Birkaç gündür hissettiğim takip edilme hissini yeniden hissediyorum.
Telefonuma yapılan gizli aramalardan sonra hergün başka bir numardan gelen mesajlardan sonra korkuyorum.
Babam beni bırakırken bile korkarken bugün tek başıma eve dönmek zorundayım. İçimdeki kötü his gitgide artarken neden taksiye binmediğimi sorgulayıp kendime kızıyorum. Hava hafif kararmaya başladı uzun zamandır yalnız kalmadığım için yürümek istememi şu ana tam bir aptallık olarak görüyorum.
Sanırım ayak sesleri duyuyorum hem de çok yakından gelen ayak sesleri.
Adımlarımı hızlandırmaya başladım ancak arkaya bakmaya cesaret edemedim. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp eve 10 dakika mesafedeki köşeyi döndüm. Hadi ama bu sokak hergün bu kadar boş mu oluyordu?
Korku içimde iyice yer edinirken arkadan gelen sesle vücudum buz kesildi.
"Hâlâ yorulmadın mı güzelim?"
Korkup koşmaya karar verdim ama bir anda arkaya çekilmem ile gözümden bir yaş süzüldü.
" Nn-ne istii-iyosun? " kekelemeye devam ederek" Bır-rak be-nii." dedim.
" Bu kadar yaklaşmışken asla seni bırakmam güzelim."
" Kimsin sen ne istiyorsun benden? Nolur bırak beni."
" Korkma güzelim benden sakın korkma."
Ağlamaya devam ederken konuştum" Nasıl korkmayayım seni tanımıyorum lütfen bırak, lütfen." Dedim.
"Tanıyorsun beni güzelim hemde çok yakından tanıyorsun. Nasıl tanımazsın her gece mesaj attım ben sana bence beni çok iyi tanıyorsun sevgilim."
"Manyaksın sen bırak beni İMDAT YARDIM EDİN " ağzıma kapanan bir bezle susturuldum ve yavaşça gözlerim kapandı.........................................................................
Gözlerimi açtığımda bir yataktaydım.
Neler olduğunu hatırlayınca bağırmaya başladım:
" İMDAT, KİMSE YOK MU? YARDIM EDİN LÜTFEN -sona doğru sesim kısılmaya başladı ve göz yaşlarım süzülmeye başladı- lütfenn."
........................................................................Her şey bir anda aydınlanmaya başladı. O gözlerle karşılaştım. O buğulu gözlerle. Toprak:
" İyi misin?" Sarılıp ağlamaya başladım. O sırada içeriye giren Onur, Eren ve Mert ' i görünce daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapattım.........................................................................
Toprak:
Kantinde oturup konuşurken bir çocuk geldi:
" Toprak sen misin? " dedi.
" Evet." dedim. Ve devamını söylemesini bekledim. Çocuk:
" Müdür Bey seni çağırıyor. " dedi.
Tamam geilyorum, dedim. Gruba dönüp; " Ben Müdür Bey ' in yanına gidiyorum ." Dedim.
Koridordan geçerken birkaç kızın yardım çağırın gibisinden bir şeyler dediklerini duydum. Tuvaletten gelen çığlık sesiyle oraya yöneldim. Kapıyı çalıp içeriye girdim. Yerde kriz geçiren Asya ' yı görünce yanına oturdum. Ama gelme ,bırak beni lütfen diye bir şeyler söyledi.
Sinir krizi geçirdiğini anlamam ile kendine gelmesi için sarılıp saçlarını okşamaya başladım. Annemin daha önceden ben korkunca okuduğu duayı
Kulağına fısıldadım. Biraz sonra yavaşça gözlerini araladı. Beni görünce sarıldı ve ağlamaya başladı.
Koşarak içeri giren arkadaşlarını görünce daha fazla dayanamadı ve gözleri kapandı.
O kucağımda baygınken ben ne hissediyorum?
Öfke , üzüntü, korku ve acı geçmişin acısı, yaşanaların , yaşatılanların acısı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzelim
Teen FictionBir kelime bir insana neler yaşatabilir. Aynı kaderi yaşayan iki insanın birbirlerine güveni, hayranlığı ve hiç bitmeyecek aşkının hikâyesi... " GÜZELİM "