Bölüm 102: Simya Testi (2)

1.8K 163 2
                                    

Merve' nin zarif ve büyüleyici bir yapıya sahip kılıcını görenler aç bir köpek gibi hemen gözlerini kılıca dikti.

Daha önce birçok hazine görmüş insanlar hemen Merve' nin elindeki silahın değeri az çok tahmin etmişti.

Daha önce kendinden emin bir şekilde konuşan Çırak Simyager Cafer' in şimdi yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

İddia lafını ortaya atarken kendisine karşı böyle bir teklif ile çıkacak birini beklemiyordu.

" Emin misin ? "

Cafer biraz düşündü ve Merve' ye sordu. Bu tür hazineler kolayca kimsenin eline geçmezdi. Şimdi karşısına böyle büyük bir şans çıkmıştı. Bunu reddetmek aptallık olurdu.

" Şaka yapar gibi bir halim mi var ? Bu elimde gördüğün kılıç Yarı Ruh Katmanlı bir silah. Bu eşyanın karşılığında sadece senden köpek gibi yere çömelip tüm sıra boyunca havlayarak gezmen. "

Merve' nin teklifini duyan herkes büyük bir şok yaşadı. Daha önce silahı n değerini anlamaya çalışan insanlar bile silahın Yarı Ruh Katmanlı bir silah olduğunu tahmin etmemişti. Kim böyle bir iddia için böyle büyük bir hazine kullanır ki.

Merve ilk başta Mustafa ile birlikte  avladıkları canavar çekirdeklerini ortaya koymayı planlıyordu. Ama adamın iğrenç sözleri üzerine bu adama iyice dersini vermek ve aşağılamak için bu hazineyi kullanmaya karar verdi.

Merve' nin sözlerini duyan Cafer tereddüt etmeye başladı. Daha dikkatli düşündüğünde Mustafa' nın gücünün yaşına oranla düşük olduğu gördü.

Bu ya çok yeteneksiz yada Qi yerine Simya üzerinde çalıştığı anlamına geliyordu.

Yarı Ruh Katmanlı silah bu dünyanın en değerli silahlarındandı ona sahip olmak için insanlar binlerce hatta yüzbinlerce insan öldürebilirdi.

Böyle bir hazineye ağzından çıkacak birkaç kelime ile ulaşabilecekti.

" Ne oldu kabul etmiyor musun, yoksa korkak bir tavuk gibi korktun mu ? "

" Benimde bir şartım var senin kazanman için kapının yarısından fazlasının açılması lazım . "

" Kabul ediyorum.  "

Merve bir saniye bile tereddüt etmeden hemen Cafer' in teklifini kabul etti.

Mustafa' nın simya konusundaki anlayışını herkesten çok daha iyi biliyordu.

Işıl, Merve' nin bu kararı üzerine hemen araya girmek istedi. Ama Merve' nin kendinden emin halini gördüğünde o da Elif gibi kenara çekilip izlemeye başladı.

***

Merve ve Cafer arasında ki büyük iddiayı duyan binlerce kişilik grupta bir karışıklık olmaya başladı. Normalde davetiyesi olan ve direk içeri girmeye hakkı olan insanlar bile bir köşede oturup iddianın sonucu görmek için beklemeye koyuldu.

Zaman hızlıca akmaya başladı ve bir saat aradan geçti.

Normalde bir sınav 10 - 15 dakikada bitiyordu. Ama Mustafa' nın sınav süresi bunun 4 katı sürmüştü.

Buda insanlar arasında başka bir tartışma yarattı. Kimi insanlar Mustafa' nın zaman geçirmek için bilerek zaman harcadığını düşünüyorlardı.

Tartışma ve konuşma bir uğultu sesi eşliğinde grupta yayılırken Mustafa sonunda gözlerini açtı ve elini kapıdan çekti.

" Başarısız oldu !!! "

" Hahaha... Kazandım.. kazandımm!!!! Silah artık benim. Ahmaklar !!! Hahah... "

Cafer Mustafa' nın elini çektikten sonra kapıda bir hareketlilik olduğunu görmeyince büyük bir kahkaha eşliğinde zaferini kutlamaya başladı.

Cafer' in zafer kutlamasının aksine Merve' nin üzerinde herhangi bir duygu değişikliği yoktu. Tüm kalbi ve benliği ile  Mustafa' ya güveniyordu.

Mustafa başını çevirip Merve' ye daha sonra Cafer' e baktı.

" Zafer Kutlaması için biraz erken değil mi ? "

Mustafa, Cafer' den bir karşılık beklemeden kapıdan çektikten sonra yumruk şeklinde tuttuğu elini yavaşça açtı.

Avucu açılırken elinden dışarıya göz kamaştıran altın sarısı bir ışık çıkmaya başladı.

Ortaya çıkan altın sarısı ışık daha önce dikkatlerini Cafer' e vermiş insanların dikkatini birkez daha Mustafa yöneltti.

Altın sarısı ışık kaybolduğunda Mustafa' nın elinde garip bir rünik desen ortaya çıktı.

" Açıl !!! "

Mustafa elini kapıya tekrar koyduktan sonra yüksek sesle bağırdı.

Kapının üzerinde bulunan özel işlenmiş desenler parlamaya ve büyüleyici bir anka kuşu şeklini almaya başladı.

Bu anka kuşu daha sonra sanki canlanmış gibi garip bir aura yaydı ve korkunç ve bi o kadar büyüleyici gözleri insanlara baktı.

" Ah... Neler oluyor böyle !!!  "

Anka' nın bakışları altında kalan insanlar korku içinde titrerken ne yapacaklarını bilmiyordu.

~ Whoosh ~

Anka kuşu birkaç saniye insanları süzdükten sonra Mustafa biraz baktı daha sonra kanatları çırparak gökyüzüne yükseldi.

Anka' nın kaybolmasından sonra herkes bir panik duygusu içine girmişti.  Düşük seviyeli ekime sahip olanlar korkudan bilinçlerini bile kaybetmişti.

Bugün buraya gelen herkes böyle bir olayla karşılaşacaklarını asla tahmin edemezdi. Kimileri için bir nimet olan bu an kimileri için ömürleri boyunca unutamayacakları kabusların başlangıcıydı.

" Bu.. bu ışık imkansız !!! "

Herkes duygularını geri kazanmışken Simyagerler Birliği' nden yükselen ve gökyüzü delen mavi ışık yüzünden birkez daha şok ve şaşkın hallerine geri döndü.






Gökyüzü İmparatoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin