Herzamanki kılasik günlerimden birindeydim yine abim bilgisayarın başında ben televizyonda. Bir kaç saattir aynı konumdaydık ve benim televizyona bakmaktan gözlerim ağrımaya başlamıştı. Ne kadar canım sıkılsada yapıçak başka birşey bulamadığımdan yerimde kalmaya devam ettim. Durun ben size kendimi tanıtayım. Ben Evie lise 3 öğrencisiyim hayatım normaldi fazla normal denebilir. Yani anlatabileceğim pek birşey yok. Uzun zamandır yanımızdaki ev boş durur ama bir hafta önce yan taşındı. En başta bu duruma çok sinirimi bozmuştu çünkü yan evin odasının camıyla benim odamın camı nerdeyse bitişikti. Herneyse. Taşınmalarının üstünden birkaç gün geçmesine ramen karşı odanın camı hiç açılmamıştı ve kalın siyah perdelerei bile hiç açmamışlardı yani kısacası o odayı boş olabilirdi. Bu durum tabiki beni sevindirmişti ama birkaç gün sonra kalktığımda kalın siyah perdeler yerine derin bir mavi almıştı fazla derin bir mavi. Cidden çocuğun gözleri aşırı maviydi ama şimdu konumuz kesinlikle bu değil. Çocuk hiç durmadan gözlerimin içine bakıyordu bende inat ettim ve aynı şekilde onun gözlerinin içine bakmaya başladım gözleri mavinin en güzel tonundan siyaha dönüşmüştü korkuyla olduğum yerden sıçramam ve başımın dönmesi bunların hepsi sanki fazla kısa bir sürede olmuştu. Başdönmesinden kurtulmaya çalışıyordum dengemi sağlamak için elimi duvara koydum ama faydasızdı sanki dünya ters dönmüştü ve tek düz duran bendim. Artık gözlerim kararmaya başlamıştı o anda zihnimon içinde bir ses yankılandı. Ses sanki başka bir dünyadan geliyo gibiydi sakin ve kadifemsi. Bu durumda bile beni rahatlatmışti ses ama sürekli aynı şeyi demesi ürkütücüydü. "Merrinä" zaten tüm gücünü yitirmiş bedenim bu kelimenin tekrar tekrar beynimde çınlamasıyla iyce kendini buraktı ve en son tamamen konturolümü kaybetmiş bir şekilde yere yığıldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merrinä
FantasyBelki normalsindir bu hayatta ama belkide sadece gözünü boyamışlardır. Belki farklısındır herkesten ama farkında mısın acaba kendini?