Kendimi sevdiğim ve beğendiğim doğrudur. Bu konuda asla geri adım atmam. Çünkü sevmeye önce kendinden başlamalı insan. Ben mesela aynaya baktığımda "bu günde güzelim" diyebilmeliyim. Saçım başım dağınık olmamalı, üstüm başım temiz olmalı. Evin içinde bile birbiriyle uyumlu giysiler giyerim. Parfümsüz dolaşmam, hatta hafif bir makyajım bile olur yüzümde. El ayak bakımımı sık sık yaptırırım. Törpülenmemiş, etleri uzamış, ojesi dökülmüş tırnağa tahammülüm yok. Ayrıca el ve ayak tırnaklarımda mümkünse aynı renk oje kullanmayı tercih ederim. Saçımın dip boyası ayda bir muhakkak yapılmalı, rengarenk kafayla dolaşamam çünkü. Haftada en az iki gün kuafördeyim. Fönsüz, şekil verilmemiş saçla asla gezemem. 18 yaşımdan beri hep böyle bakımlı oldum. Kendim için , kendi iç huzurum için böyle yaşamaya devam ediyorum. Bakımlı olmayı seviyorum. Mutlu oluyorum. En az giyimim kadar kendi öz bakımıma özen gösteriyorum. Bunun kendime duyduğum saygı olduğunu düşünüyorum. Daha öncede söyledim, babamın prensesiyim ben..
Kadınlar da iş hayatında erkeklerin yanında aktif görev aldıkları için artık erkeklerde bu konuda bilgi sahibi.Dip boyasını, fönü, manikürü, protez tırnağı, takma kirpiği, brezilya fönünü öğrendiler çok şükür. İçlerinde el ayak bakımına, epilasyona bile gideni var.Bayılıyorum kendine bakım yaptıran erkeklere. Bu kadar bilgi sahibi olunca bir de etraflarındaki bakımlı kadınları gördükçe doğal olarak kendi özel hayatlarında da tercihleri bu yönde olmaya başladı.Şimdiki erkeklerin büyük bir çoğunluğu bakımlı kadınlara ilgi duyuyor. İyi güzel de arkadaşım bu bakımlar bedava olmuyor. Yanındaki kadına için aksın istiyorsan önce biraz para akıtman gerekiyor yakışıklı.Güzel ve bakımlı kadın demek masraf demek. Bunu aklının bir köşesinde bulundur. Hayatındaki kadın su ise sen o suyun kabısın. Çünkü su kabına göre şekil alır. Eğer hayatındaki kadından şikayetin varsa sorunu kendinde arayacaksın. Suyu değiştireceğine kabını değiştireceksin paşam..
Ayrıca at hırsızı kılıklı adamlardan hiç haz etmem. Bir zahmet siz de kendinize bakacaksınız canım yaa. Biz de bakımlı adam istiyoruz yanımızda kardeşim. Adamın göbeği dizine kadar sarkmış, işerken önünü görmüyor, yüzünü sakalları sarmaşık gibi sarmış, vücut kılına hele de sırtındakilere girmiyorum bile, tepesindeki saçlarını dökmüş, ağzında dişi sararmış, her gün aynı pantolonu giymekten kıçı iz yapmış, gelmiş orda burada ağzını yaydıra yaydıra "kadın bakımlı olmalı"diyor. Lan camış aynaya mı dargınsın hayırdır?? Bakımlı kadın seni ne yapsın? Allah sormaz mı bu kadını hak edecek ne yaptın diye?? Yanımızda hayvan gezdirmek istersek köpek sahipleniyoruz biz seni ne yapalım ayol...
Ben eşimle kurumsal bir şirkette çalışırken tanıştım. Çalıştığım birimde de her zaman bakımlı olmamdan dolayı popüler ve göz önündeydim. Telefonda sesimi duyanlar illaki bir evrak bahane eder beni görmek için ofise gelirlerdi. Şimdi güzel kadındım Allah için.Bakan bir daha döner bakardı.(Hala da öyleyim) Eşimle de ilk böyle karşılaşmıştım. Şirketin iş yemekleri, toplantıları çok sık olurdu.Bir çoğuna birlikte katılırdık. Birlikte olduğumuzu da herkes bilirdi.Zaten bakımlı ve güzel kadınım, benim adamın yüzünde güller açardı yanında ona eşlik ederken.
Tabi evlendikten sonra da daha önce nasılsam öyle devam etme düşüncesindeyim. (Ama sadece ben aynı düşüncedeyim sanırım.)Günlerden cuma, sabah kocamı işe gönderip kuaföre gitmeye niyetliyim. Benimkine dedim ki; "Hayatım kuaför zamanım geldi, dip boyam, manikür falan. Bana para bırakır mısın?" Benimki dedi ki;"ne kadar lazım?" Dedim "Aşkım sen 1000 bırak üstünü getiririm." Bu arada üstünün kalacağına pek emin değilim... Aman yarabbim benimki birazdan gözünden ateş çıkaracak sanki, anam bu bir dellendi, bir dellendi, bildiğin kükrüyor o derece...Diyor ki ;" Ne yapacaksın o kadar parayı, komple boyaya mı yatacaksın? Yıllık mı boyayacaklar seni? " Bende sakince dedim ki"yok aşkım dip boyasını aylık yapıyorlar, yıllık saç mı boyanır?" Yani demek istiyorumki ben her ay senden bu parayı alacağım. Sen de seve seve !! vereceksin.Buna alışsan iyi edersin.Her ay aynı seramoniyi yaşatma bana..Ben de az değilim, yangına körükle gidiyorum farkındayım. Ama biliyorum ki bu kuaför kavgası hep yapılacak. Her defasında ölmektense bir kere öleyim, tam öleyim diyorum. O kuaföre gidilecek, o para verilecek, bu düzen değişmeyecek. Ben de bunun derdindeyim. Bizimkinin ses biraz daha yükseliyor. Sinirli sinirli diyor ki: "Sen benimle dalga mı geçiyorsun kızım, parayı kolay mı kazanıyorum ben, her ay böyle devam ederse biz aç kalırız, kendine gel." Diyorum ki;" aşkım ben zaten kendimdeyim, gayette ciddiyim, paranın zor kazanıldığının farkındayım ama sen benim gibi bir kadına sahip olmanın kolay olduğu algısına ne ara kapıldın?" Lannn öküz kocam hayırdır!! Hem yanında güzel, bakımlı, iyi giyimli, süslü , herkesin saygı duyacağı kadın istiyorsun, hem bunun bedava olacağını mı sanıyorsun!! Her güzelin bir bedeli var bilmiyor musun?? Sabah sabah sinirlerimi zıplatıyorsun, şurda sakin durmaya çalışıyorum Allah Allah yaa... Demiyorum tabi yüzüne karşı ama umarım iç sesimi duymuyordur, çünkü kaçabilecek yerim yok...Bu sırada benim kocama eğer inme inmediyse şoka girdi. Valla indi billah indi..Ne konuşuyor, ne hareket ediyor, kaldı öyle aynadan bana bakıyor. Tövbe bismillah... Uzun uzun aynadan bakışıyoruz adamla, fena bir sessizlik hakim aramızda. Dayanamıyorum kaşımı, gözümü "hayırdır ne oldu" der gibi oynatıyorum.Bana yüzünü dönerken konuşmaya başlıyor ve diyor ki ;"şu sendeki çene bende olsa şirkete genel müdür olmuştum." Al işte buyur.. Lafa bak... Canım kocam merak etme bir kaç seneye kalmaz o da olur, ben sana taktik veririm diyorum içimden tabi.. Tüm sevecenliğimle "Aşkım nakit yoksa kartta olur, sorun etmem ben" diye devam ediyorum konuşmaya. Pişkinliğin nirvanasındayım şu an...O kuaföre bu gün gidilecek. Konuya hakimim,o kaynatmaya çalışıyor çünkü. Ceketinin iç cebinden cüzdanını çıkartıp kartını uzatıyor, havada kapıyorum kartı haliyle. Böyle tatsız işe göndermek istemiyorum adamı." Aşkım teşekkürler "diyorum. Yarım ağızla " rica ederim" diye mırıldanıyor. Yaklaşıyorum öpmek için, yanağını uzatıyor. "Ver bir dudak bakıyım karına "deyip yapışıyorum adamın dudağına.. Böyle durumlarda çok işe yarıyor, dudak önemli... Neyse yüzü gülüyor en azından artık. Kocamı sevgi dolu bakışlarla işe gönderiyorum... Tabi ki arkasından zafer dansı yapmayı da ihmal etmiyorum... Canım kocam illaki o kartı verip kuaför paramı ödeyeceksin. Niye en başında " tamam karıcım" demek yerine, gereksiz gerginlikler yaratıp beni üzüyorsun...