Sıradan bir gündü benim için. Okuldan(üniversite) yeni çıkmıştım, eve gidiyordum. Her zamanki gibi yalnızdım. İçine kapanık biri olduğumdan kimseyle gerekmedikçe konuşmaz, arkadaşlık kurmazdım. Arkadaşımın olmamasının bir sebebi de neredeyse herkes te bulunan element kontrolcülüğüydü.
Ama özellikle testler yaptırmama rağmen ben kontrolcü değildim. Farklılık olsun diye hiç kullanmadığım, ama yolun nereye çıktığını bildiğim, bir ara sokağa girdim. Sokağı yarılamıştım ki yolun sonunda yüzleri kapalı iki siyah kıyafetli adam çıkageldi ve yolu kapattılar. Arkama baktığımda iki kişi daha vardı. Niye bu sokağa girmiştim ki? Ne güzel bildiğim yoldan gidecektim. Önüme dönüp adama seslendim;
Benden ne istiyorsunuz? Para istiyorsanız alın sizin olsun dedim cüzdan uzatarak
"Hayır,Senin element ruhunu istiyoruz" dedi adamlardan biri
"Benim element ruhum yok ki" dedim sakince"Sen bizimle dalga mı geçiyorsun ruhun 2 kilometre öteden hissedebiliyor. Onun için zorluk çıkarma ve bize ruhunu ver."
Bu sözler üzerine önümdeki adamlardan biri üstüme doğru geldi ve elindeki ne işe yaradığını bilmediğim silahı bana doğru tutmuştu ki arkamdan bir rüzgar geldiğini hissettim ve bağırma seslerini duydum. Bu bir hava kontrolcüsüydü ve arkamdaki adamları etkisiz hale getirmişti." Beni takip et" dedi hava kontrolcüsü. Ben de hemen başımı sallayıp peşinden koşmaya başladım. Elinde silah olan adamla yanındakini de indirip koşmaya başladık. Beni nereye götürüyordu ve o silahlı adam neden öyle demişti? 500 metre sonra bir evin önünde durdu. İçeri girdi ve beni de içeri çağırdı. Acaba bu çocuğa güvenmeli miydim. Eğer bana zarar vermek isteseydi bunu baştan yapardı zaten. Bunu birazdan göreceğiz dedim içimden ve endişeli bir şekilde içeri girdim.Kusura bakmayın biraz kısa oldu ve bu benim ilk kitap yazışım hatam olursa lütfen bana nazikçe belirtin iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elementlerin Savaşı : Ustalar Ve Akademi
FantasyHerşey Berk'in ruh hırsızlarıyla karşılaşmasıyla başladı