Sessiz bir gecenin ardından uyanmıştım. Öğlen olmuştu. On ikiyi çeyrek geçiyordu. Günümün harika geçeceğini sanarken başıma geleceklerden habersiz bir biçimde gülümsüyordum çevremdeki herkese. Aslında çok çaresizdim bugünler için. Kötü olaylar olacaktı.
Neredeyse on dakika otobüs bekledikten sonra otobüsüm geldi. İçi baya bi doluydu. Neyse, işyerime geldikten sonra çalışma masama oturdum ve bilgisayarımda açık bir e-mail ve gönderilmek üzere olan bir ileti gördüm. Sanırım birşeyler olmuştu ve ileti gönderilememişti. Okumamam gerektiğinin farkındaydım ama okuyacak kadarda meraklıydım. E-mail de bir olaydan bahsediliyordu. Bu olay o kadar büyük olmalıydı ki acil çağrı yapıyordu resmen göndereceği kişiye. Hepsini okudum. E-mailde şunlar yazıyordu.
Wattes şirketi aslında büyük bir dolandırıcı. Yaptıklarının ardında büyük bir sır var. Bunlar bişiler çeviriyorlar. Bunları çözmeliyim. Dikkatli olmalısın. Bunlar cidden bir manyak. Neler çeviriyorlar bilmiyorum. Korkuyorum artık. Kazandığım para onların olsun. Bunların yaptıkları birşeyler var. Bu sırrı ortaya çıkarıcağım. Kirli planları ortaya çıkacak ve medyaya yansıyacak. Bu şirket sadece para
Böylece kalmış yazı. Merak ettim cidden. Bu çalıştığım Wattes şirketinin böyle yapacağını düşünmüyorum. Ama korktum ben bu olaylardan. Wattes şirketi aslında büyük bir dolandırıcı mı? Ah, asla inanmam buna. Ama bunu kim yazmıştı ve neden? Nereden biliyordu? Kanıtı varmıydı. Bunları müdüre göstermelimiydim? Hayır. Bunu göze alamazdım. Ya benim yaptığımı düşünselerdi. Boşu boşuna işimden olamazdım ben. Hemen kapattım, geçmişi sildim ve işlerime devam ettim. Öğlen yemeğinden sonra müdürün odasına bir adam girdi. Tanımıyordum. 10-15 dakika sonra bir silah sesi duyuldu. Ses oradan gelmişti gayet netti. İlk koşan bendim. Kapıyı büyük bir korkuyla açtım. Müdür ve o yanındaki adam ölüydü! Hemen polisi ve ambulansı aradım. Neler oluyordu. 35-40 yaşlarındaki müdürün ölmesi beni çok üzmüştü. Nelerin olduğunu bulmalıydım bende o adam gibi. Müdürün öldürüldüğünü düşündüm. Çünkü silah adamın elindeydi. Polislere de böyle ifade verdim. Daha polisler gelmeden müdürün bilgisayarına baktım. Bankaya yatırılmak üzere olan 9 milyon. Anlamadım. Bu kadar para müdürde bile olamazdı... Polislere verdiğim ifadeden sonra baya stresliydim. Sabah olduğunda işe gittim. İş yerinin kapısının önünde bir adam vardı. Telefonun arka planında bizim müdürün resmi vardı. Ve bir not defteri açmış '' Müdürümüzün komik sonu '' diye birşey yazıyordu. Bunu görmem ile birlikte adamın beni görmesi bir oldu. O gün iş yerinden ayrıldım ve pisikolojik büyük bir baskının içine girdim. 1 hafta sonra o adamı televizyonda gördüm ne yazık ki. Ölmüştü. Kafasına sıkılan bir mermi, onu canından etmişti. Artık ne olacaktı bilmiyorum. O E-mail de gördüklerim demekki doğruydu...
