ağlayarak açtım gözlerimi. tanrıya şükürler ederek gülümsedim. kayalıkların üstünde uyuya kalmışım.o taksiye binmekten vaz geçtiğim için koşarak eve gittim. kapının önüne gelince nefes nefese kalmam üzerine kapıyı zorlukla çaldım ve dizlerimi tutup beklmeye başladım.görüş alanıma kıvırcıklar girince hemen üstüne atladım.
-jen, iyi misin?
-evet, iyiyim. ama seninle konuşmamız lazım. diyip yere indim. ne diyiceğimi pek düşünmemiştim ama niall'ın dediği gibi: yapabilirdim.
-biliyosun seninle şey yaptıktan sonra, şey, işte. dediğim sırada hafifçe kıkırdadı.
-nolmuş?
-ben, tezgahta bir not buldum. üzerinde "paranı al ve git sürtük" gibi bişey yazıyordu
-jen bunu ben yapmadım. biliyorsun değil mi?
- evet ama sadece kim niye böyle bişey yapar ki?
-bilmem. belki mutluluğumu benden alıp yine mutsuz olmamı istemişlerdir.
-seni seviyorum diyip ona sarıldım. ayrılınca gidip koltuğa oturup konuşmamıza devam ettik.
-jen, aslında seninle o gün sabahın köründe çıkıp gitmemle ilgili konuşmamız gerekiyor.
-tamam. anlat bakalım.
-ama hiçkimseye anlatmamalısın. söz mü? derken ellerimi avuçlarına aldı.
-söz dediğim zaman ise onları öpüp bırakmadan konuşmaya devam etti.
-sadece annemi tanıdığını biliyorum çünkü babam ben daha küçücükken bizi terk etmiş. aslında ona baba demek bile yabancı bir his benim için. adı des. hiçbir zaman o diğer çocukların sahip olduğu kahraman babaya sahip olamadım. o sabah telefonuma bir arama geldi. tam 7 yıldır hiç konuşmamıştık.1 kere bile.ama o gün beni aradı. numarımı nerden bulduğunu bile bilmiyorum. o kadar uzun süre konuşmadık çünkü bi kere tekrar eve gelip para istemişti. aslında para durumumuz gayet iyiydi. ama annem bunu bir hakeret olarak almış olucak ki, onunla bir kavgaya tutuşma gereği duydu. o zaman 11-12 yaşlarındaydım ve pek sevilen bir çocuk değildim. nerden baksan en fazla 4-5 arkadaşım vardı. o kadar küçükken böyle bir kavgaya şahit olmak bütün hayatını etkiliyor. ciddi anlamda. şimdi günümüze dönünce, beni aradı çok önemli olduğunu ve daha sonrada bir adres söyledi. şu kırık dökük evlerin olduğu yerler varya, oralarda bir yerde. normalde umrumda bile olmazdı ama merakıma yenik düşüp oraya gittim. gerçekten kötü gözüküyordu. hastalığın adını hatırlamıyorum ama ölümcül bir hastalıkmış. tabi eğer tedavi olmazsa. yani benden para istemeye gelmiş. operasyon biraz pahalıymış ve onun buna yetecek geliriyokmuş.bende yanımda o kadar olmadığını söyleyip ordan uzaklaştım. şimdi naapmalıyım bilmiyorum.
-ver
-anlamadım?
-parayı vermen lazım. seni umursamamış olabilir ama o da bir insan.
-sadece bilmiyorum. onun gerçekten bana muhtaç olması gibi bir duygu... sadece korkutucu.
-merak etme giderken bende seninle gelirim
-teşekkür ederim diyip gülümsedi. bende odama çıkıp üstümü değiştirdim ve tekrar altkata geldim. harry bir cüzdana para yerleştiriyodu. babasına yardım ettiğini düşününce gülümsedim. gidip ceketimi aldım ve ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.
-daha ne kadar işin var harry
-birazdan çıkalım prenses ve sana ufak bir sürprizim var diyip benim olduğum tarafa dönüp göz kırptı.
-----------
arabaya bindiğimiz zaman yol boyunca radyoda çalan şarkılara eşlik ettik ve araba durduğunda geldiğimizi anladım.aman tanrım. burası resmen harabelerle dolu dışlanmış bir yavru şehirdi. harry kapımı açınca arabadan indim. biraz yürüdükten sonra evlerden birinden bir ses geldi. akşamın soğunun verdiği tedirginlikle birlikte harrynin koluna sarıldım. sesler arttıkça kolunu daha çok sıkıyordu.bende yere bakarak yürüyordum. durunca vardığımızı anlayıp kafamı kaldırdım.
-sen burda bekle tatlım, ben hemen gidip gelicem. seni o pislikle tanıştırmak istemem. dediğinde sorun deil gibisinden bir şeyler mırıldandım ve beklemeye başladım.
çıktığı zaman yine koluna tutundum ve gözlerimi kapadım. biraz yürüdükten sonra durdu. bir saniye, biz buraya gelirken bu kadar az yürümemiştik.harrynin koluna sımsıkı yapıştım. kafamı kaldırıp artık görünce şaşırmadığım liamı gördüm ama yanında biri daha vardı ve buz mavisi gözleri dolu doluydu. göz yaşlarımla birlikte adı ağzımdan döküldü.
-niall?...
selam okurlar! bakın sizi bekletmedim :D şimdi sadece bir uyarıda bulunup gidicem. eğer yorumlara "yb " veya "çok az olmuş yaa" falan yazarsanız benim bölüm yazmamı zorlaştırırsınız. onun yerine "bence yeni bölümde şöyle olmalı..." diyip görüşlerinizi paylaşın! hepinizi seviyorum, sonraki bölümde görüşürüz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eskiyi UNUTMA (harry styles fanfic)
RomansaBellki arkadaşlar belki fazlasılar.Ancak olucak küçük bir kazanın neleri değiştirebilceğinden haberleri yok. Bu durumda önemli olan unutmamak, eskiyi unutmamak...