Burak kendi halinde bir insandır. Balıklara ilgilidir. Ve balıklarla dolu bir hayvanat bahçesi vardır. Bir gün çok fazla yağmur yağar ve kendini bulduğu ilk restorana atar. Orada otururken başka bir masada oturan bir kıza gözü takılır. Kızın yanına gider ve oynadığı bir oyuna karışır.
İşte hikaye böyle başlıyor...
Eylül ile Burak tanışır. Ve yarın gene aynı restoranda buluşmak için konuşur.
-Ertesi Gün -
Ertesi gün Burak Eylül'ün masasına oturduğunda Eylül dün hiçbirşeyi olmamış gibi davranıp "Neden masama oturdun der?"
Burak şaşırır. Tam o sırada restoranın sahibi Suzan Burak'ı alır ve dışarı çıkarır.
Eylül'ün bir trafik kazası geçirdiğini kazadan önceki tüm hayatını hatırladığını ama kazadan sonra hiçbir şey hatırlamadığını söyler. "Sanki her gece biri o uyurken o günü siliyormuş gibi" der.
Burak ise öğrendiklerini sindirmeye çalışıyordur.
Ama Burak o kızı çok beğenmiştir ve Eylül'e aşık olmuştur. Onu unutmaya hiç niyeti yoktur.Bu yüzden her gün aynı saatte o restorana gelip Eylül'ü görür.
-Araba Unutulursa-
Suzan bunu Eylül'ün babasına söyler. Çünkü Eylül'ün üzülmesini istemiyordur. Babası kızını korumak için Burak'la görüşmeye gider. Tam o sırada Eylül'ün arabasına bakım yapmadığı için ceza kesilir. Ama Eylül daha bakımı geçen ay yaptığını düşünmektedir. Çünkü kazayı ve kazadan sonra olan hiçbirşeyi hatırlamamaktadır. Eylül bu sayede kazayı ve diğer tüm olan her şeyi öğrenir.
Eylül'ün beyindeki hasarda ilerleme veya gerileme var mı diye doktora gidilir. Doktor hasarda çok azıcık bir gerileme olduğunu fakat bu durumun kalıcı olduğunu söyler.
Ama bu sefer kız kararlıdır. Unutmamaya ve unuttuklarını tekrar hatırlamaya karar verir. Bu sırada Burak Eylül için bir kaset hazırlamıştır. Bu kasette Eylül olanları bilmeden önce yaşanan herşey vardır. Ama öncelikle kendisini Eylül'e göstermiş ve her gün onunla nasıl baştan tanıştığını anlatmıştır bu kasette.
Eylül'ün bu kaset çok hoşuna gitmiştir ama gene de kendi de yazmak istiyordur. Bu yüzden günlük tutmaya karar verir. Ama aynı zamanda Burak'la olan ilişkinin fazla devam edemeyeceğini de anlamıştır. Çünkü Burak'ında kendi hayatı vardır ve onu yaşamak zorundadır. Eylül bu zamanı sırf kendisine harcanmasını istemiyordur. Bu yüzden ayrılırlar.
-Bir Ayrılık Sabahı-
Burak Eylül ondan ayrılınca buralardan ayrılmaya karar verir. Eylül son bir görüşme için ona veda etmeye gider. Ayrıca Eylül'ün babasıda kızına verdiği emekler için teşekkür etmeye ve veda etmeye gider.
Eylül artık babasına da fazlalık olmak istemez ve beyin hasarları olan insanların yaşadığı yerde resim öğretmenliği yapmaya başlar.
-Tekrar Kavuşma-
Burak Amerika'ya yerleşmeye karar verdikten hemen sonra orada kalacak bir ev tutmuştur. Orada bir iki ay geçirdikten sonra Eylül'ün hasretine dayanamayıp en azından bir görmek için Türkiye'ye dönmeye karar verir. Eylülü görür ama Eylül onu tanımaz. Babasına gider ve Eylül'ün kendi günlüğünü yırttığını öğrenir.
Burak Eylül'ün bulunduğu beyin hasarları bölümüne gider ve onun resim atölyesine girer. Ve bir mucize gerçekleşir. Çünkü Eylül onu her ne kadar kim olduğunu bilmesede onu hatırlıyor hatta resimlerini çiziyordur. Sonra barışırlar ve evlenirler.
Hayat ikisi içinde çok mutlu geçer ve Burak'ın en büyük hayallerinden biri olan dünya turuna çıkarlar.
Bir gün Eylül uyanır ve camdan baktığında denizi görür.
-SON-
