Bu sabahta tam 7.30 da kalktım. Yüzümü yıkayıp dışarı çıkmak iin giyindim. Lucky'nin tasmasını da taktıktan sonra dışarı çıktım. Kulaklığımı taktım. Bir yandan koşarken bir yandan da müzik dinliyordum.
Müziğin benm hayatımdaki rolü çok büyüktü. Müzik benim stres atmamı sağlayan, aynı zamanda da beni rahatlatan bir terapiydi. Zaten bu yüzden müzik dinlemeyi çok severim.
Müzik aynı zamanda bana rengarenk balonları hatırlatıyor. Bunun nedeni beni en mutlu eden şeylerden birinin de balonlar olması. Ne zaman onları görsem çocuklar gibi mutlu oluyor ve heyecanlanıyorum. Evde de onlarca balon var. Nereyse her renkte ve her çeşitte.
Onların hepsini şişirmiyorum tabi ki. Ama arada bir Lucky'yle birkaç tane şişirip oynuyoruz. Balonları tek kötü tarafı kolayca patlayabilmeleri. Özellikle de Lucky'nin dişlerine karşı çok savunmasız ve dayanıksızlar.
Sana bu detayları anlatmayabilirdim tabi ki ama bu dün olanlardan sonra dikkatimi toplayamıyorum. O sabah da aynen anlattığım gibi acale etmeden dışarı koşmaya çıkmıştım. Gereğinden fazla uzaklaşmış, acele etmeden koşmuştum. Tabi yaşanacakları bilseydim böyle yapmazdım.