Sokakda yürüyordu. Ah... ne kadar yakışıklı olduğundan haberi varmıydı acaba?
Arkadaşları ile buluşaccakdı Mert'den öğrendiğim kadarıyla. Mert'i çok seviyordum, bir kardeşden öteydi benim için diğerlerine karşı iyi bir insan olmasada benim için yeterince iyiydi...
Arabadan indim.
"Sizi beklememi istermisiniz hanımım?"
"Hayır." dedim tebessüm ederek "İşim uzun sürebilir."
Pek de küçük denemeyecek bir bara girdi. Bu bar pek bilinmemekle beraber kötü çocukların takıldığı bir bardı.
Gerçi onun için iyi bir yer bile sayılabilirdi... Ah Baran gözünü bile kırpmadan tek sözü ile insanlı öldürür istediğini elde ederdi. Bu durum onu çok havalı yapsada bazen sinir oluyordum ona hiçbir zararı gelmeyen kişilere sert çıkışıyor onları bez parçası gibi görüp herkesin önünde rezil ediyordu... Ama bu yakışıklı olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
Ona aşık değildim... Ben hiç bir zaman aşık değilimdir... İnansaydım belki olabilirdim ama...
Bara doğru emin adımlarla yürüdüm. topuklarımın çıkardığı tok sesler kendime olan güvenimi arttırıyordu.
Barmen'e doğru bir kaç adım atarken gözüme bir kız çarptı Baran'ın yanında onun kollarında...
Kendini güvene almak isteyen herkes Baran'ın orospuluğunu yapıyordu ve onu kendine aşık etmeye çalışıyordu... 'ne kadar da komik -,-' diye düşünürken yüzümdeki gerginliği hissettim...
Rahatlamaya ihtiyacım vardı ama ben şu filmlerdeki masum kızlara her zaman özendiğim için hayatımda bir kere bile ağzıma içki almamış sigara dahi içmemişdim... Evet belki bakire değildim ama ben kimseyle beraber olmamışdım...
Yani daha önce bi kitapda bakireliğini bi erkekde kaybettikten sonra erkekden ayrılma acısı daha çok oluyor diye bahsedildiği için kızlık zarım bir başkası tarafından değil benim tarafımdan doktorların güvenli dediği yol ile alınmışdı. Ve ben kendimce doğru olduğunu düşünüyorum... Yani en azından o sıralar öyle düşünüyordum...
Barmenden bir adat vişne suyu istedim ama düzgün bir bardağa koymasının ve içki gibi durduğundan emin olmasının da benim için önemi vardı... zaten barmeni tanıyordum... Bora... Bir çok işimde bana yardımı dokunmuşdu gerçi bir seri katilin kızından yardımını eksik etmesi akıllıca bir seçim olmazdı.
Dudağımın sağ tarafının yukarı doğrı büküldüğünü hissetmemle 'pat' diye bir ses duymam bir olmuşdu. Vişne suyum masaya konulurken tok bir ses çıkarmış ve beni az da olsa ürkütmüşdü. Dalgınlığıma geldi diyelim...
İstediğim tam karşımda duruyordu...Ah Baran... Sana da sıra gelecekti bundan emindim ama babamın şimdiki istedi onun yanında oturan Ozan'dı. Tek ihtiyacım olan onu biraz avucumun içine alıp sevişme bahanesi ile bardan dışarı çıkartmak ve gerisini babamın adamlarına bırakmamkdı.
Bunu yapmayı sevmiyordum... Bazen.
Ozan, Baran'ın en yakın arkadaşı olmasa bile iyi anlaşdığı bi arkadaşıydı. Ve Baran arkadaşlarına çöp gibi davransada onları içden içe önemserdi... Sanırım...
Tam bir fahişe makyajı yapılmış narin yüzüme bakmak için lavoboya gittim herşey tamamdı onu halledebilirdim. Ben Simge Nur Yılmaz'dım... Başarabilirdim... Ablamın ölümündan sonra tek çocukdum ve artık babamın gözüne girebilir beni umursamasını sağlayabilirdim... Sağlamalıydım...
Son kez kendi görüntüme bakdım dışarı çıkmak için tam hamle yapacaktım ki arkamdaki iki kiz Baran hakkında konuşuyordu...
"Barda gözüne bir kız kestirmiş... Onu bu gece yatağına alıcakmış bir dahada aramaz sanırım..." Dedi güzel olan. Gerçi ikisi de güzeldi.
Çok umursamadan Ozanı'ın yanına gitmişdim hakkında duyduğum tek şey ise 'Sert kızları sever.' olmuşdu... Demek ki sert olmanın zamanı gelmişdi
Hiç bir kelime etmeden yakalarından tutup ayağı kalkmasını sağladım gerçi kendisi de ayağa kalkmaya çalışdı tek başıma hayatta kımıldatamazdım o kas torbasını... Boynuna öpücükler konudurdum, emdim ve ceketinden tutup dışarı çıkamak için yürüdüm o sırada sert bi şekilde elimden tutum çekti beni ve boynumu emmeye başladı onu ileri gitmeden dışarı çıkarmam gerekiyordu dişlerini boynuma geçirdiğinde bunu Ozan'ın yapmasından dolayı haz almadım ama sahte inlemelerde iyiydim... Elim göğüsüne doğru kaydı ve bluzünden tutup dışarı çıkardım kıkırdayarak ilerlemeye başladık beni duvara yasladı dudağımın kenarlarına ufak ufak öpücükler bıraktı, alt dudağımı emerken ben de onun üst dudağını şehvetle emiyordum ufak ufak ısırmaya başladığımda inledi ve bacaklarımı beline doladım elleri belimdeydi yavaş yavaş yukarı çıkan sağ eli sağ göğüs ucumun etrafında daireler çizerken sol eli beni kendine bastırmakla meşguldü ve hele şükür gelen 'pat' sesi işe beraber Ozanı'ın bayılma zamanı da gelmişdi...
"Bir an gelmeyeceksiniz sandım!" dedim çirkefleşerek
"Geldik işte." dedi gözlerie hayran olduğum katil...
"Babam neden onu istedi ?"
"Soru sormasana!" dedi sorurtak bi şekilde dilini çıtlartı "Ablan böyle değildi." dedi ve o sırada o gözleden, o çok sevdiğim gözleden kaçırdım gözlerimi renkleri çok güzel masmavi deniz mavisi gözlerini görmek istemedim...
Yine... Yine ablam yüzünden üzülüyodum... Ölmüşdü. Kurtulmuşdun ondan niye hayla sözü geçiyordu? Niye hayla benden üstündü?...
Gözlerim bana meyden okurmuşcasına acıyor ve göz yaşlarım artık beni terk etmek ister gibi gözlerimden akmaya çalışıyordu... Hayır bunca zaman ağlamadıysam buna da ağlamazdım
Mavi gözlerine tekrar bakıp nefreti görmesini sağlayacak bakışlarımı gönderdim... "Ablamı o kadar çok özlediysen seni onun yanına gönderebilirim. Ha? Ne dersin?" dedim
Başını iki yana salladı sorumsuz ve takmayan bir ifadeyle.
Ablam ablam ablam onun yüzünden baba şevkati görememişdim kendi kendime öğrenmişdim herşeyi nefret ediyordum onan... Öyle bir nefret ki... Öldüğünde üzülecek kadar nefret ediyordum çok üzülmüşdüm... Evet evet nedenini bilmesem de üzülmüşdüm ama artık birşey hissetmiyordum... Kurallarımızda yazdığı gibi, olması gerektiği gibi en ufak bir his yoktu içimde ne aşk ne sevgi ne hüzün, keder hiç birşey...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka İnanmayan Ben
ChickLitAşka inanmayan baba sevgisi görememiş ama hayla babasından umudu olan aşka inanmayarak kendini yıpratan bir kız görüceksiniz... ^^