Kaybolan Gerdanlık (Bölüm 2)

13 1 0
                                    

Bir çocuğun donarak ölmekten son anda kurulması dışında, daha kötü bir hadisenin yaşanmadığı o gün, Fûln, sözde avı için yeterince hazırdı.
Diğerleri yaşadıkları korkunç ve aksiyon dolu olayın şokunu üzerlerinden atmaya çalışırken, o evden çıkmıştı bile. Hatta Zafra'yı neredeyse bitirmiş Treas sınırına varmıştı ve özellikle Nâor'a gözükmemek için elinden geldiğince bilinmeyen yolları kullanarak devam ediyordu.

Kafasını eğip adımlarına baktıkça, aslında bir yanlışa yürüdüğünün ve bunun tek suçlusunun da kendisi olacağının farkına vardığını görüyordu. Lakin başka bir seçeneğin olmadığı bahanesi, ona yürüme gücü sağlayan tek etkendi. Hızına hakim olmadan yürümeye devam etti ve tam sağ çaprazından "Fûln" diye bir ses geldi.

Ses Nâor'a ait değildi, lakin kendisini tanıyan kimsenin şu anda güneye doğru yol aldığını ögrenmemesi, en sağlıklı durum olacaktı.
Kafasını hafifçe sağa doğru çevirdiğinde üzerine yürüyenin Yofa olduğunu gördü.
Yofa aksak haliyle Fûln'un yanına yeterince yaklaştı.
"Ava mı?" dedi yaklaşmaya devam ederken.
"Evet, bir haftadır yokum, evde birşey bırakmamamışsınız." dedi Fûln.
"Biz tekrar doldururduk aslında, bizim Pofu (Çiftliklerindeki koyunlardan biri) iyice yaşlanmıştı. Kesmeyi düşünüyorduk zaten."

"Baban buna bir şey demez mi?"
"Ne diyebilir? Pofu'yu yıllardır besleyen benim, hakkım olanı alıcam."
"İyi o zaman, kestiğinde söylersin?"
"Tamamdır. İyi bir ziyafeti hepimiz hak ettik."
"Saçmalama Yofa, şaka yapıyorum, siz yeyin, ben getiricem, en geç dört güne dönerim, o zamana kadar evdekilerle idare edin. Hayvanı da bizim için sakın kesme, ailenle aranı daha fazla açma."
"İyi peki." dedi Yofa, yerinde topallayarak.
"Bacağına ne oldu senin?"
"Talihsiz bir olay, boşver."
"Ne oldu olum bacağına? Donmuş orası resmen."
"Ya önemli bir şey değil."

Fûln'un sağ omzunda yayı sol omzunda ise sırt çantası vardı ve çantayı indirip açarak, içinden, bir bant çıkardı. Bandın üzeri beyaz, iç tarafı ise turuncu turuncu parlayan köz tozu ile doluydu ve üzerindeki şeffaf teller, soğuğu engelliyerek, közün yanık kalmasını ve bu sayede temas ile ısı yaymasını sağlıyordu. Genelde hastaların üstüne koyulan bantları, zamanında çoğu gezginin kullandığı gibi Fûln da ava giderken kullanırdı.

"Uzat bacağını." diyerek bantları yapıştırmaya hazır hale getirdi Fûln.
"Hayır hayır, sana lazım olur bunlar." dedi Yofa.
"Bu havada bana nerde lazım olacak bunlar?" diyerek, eğilip iki tane bandı Yofa'nın bacaklarına sarmaya başladı.
"He bu arada, sen ne tarafa gidiyosun hakkaten? Genelde kuzeye doğru çıkardın ava." diyerek, Fûln'un cevaplamaktan korktuğu ve duymak istemediği soruyu yöneltmişti sonunda Yofa.
"Evet, kuzeye gidicem zaten, geçiti kullanıcam."
"E tamam, geçit bu tarafta, sen bu tarafa gidiyorsun." diyerek, onun güneye yol aldığını gösterdi.
"Göl kasabasına uğruycam." diye çıkarttı ağzından bir yalanı Fûln fakat soğukkanlılığını elden bırakmadığı için yalanı pek anlaşılır değildi ve yüzü de Yofa'nın bacaklarına ve yere bakıyordu.
"O neden?"
"Çok soru soruyorsun Yofa." dedi Fûln bant işini bitirip ayağa kalkarken.

"Merak ettim sadece."
"Etme." dedi Fûln ve bunun karşılığında Yofa biraz suratını asarak, keskin bakışlar attı.
"Tamam, tamam. Pûln'a hediye bakıcam, belki uygun bir şeyler bulurum, söyleme ama sürpriz." diyerek usta yalancılığını konuşturmaya devam etti Fûln.
"Vaay, olur söylemem." diyerek asık suratını tebessüme çevirdi Yofa.
"Pûln çıkmıştı evden, neredeler şu an?"
"Düzlükteler de Nâor'un durumu pek iyi değil, onunla konuşuyor."
"Yine ne oldu? Ayağınla aynı mesele mi?"
"Sayılır."

"Dikkat edin ona, Nâor'un zayıf bir yapısı var, kırılgan bir çocuk, korkak bir erkek, ama aynı zamanda çok iyi bir arkadaş. Bunu sen hepimizden iyi bilirsin zaten."
"Biliyorum ve elimden geleni de yapıyorum onun için. Başına bir şey gelmesine izin vermem."
"Sen kendine de mukayyet ol, beladan uzak dur, bir delilik yapma."
"Benden yana sıkıntı yok, merak etme."
"Hadi, kendinize dikkat edin."
"Sende." dedi Yofa ve Fûln'un arkasından gidişini izleyerek, Fûln'un kessinlikle duyamayacağı kadar sessizce tekrarlayarak
"Sende dikkat et." dedi.

ÖLÜMSÜZ SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin