Video bittiğinde barın bütün ışıkları açıldı, arkama döndüğümde tam karşımda Deniz, yanında Maya, diğer yanında Patron, Mayanın yanında ise Barış duruyordu. Önce Deniz kollarını açtı ve sımsıkı sarıldım, kulağıma eğildi
"Sence benim senin doğum gününü unutma gibi bir ihtimalim var mı?" dediğinde daha çok sarıldım
"Kalbine, mavilerine, kısaca karakterine aşığım adam..." dediğimde
"Seni çok seviyorum" diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. O çekilince, küçük çocuk edasıyla patrona baktım kollarını açınca hiç vakit kaybetmeden sarıldım
"İyi ki varsın Deli Kız, sen olmasan ne yapardık biz?" dediğinde sıkıca sarıldım
"Asıl sen olmasan biz ne yapardık Patron?" dedim. Gülerek omuzlarımı sıktı ve geri çekildiği an arkamda bıraktığım Maya sırtıma atladı ve kollarını boynuma sardı
"İyi ki doğdun diğer yarım, ben kendimden gitsem de benden gitmeyenim. İyi ki varsın ulan! Sen olmasan kim gökyüzüne anlam katacaktı?" diyerek yanaklarımı öpmeye başladı
"İyi ki varsın çocuk yanım!" dediğimde daha çok sarıldı. Bu sırada Barış geldi
"Güzelim beli ağrıyacak kızın!"
"Alışkın o" dediğinde orada bulunan herkes kahkaha attı ve o an bütün sınıfın burada olduğunu farkettim, hatta bütün mahallenin! Barışın serzenişi üzerine Maya sırtımdan indi ve Barış
"İyi ki yengemsin lan!" diyerek bana sarıldı. Hatta öyle sarıldı ki nefesim kesildi
"Sende iyi ki kardeşimsin ama biraz daha sıkı sarılırsan 'yenge' diyeceğin biri kalmayacak!" dediğimde kahkaha atarak geri çekildi. Barış da geri çekilince diğerlerine döndüm
"Doğum günün kutlu olsun abla"
"Doğum günün kutlu olsun kanka"
"Doğum günün kutlu olsun Mavi" diyerek herkes tek tek doğum günümü kutlayınca gülerek
"Hepinize çook teşekkür ederim" dedim. Herkes gülerken ben ayağımın dibindeki okların tersine dönüp çıkışı gösterdiğini farkettim
"Hayırdır çok kaldın şimdi de git mi diyorsunuz?" dedim okları göstererek. Deniz güldü
"Birazdan çekildiğimde okların sonuna bak" diyince kaşlarımı çattım. Herhalde pasta gelicek de heyecan yaratmaya çalışıyorlar
"Tamam" dediğimde Maya elini 3 yaparak
"3!" dedi sonra bir parmağını indirip
"2!" dedi. Zaman geçtikçe heyecanım artarken Maya'nın parmağının inmesi için can atmaya başladım.
"1!" dedi ve biz daha beklerken arkadan tanıdık hatta çok çok tanıdık bir ses
"Çekil lan artık!" diye bağırdı. Ulan ben bu sesi kuyudan duysam tanırım
"MEEERRTT!!!" diyerek Denizin yanından geçip ona doğru koşmaya başladım. Kollarını açığında ve aramızda 3 adım kaldığında kucağına zıpladım, kollarımı boynuna bacaklarımı beline sardığımda kollarını belime doladı!
"Özledim ulan!"
"İyi ki doğdun canımın içi, Mavi Meleğim, vazgeçilmezim iyi ki varsın!" dediğinde daha sıkı sarıldım. Canımın içi bu çocuk, herşeyim ya kim giderse gitsin şu an yanımdaki kardeş dediklerim gitmesin! Allah'ım ne olur, bozma bu mutluluğumu...
Mertin kucağından indiğimde beni kolunun altına aldı
"Abilerin en muhteşemisin sen" dediğimde güldü
"Tabii kızım ne sandın!" diyince kahkaha attım. Mesih ve Kerem Dj kabinine geçip şarkıyı başlatınca herkes kendi eğlencesine döndü, bizde Mert ile birlikte bizimkilerin yanına döndük. Mert ile Deniz'in arasında durdum
"Abi, bak bu Deniz; sevgilim..." dediğimde ikiside bana gülerek baktı
"Deniz, abim Mert" dediğimde ise tokalaştılar.
"Kardeşimi üzersen floresanla sikerim seni Deniz" diyen Mert ile kahkaha attım.
"Sen ne kadar kalacaksın?" dediğimde bana döndü Mert
"Yarın gece gidiyorum, maalesef"
diyince üzüntüyle başımı salladım. Mert, Maya ile Barışın yanına gidince Deniz elimden tutarak beni dışarı çıkardı
"Ne oldu?"
"Hediyemi vermek istedim"
"Ya daha ne hediyesi?" dediğimde gülümsedi, arka masada duran küçük hediye çantasını aldı ve bana uzattı
"Okuduğum ve en çok sevdiğim yerlerin altını çizdiğim iki kitap. Altını çizdiğim yerler biraz beni, biraz seni, birazda sana olan aşkımı anlatıyor. Manevi bir değeri olsun istedim, birde içinde küçük bir sürpriz var" dediğinde gülümsedim ve elimdeki küçük çantayı açtım. Önce kitapları çıkardım "Canın Sağolsun" ve "Gökyüzü Durağı" diye iki kitap, tabii ki Gökyüzü Durağını daha çok merak ettim. Kitapları yerine koydum ve çantanın altındaki küçük mavi kalp şeklinde olan yastığı çıkardım.
"Yaa ama bu çok güzell!" diyerek Denizin boynuna sarıldım
"Seni seviyorum" dediğimde ellerini belime doladı
"Seni seviyorum Gökyüzüm, Mavilim..." dediğinde yanağından öptüm. Ben öyle yapınca güldü
"Ne zaman dudağımdan öpeceksin acaba?" diyince sinirle yüzüne baktım. Bizim de romantizmimiz buraya kadar yani yapacak birşey yok, omuzuna vurdum
"Evlenince!" dediğimde kahkaha attı
"Ha kesin evleniyoruz yani! İyii evlenme teklifine gerek kalmadı, cevabımı aldım" diyince şaşkınlıkla yüzüne baktım
"Deniiz!" dediğimde kahkaha attı. Beni kolunun altına aldı ve içeri doğru yürümeye başladı, tabii bende mecburen yanında...
İçeri girdiğimizde Deniz bizimkilerin yanına giderken ben Deniz'in hediyesini bar masasının arkasına sakladım, çıkarken alacağım tabii ki. Kitaplara başlamak için sabırsızlanıyorum! Hediyemi saklayıp bizimkilerin yanına döndüğümde sohbetleri bayaa güzeldi. Mert beni görünce güldü
"Bizde senden bahsediyorduk"
"Derken?"
"Bundan 6 önceki doğum gününü hatırlıyormusun?" dediğinde olanlar film şeridi misali gözümün önünden geçince güldüm
"Sakıın!" dediğimde bizimkiler kahkaha attı
"Bak şimdi herşey hazır bu gelsin diye bekliyoruz tamam mı? Abi bu eve bir girdi görmeniz lazım sırılsıklam!" diyerek mevzuya girdi Mert
"Neden ki?"
"Tabii annesi falan delirdi bunun, herkes soruyor 'ne oldu?' diye. Mina ne dese beğenirsiniz?"
"Tahmin bile edemiyorum" dedi Barış
"Dışarda yağmur yağacak hava var ve bizim salak 'yüzmek istedim biraz kıyafetlerimle' dedi" diyince bizimkiler kahkaha atmaya başladı. Tabii kendi doğum günlerinde yaşananları unuttular
"Ciddi olamazsın ya?" dedi Deniz
"Gayette ciddiyim" dedi Mert
"Yenge sen neymişsin bee" diyince sinirle Barış'a baktım.
"Şimdi bunların doğum günlerinde olanları döktürmeyin ortaya!" dediğimde Maya ve Mert'in gülüşü bir anda kesildi. Onlar susunca ben gülerek sözüme devam ettim
"Mesela Mert'in birkaç sene önceki doğum gününde herkesin gözünün önünde o zamanlar sevdiği bir kızın dudaklarına yapışmıştı! Bunu kaldıramayan annesi bayılmıştı ve günü hastanede tamamlamıştık" dediğimde Mert de dahil herkes kahkaha atmıştı
"Ya harbiden çocukluktu" diyince elimi omuzuna koydum
"Yok abi ergenlik, bildiğin ergenlik yani" dediğimde bana dil çıkardı
"O değilde o kızdan da nefret ediyordum. Allahtan çabuk vazgeçti" diyen Maya ile yeniden kahkaha atmaya başladık.
"Maya hanım seninde olayını anlatayım mı?" dediğimde sinirle bana baktı
"Aa lütfen Mavicim o zevk bana ait" diyince gülerek Mert'i gösterdim.
"Bizim bu mala bir doğum günü hazırladık habersiz. Ama gelmesi için bir bahane bulmamız lazımdı, bizimde aklımıza kavga var diyerek çağırmak geldi. Tabii herşey hazır ben aradım Maya'yı 'Mina'yı dövdüler çok kötü' dedim yeri falan söyledim, bu bir geldi abi sopa mı dersin, muşta mı dersin, bıçak mı dersin, arkasındaki bir sürü insan mı dersin... Görmeniz lazımdı ya" dediğinde bizimkiler şaşkınlıkla Maya'ya bakıyordu ki ben devam ettim
"O şekilde gelmesini geçtim, içeri girdi sürpriz hazırladığımızı anlamadı. Sopayı arkamızdakilere doğrulttu 'Hanginiz lan benim kardeşimi döven?!' diyerek konuya bir girdi. O an o kadar sinirli ki karşısındayım ve beni görmedi!" dediğimde yeniden kahkaha atacakken Maya bana sarıldı
"Seni benden başka kimse vuramaz! Banane" dediğinde bende ona sarıldım.
"Tabii ki"
"Ben vurabilirmiyim peki?" diyince hepimiz Mert'e baktık ve Maya ile ben aynı anda
"Sen bize kıyamazsın kii" dediğimizde gülümsedi
"Nasıl da biliyorlar kıyamayacağımı" dedi.
Bu sırada Maya gülerek koluma girdi
"Motoru getirdin mi?"
"Yok. Neden?"
"Hiç hediyem evde de o yüzden sordum" diyince gülümsedim. Allah bilir nasıl birşey aldı, kesin çok güleceğiz yazın bir kenara. Biz konuşurken boynumda bir soğukluk hissedince refleks olarak elim boynuma gitti, bu sırada Mert kulağıma eğildi
"Yanında olmasam da boynunda bir izim olacak bundan sonra" diyince gülümsedim. Mert, asker künyesi yaptırmıştı ve üçümüzün isimlerini yazdırmıştı. Taktıktan sonra arkamı döndüm ve sarıldım
"Teşekkür ederim!"
"Bir hediyem daha var ama o sonra" diyince güldüm
"Sizin bu sonradan vereceğiniz hediyelerden nedense korkuyorum" dediğimde kahkaha attı ve Mayanın künyesini takmak için onun yanına gitti. Bende yeniden Deniz'in kolunun altındaki yerimi almıştım ki bir anda müzik kesildi ve Barış sahneye çıktı. Ben 'noluyo?' dercesine bir bizimkilere bir Barışa bakarken Barış mikrofonun önün geldi.
"Arkadaşlar öncelikle bizi kırmayıp partiye geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Şimdi bu gün dünyanın en tatlı, en efsanevi, en eğlenceli, en deli ve en kafadenk yengesinin doğum günü. Tabii hepiniz kim olduğunu anladı ama ben yinede 'Dünyanın En Güzel Yengesi' ödülünü vermek üzere sevgili yengem Mina Ateş'i buraya davet ediyorum" diyince herkes kahkahalarla alkışlamaya başladı. Koşarak Barışın yanına gittiğimde gülerek bana sarıldı kulağıma
"Benden normal bir hediye beklenemezdi" diyince kahkaha attım
"Bende normal değilim zaten" dediğimde kahkaha attı ve yere bıraktığı plaketi aldı ve bana uzattı, gülerek plaketi aldığımda herkes alkışlamaya başladı, alkışlar devam ederken sahneden indik ve bizimkilerin yanına doğru ilerledik. Atlas, Batu, Elif, Buse ve Yiğit'de orada bizi bekliyorlardı. Yanlarına gittiğimde ilk olarak Elif sarıldı
"Doğum günün kutlu olsun, Mavi Ruhlu Kız" diyince güldüm
"Teşekkür ederim canım" diyerek ondan ayrıldığımda Buse elimden tutarak beni kendi etrafımda dönderdi
"Kız sen ne güzel olmuşsun böyle, maşallah fiziğine aşık oldum!" dediğinde gülerek sarıldım
"Doğum günün kutlu olsun Mavicim" dediğinde sırtını sıvazlayarak
"Teşekkür ederim Başkan" dedim. Daha sonra Yiğit yanıma geldi
"Bende sarılabilirmiyim?" dediği anda Deniz omuzuna dokundu, Yiğit ona bakınca
"Kollarını seviyorsan yapma bence" diyince Yiğit bir an şaşırsada
"Tamam" dedi, sonra bana döndü
"Doğum günün kutlu olsun Mavilerin en güzeli"
"Teşekkür ederimm" dedim gülümseyerek. Atlas, bir papatya tacı başıma taktı
"Maviye papatya yakışır, iyi ki doğdun Mavi" dediğinde gülümsedim
"Çok güzel bu, çok teşekkür ederim" dediğimde gülümsedi. Bu sırada Maya gözlerini kısarak yanımıza geldi
"Hani bana?" dediği anda Atlas gülerek iç cebine sakladığı yapay mor çiçeklerden yapılmış tacı çıkardı ve Mayanın başına taktı
"Bunu yapacağını tahmin etmiştim" dedi gülerek. Ben bu hallerine kahkaha atarken Batu da yanıma geldi, Batu gelince Deniz beni kolunun altına aldı. Batu ile birbirlerine karşı bir kinleri var ve bir türlü birbirlerini sevemiyorlar.
Batu Denize kötü kötü baktıktan sonra bana döndü
"Doğum günün kutlu olsun güzellik, masmavi geçen günlerin olur inşallah"
"Teşekkür ederim"
"Hediyeni okulda vereceğim" diyince gülümsedim
"Gerek yoktu"
"Olurmu öyle şey be!" diyip cevap vermeme izin vermeden Atlasın yanına gitti, o gidince Deniz kulağıma eğildi
"Eğer cins bir hediye verirse öldürürüm bunu!" diyince birşey çaktırmamak için gülerek elimi omuzumdaki elinin üzerine koydum
"Sakin ol, en fazla ne hediye verebilir ki?"
"Ben söyledim" dediğinde birşey demedim, başımı ona doğru yaslayıp durdum.
"Patronu gördünüz mü?" diyince Maya'ya baktım
"Yok ben görmedim" dedim
"Bende" dedi Deniz
"En son telefonla konuşarak odasına gitti" dedi Mert.
"Gelir birazdan o zaman" dedi Barış. Bu sırada Mert bizimkilere baktı
"Bu gece birlikteyiz ha dağılmak yok"
"Derken?" dedi Barış
"Valla beni dinlerseniz sabaha kadar uyumayız ama uyuyacaksak da hep birlikte bizde" dediğinde gülümsedim. Bizim evi kendi eviymiş gibi görmesi hoşuma gitti.
"Sabaha kadar burdan çıkabilirsek olur tabii" dedi Deniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela İkili
RandomGittikleri her okulda en fazla iki ay kalabilen 2 arkadaş bölgenin en belalı okuluna sürgün edilirse ne olur? (KÜFÜR İÇERİR)