Bölüm 10- Siyah herkese yakışmaz.

247 24 7
                                    

   Şimdi yaşamak ; Ölüm gibi soğuk, ölüm gibi yalnız , ölüm gibi sessiz. Avaz avaz susuyordum adeta.

  İnsan neden susar ? Ben susuyordum çünkü boğazımda kocaman bir düğüm vardı. Nefes aldığıma şükrediyordum adeta. Yaşamak istemiyordum. Birkaç damla gözyaşı gelmişti gözümden. Efsa'nın sesi hala kulaklarımdaydı. Çığlığı iliklerime kadar işlemişti. Kıyafetlerimle birlikte soğuk suyun altına girmiştim. Nefes almak için.

              

Üzerimde ne varsa çıkarıp , üstüme bornoz aldım. Sonra yorganımı sıyırıp yatağın içine girdim. Kafam allak bullak olmuştu. Tıpkı sabah kalktığımda birbirine karışan ,dolaşan saçlarım gibi. Onlarla konuşmuştum ama ne konuştuğumu bilmiyordum. Acımamasını ,acıtmamasını dileyerek birkaç bardak içki içmiştim. Yudumlar boğazımı yaksada durmamıştım. Bildiğim tekşey içtiğim şeyin bira olmadığıydı. Yatakdan çıkıp üzerime bir boxer geçirmiştim. Sonra tekrar bornozumu üstüme geçirdim. Kapıyı aralayıp koridora baktım. Kimsecikler yoktu. Hızlı adımlarla odadan çıktım. Üst kata, çatıya giden merdivenlere koştum. Hızla yukarı çıktım. Çatı dümdüzdü. Yavaş yavaş ilerledim. Sadece düşündüğüm şey ; geçen sefer öleceğimi sanıp kurtulmak isterken, şimdi buradan atlayıp ölmek için dua ediyordum. Çatının kenarına yaklaştım. Bornozumu yavaşça kollarımdan sıyırıp arkama  bıraktım. Serin hava tenime çarpıyordu. İskemle'ye çıkarken yüksekliği gördüm . Başım dönmüştü. İyice doğrulup sırtımı korkusuzca dikleştirdim. Kollarımı iki yana açtım. Gözlerimden iki damla yaş akmaya başladı. Tam kendimi boşluğa bırakmıştım . Derken gördüğüm iki çift mavi göz ve sarı saçlardı. Çok geçmeden hıçkırmaya başlamıştım. Jefri kafamı kollarının arasına almış, göğsüne bastırıyordu. Kalbinin atışını duyabiliyordum. Yere boylu boyunca uzanmıştım. O ise hemen yanımda oturuyordu. Beni çekip kurtarmıştı. Geçen sefer kurtarıldığım için çok mutlu olabilecekken , şimdi bu yüzden nefret kusuyordum. " Jefri ! Bırak gideyim nolur." dedim hıçkırıkla karışık. " Hayır , Pes edemezsin ! Onlara yenik düşemezsin."  Bana biraz daha sarıldı. Daha çok ağlamaya başladım. Birine sarılarak ilk kez ağlıyordum. Jefri'nin o an orda olması o kadar iyi gelmiştiki. Ama hala yaralıydım , hala acı doluydum. Biraz zaman geçti. Biraz sonra alnımda  ıslaklık hissettim. Kafamı yukarı kaldırdım. Bacaklarımı kendime çekip oturdum. Bu sefer Jefri ağlıyordum. Sıçtığımın işi , ben kimseyi teselli edemezdim. " Bize yaptıkları şeyler hiç normal değil. Mecbur olmak çok çaresizce." dedi. " Öyle " dedim ve ona sarıldım. Sonra ayağa kalktık. Erkekler ağlamazdı. En azından biz ağlayamazdık. Ama hala ölmek istiyordum. Sonra hala çıplak olduğumu ve üşüdüğümü hissettim. Ellerimle kollarımı ovduğumda Jefri t-shirtunun çıkarıp verdi. Reddecek havada olmadığım için üzerime hızla geçirdim. Bacaklarım hala çıplaktı. İçeriye girdik. Hızla odaya gittik. Hemen bir eşofman altı ve kapuşonlu giydim. Ve uzandım. Yemeğe daha vakit vardı. Uyumaya çalıştım. Uyuyamıyacığımı biliyordum. Elimi saçlarıma götürdüm. Hâlâ ıslaktı. Hiç birşey umurumda değildi. Derken gözlerim ağır ağır kapandı.

    Rüyamda ailemle birlikte her yıl gittiğimiz yazlıkta mangal yapıyorduk. Özlediğim sevdiğim tüm insanlar oradaydı. Ne eksik , ne fazla. Mangal'ın başında babam vardı. Annemin kahkahaları arka bahçemizde yankılanıyordu. Annemin hemen yanımda abim Teoman bana bakıp gülümsüyordu. Efsa el sallarken Bora'yla birlikte masaya doğru yürüyorlardı. Derken yanağımda bir ıslaklık hissettim. Almina'ydı. Kolunu belime dolamıştı. O kadar güzel, o kadar tatlıydı ki ; Kokusu bile beni baştan çıkarmaya yetiyordu. Bana sarılmak için sırtını dikleştirmişti. O an hangisini daha çok özlediğimi düşündüm. Almina'yı mı ? Babamı mı ? Derken bir silah patladı. Babam kanlar içinde yere yığıldı. Ama Almina bir türlü beni bırakmıyordu. Yanına gidemiyordum. Gidip babama son kez sarılamıyordum. Ağlamak istiyordum , ama nefes alamıyordum. 

Ve uyandım. Gözlerim yaşlarla dolmuştu. Tekrar uyumak babama sarılmak , o rüyaya geri dönmek istiyordum.  ' Tekrar , tekrar ' diye bağırdım.

Evet onları çok özlemiştim. Ama yaptığım , çocukluğu bırakmamın daha mantıklı olacağıydı. Kapı açıldı, Jefri geldi. Konuşmasına izin vermeden " İyiyim. " dedim. Doğruldum ve ayağa kalktım. Hızla saçlarımı kuruttum. Dolaptan bir kot pantolon ve siyah bir t-shirt çıkardım. Onları giydikten sonra , yatağıma geçip yatağımı düzelttim. Pencere'yi kapattım. Boş bira şisesini alıp çöpe attım. Jefri şok olmuştu. " Ortak salona gidebiliriz istersen , herkes şuanda orada . " dedi. " Orada napıcağız ki ? " dedim. " Ortama bakarız sıkılırsak geliriz. " dedi. Kafamla onayladım. " Bu arada bu Ortak Salon ne oluyor ? " dedim. " Herkes Harry Potter sevebilir . " dedi.  Kahkahalarımı tutamadım. " Ve Uras biraz önce çatının tepesinden sallanan çocuğa ne yaptın ? " diye sordu. Gerçekten hayretler içindeydi.     "Tekrar hatırlatırsan arkadaşım , tekrar kurtarman gerekebilir."   " Hadi gidelim o halde ! "dedi. Tekrar kendime baktım. " Tamam" demekle yetindim.  Bu kadar hızlı değişebileceğime inanmak güçtü. Jefri'nin yanında ilerledim. Jefri buz gibi soğuk mavi gözlerle etrafı süzüyordu.

Ne düşündüğünü tahmin etmek güçtü. O soğuk gözlerin arkasında neler vardı ? Ortak Salon zımbırtısı - Daha sonralardan bunun Jefri'nin uydurduğu bişey olduğunu dalga konusu olarak öğrendim.-  biraz ilerdeydi. Aslında heyecanlı değildim. Sadece biraz merak ediyordum. Jefri iki yana açılan kapının bir kolunu tuttu  , ben de  bir kolunu tuttum.  Fazla loş bir yer değildi. İnsanlar etrafta gezinip duruyordu. Aşırı kalabalık değildi. Bilardo masasının üstünde oturan kızı tanımıştım. Kahvaltıda gördüğüm kızdı bu. " Hadi Arya at kızım. " dedi Bilardo masasının diğer tarafındaki oğlan. Bana bakarak " Ben kimsenin kızı değilim." dedi. Beyaz mini eteği simlerden dolayı parlıyordu. " Jefri bizi yeniyle tanıştırsana!" dedi arkalardan bir oğlan. Dönmedim bile. " Bu Uras Çetiner .Bundan sonra çeteyle birlikte olucak. " dedi. Bilardo masasının yanındaki oğlan yaklaştı ve elindeki bira'yı bana uzattı." Çöplüğümüze merhaba de ! " dedi. Ve gülümsedi. Daha çok bana iştahla bakıyormuş hissine kapıldım.T-shirt'ümü göstererek " Bir siyah daha ! " diye bağırdı.

Arya masadan inip yanıma yaklaştı. Ve kulağıma "Dikkatli ol çocuk. Siyah herkese yakışmaz . " dedi. Ne boktan , saçmalık bir yerdeyim böyle ? diye içimden söylendim. Pencerenin kenarındaki sarışın bana döndü ve " Çisil Çetiner'in oğlu o , siyah kadının siyah oğlu." dedi. Aslında ben maviyim diyemedim, demedim. " Annemi nerden tanıyorsun ? " dedim öfkeyle. Büyük bir kahkaha patlattı. " Onun yüzünden buradasın ezik." dedi. Yutkunmakla yetindim. O an sadece herşeyden uzakta Almina'nın yanında uyanmayı diledim.

Geç olsun güc olmasin :d  umarim begenirsiniz yeni bölümü , ilerki bölümlerde şok olaylar olucak  , Jefri'nin ve Arya'nın fotosunu bir ara eklerim :)

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin