Tunceli'ye Varış

58 2 4
                                    

Otobüsün durması ile gözlerimi açtım. Askerliğini getirisi olduğu, en ufak şeyde uyanma yeteneği. Hemen inip sırt çantam ile beni bekleyen araca doğru ilerledim. Önünde bekleyen üç numaralı saçları ve sakalsız oluşu ile ben askerim diye bağıran kişi bana doğru yürümeye başladı.

-adınız melike akay mı?
-evet. Benim
Önümdeki asker hazır ola geçip tekmil verdi.
-astsubay Ahmet yıldırım Hatay emret komutanım.
- sen tugayın gönderdiği asker olmalısın. Hadi vakit kaybetmeyelim de hemen gidelim. Fazla dikkat çekiyoruz zaten.
-emredersiniz komutanım.

Burası doğu olduğu için askerler pek hoş karşılanmaz ama elbette istisnalar kaideyi de bozmaz. askerlerin sevenleri olduğu gibi sevmeyenleri de çoktur. bunun için ise kimliğini gizlemek her zaman makul olmuştur. görevler için de bu durum aynı şekildedir. seni ne kadar az kişi tanırsa hayatın o kadar sağlamdadır. 

Ahmet astsubay hemen kapımı açıp kendi de araca binince yola koyulduk. Yolda biraz tugayın işleyişinden kaç personelin ve rütbelerinin ne olduğu tugay komutanı hakkında da bilgiler verdi. Yarım saat ilerlemişken ileride dağ farelerinin yolu kestiğini gördük. Bu biraz erken olmuştu ama yapacak bir şey de yoktu başa gelen çekilir dedim. Hemen ahmete döndüm ve,

-silahın yanında mı?
-evet komutanım. Sizinki de arkadaki çantada.
-tamam sakin ol ikimizde kurtulucaz yani Allah'ın izniyle inşallah.
Ben bunu söylerken arkadan silahımı almakla meşguldüm.
- evet komutanım.
Silahların da emniyetini açıp ilerlemeye devam ettik.
-yavaşla diyor önümüzde yarım akıllı komutanım.
-dediğini yap en ufak yanlış harektinde biteriz. Eğer aşağı in derse dediğimi anında yap ki yarını görebilelim. Tamam mı?
- emredersiniz komutanım.
Yanlarında durunca bir dağ faresi gelip cama vurdu. Ahmet de camı yarım açıp konuşmaya başladı.

-buyur
-kimsiniz siz ne işiniz var saçlar da üç numara inin aşağı.
Ahmete çaktırmadan gaza basmasını söyledim o ilerlerken bende önümüzdeki fareleri temizleyecektim.
-üç dediğimde gaza bas ve kafanı sakla.
Direk 3 dediğim an ahmet gaza bastı bende önümüzü temizlemeye başladım arkamızdan iki üç kişi sıksa da biz çoktan ilerlemiştik.
O dağ farelerinden kurtulunca hemen tugaya doğru ilerlemeye başladık. Ahmete dönüp,
-ilk günüm biraz hareketli mi ne? diye sorunca gülerek cevap verdi.
-Evet biraz öyle oldu gibi komutanım ama alışırsınız sonuçta burası doğu bu farelerden her yerde var.
- haklısın. Diyip önüme döndüm.

Gülüşmemizin ardından tugaya girdik kapıdaki askere kimliklerimizi gösterince asker bana bir dakikaya yakın baktı ahmetin hadisene asker seni bekliyoruz demesiyle kafasını sallayıp yerine geçti. Komutanın odasına doğru ilerlemeye başladık. Tabi ki de farklı bakışlara maruz kaldım koca tugayda 4 kadın subay vardı. 5.de ben olmuştum ve bu iyi hissertirse de onca askerle nasıl başa çıkacağımı da merak etmiştim doğrusu. Kapının önüne gelince tıklatıp komutanın gir demesini bekledim.

-gir
Beklediğim sesi duyunca hemen içeri girdim ve tekmil verdim.
-teğmen melike akay emredin komutanım.
-sen yeni gelen teğmendin dimi şu birinci olup kendi isteği ile buraya gelen manyak.
-evet komutanım.
-kızım sıkıntılı mısın isteyerek doğuya gelmek ne üstelik harbiyeden birinci olarak gelmen.
-çok istediğim bir şeydi komutanım.
-herkes seni konuşuyor aslında bende merak etmiştim kim bu manyak diye.
-doğrudur komutanım. Lakin gelirken dağ fareleriyle karşılaştık. Ahmet astsubay ile halledip geldik.

- ne yaptın ne yaptın?
-halledip geldik komutanım.
-kaç kişiydiler?
-yaklaşık 15 20 civarı.
-ve siz iki akıllı onca adamdan iki 14lük ile kurtuldunuz. Ahmeti iyi ki göndermişim.Nerde o?
- Dışarıda bekliyor komutanım.
-Ahmet gel buraya!

Ahmet astsubay kapıyı hemen açıp içeri resmen uçtu.
- emredin komutanım.
- saldırıya uğramışsınız doğru mu aslanım?
- evet komutanım melike teğmenim sayesinde kurtulmayı başardık.
- nasıl kurtuldunuz peki?
Bunu öyle çok merak etmişe benziyordu ki yerinden kalkıp yanımıza geldi ve tam ortamızda durdu.
-ben adamları oyalarken melike teğmenim bir plan yaptı ve ben tam gaz arabayı sürerken o da önümüzü temizledi komutanım.

İsimlikte gördüğüm kadarıyla Nevzat Albay bana dönüp
-ilk günden kendini gösterdin aferin kızım. Şimdi melike sen gel evrakları imzala da hemen Ankara ya gönderelim. Sonra da askerleri avluda toplatıcam ben kendini tanıt sorun olmasın.kendine de bir tim kuracaksın. Kendine bir astsubay seç ve timini kurup kadroyu bana getir.Ahmet sen de askerleri avluya topla koçum taze teğmenimiz üniformasını giysin. Valla ilk günden yordun beni senden çekeceğim var anlaşılan.
- emredersiniz komutanım.kolay gelsin. Saolun.
-sizde saolun çocuklar.

Ahmetle dışarı çıkıp farklı yerlere dağıldık. Ben hemen kamuflajımı giyip dışarıya çıktım. Ahmet de bir uzman çavuşa söyleyip tüm askerleri avluya toplattı. Hemen adımlarımı avluya çevirip dışarı çıktım.

Önümde 100 e yakın er uzman çavuş ve astsubay bulunmaktaydı. Karşılarına geçip kendimi tanıttım.
- ben yeni komutanınız teğmen melike akay. Kendi timimi kuracağım ve bunun için bana yardımcı olacak bir astsubaya ihtiyacım var aynı zamanda tim komutan yardımcısı ve ikinci tim komutanı olacak. Ben merak içinde o babayiğit kim olacak diye beklerken Arkadan o çıktı ve "emredin komutanım" dedi. Gözlerim acıyla parlarken
- tamam Mustafa astsubay yardımcım şimdi dağılabilirsiniz Mustafa sen de yanıma gel.

O bana doğru yürürken onunla burada karşılaşmak ve sürekli nasıl yüz yüze geleceğimi düşünmeye başlamıştım bile. En son karşılaşmak isteyeceğim kişi şuan karşımda durmuş bana bakıyordu o an aklıma yaşadığımız anılar geldi. Onunla gülüşmelerimiz, sohbet etmelerimiz, sarılmalarımız, ona ağlamalarım, eğlenmelerimiz bütün herşey aklıma dolarken aklıma takılan tek şey vardı;
"Ben Mustafa ile ne yapacağım?" dı. 

YENİ BÖLÜM GELECEK...

RütbeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin