordu.Kağıdı alıp cebime koydum.
Evimizin çınarını kaybetmiştik.Elleri açık başı az eğik biçimde yatırmışlardı.Üzerine beyaz bir örtü örtüyorlardı.Beyazlamaya başlayan saçları çizgili yüzü
o beyazörtünün altına girmişti.Annem perişan olmuştu.Kardeşlerim sadece ağlıyordu.Yapıcak hiçbişey yoktu.Artık onsuzduk.Kendimi bırakıp annemle ilgileniyordum.
Gün akşam olmak üzereydi.Gelen giden azalmıştı.Hava karardı.Annem çok yorulmuştu.Odasına çekildi.Kardeşlerimde uyudu.Ama ben uyuyamıyordum.Artık kanatlarının
altına alıcak bir babamız yoktu.Gecenin bir vakti aklıma babamın yazıları geldi.Hastane de verilen not geldi.Hemen yaşlı gözlerimi silip kalktım.Cebime koyduğum o notu
çıkardım.İçinde şu satırlar yer alıyordu."Kızım nejla hep sorduğun ama cevap veremediğim o yazılar çatı katındaki yeşil sandıkta duruyor.Şimdi çık ve o yazıları oku."
Ne demek oluyordu bu.Korkmaya başladım.Evimizin merdivenlerinden ağır adımlarla soğuk kanlılıkla çıkıyordum.Kapıyı şöyle bir açtım.Hemen yeşil sandığa yöneldim.Sandığı
açtım.İçinde küçük bir kutu vardı.Hemen onuda açtım.Kırışık mürekkep damlalarının eşlik ettiği bir kağıt var.İçinde şunlar yazıyordu."Tam 3 ay önce doktor kanser
olduğumu ve üç ya da dört ay gibi bir yaşam süremin olduğunu söyledi.Size bunu söylersem bütün günlerinizi berbat ederim.Hastalığım çok ilerlemiş.İçtiğim sigaranın
karartısı tüm akciğerimi sarmış.Ömrüm az şimdi sizlere olan sevgimi bilmenizi istiyorum.Bazıgeceler çok ağrım oluyordu hiç belli etmek istemedim.Sizlerinde benimle
birlikte acı çekmemizi istemedim.Herşeyi kendi içimde yaşadım.Hepinizi çok seviyorum anneniz size emanet.."Cümleler içimde bir yumru gibi oturdu.Kağıdı katlayıp kutunun
içine yerleştirdim.Altında bir kutu ve onun içinde de tam dokuz tane zarf bulunuyordu.Zarfların üstünde tüm kardeşlerimin ayrı ayrı adı yazıyordu.Kardeşlerimi uyandırdım
Hepsine bu zarfları dağıttım.Ardından en altta özenle yazılmış ayrı bir kağıt buldum bu da sevgili eşime yazılı bir nottu.Bunu da anneme verdim.Ardından herkes odasına
çekildi..Ölümü her an yaşayan babamın anısına...