Büyücüler Okulu 🧙🏻‍♀️ (GİRLXGİRL)

Bölüm 2

"Hadi ama daha hızlı olman gerek, uçağa geç kalacağız! Koş koş koş!!!"
Evet 1 ayın nasıl geçtiğini bile anlamadım. Neyseki şu istediğim fazla kilolardan annemin mükemmel büyü iksirlerinin yardımıyla kurtuldum. Sarı saçlarımı at kuyruk yaparak elimdeki son kutuyu da arabaya bırakıp abime döndüm. Çok çaktırmamaya çalışsada gözlerinin yaşlı olduğunu görebiliyordum. Hızla sürüdekinlere el sallayıp abime koştum.
"Hey hey ağlamak yok küçük kurabiyem. Birşey olursa bana her zaman yazabileceğini biliyorsun. Seni hemen almaya gelirim söz." Son cümlesini söyledikten sonra kulağıma eğilip "yatılı okulda bir sürü kız vardır. Kendinede bir tane bulursun belki kim bilir." Diyip geri çekilip bana göz kırptı.

Evet bir diğer konuda o. Ben eşcinselim. Bunu bilen sadece abim. Annemin çok tepki vermiceğini bilsemde ona daha söylemeyi tercih etmedim. Sorun sanırım babam diyebiliriz. Onun nasıl tepki vericeğini bilemiyorum. Gerçi sürümüzde eşcinsel aileler var. Mate in hangi cinsten çıkarsa çıksın alpha sürüsündeki herkesi kabul etmek zorunda. Abim daha kendi mate ini (eşini) daha bulamadı. Tabi bu onu biraz üzüyor nede olsa eşi olmadan alpha olmak zorunda kalıcak ve bu yükün altında tek başına olmak 2 kişi olmaktan daha zor.

Neyse konumuza dönersek. Abimin kolundan hafifçe vurup geri çekildim. Eğer normal bir zamanda bunu söylemiş olsa kızarırdım ama şuan ailemi en az 11 ay boyunca görmeyecek olmamdan başka birşey düşünemiyorum. Abimle vedalaştıktan sonra anneme ve babama sarıldım. Babamla sarılmam annemden daha kısa sürdü. Annemin klasik kendine iyi bak , şu maddeyi kullanırken eldiven tak , o ağıca çok yaklaşma yada bilmediğin büyüleri yapma vs vs cümleleri ve babamın bana ihtiyacın olduğu an ara seni almaya gelirim cümlelerinden sonra sonunda arabaya binmiştim. Son bir kere 18 yıl boyunca kaldığım ve birlikte yaşadığım sürüye bakıp el salladım.

Arabayla 2 saat uçakla 3 saat ve tekrar otobüsle 1.3 saat yolun ardından okulun kapısına varabilmiştim. Şehirden uzak ormanın içinde büyük bir kampüs.
"Hadi ama çaylaklar biraz daha hızlı. Daha görüceğiniz çok şey var. Gruplara ayrılın tatlım hey sen oradaki HEYY oraya giriş yok..." kapının önündeki yaklaşık 70-80 kişilik bir grup vardı. Ve başlarında da tahminimce büyük sınıflar ve bir yada iki hoca. Hızlı adımlarla bende kapıya ilerledim elimde bir valiz, valizin üstünde kutu, sırtımda bir çanta ve kolumun altında da bir kutu var. Umarım hiç birini düşürmem. Kapıya yaklaştıktan sonra eşyaları buraya bırakınız yazan yeri farkedip oraya gitmeye karar verdim.

"Selamlar. Ben eşyalarımı bırakıcaktım da ." "Tabi yaklaşık 1 ay önce kadar bir mektup gelmiş olması gerek o mektupta yazan numaranız neydi acaba ?"
"A11 efendim."
"Ahahah bana efendim demene gerek yok bende senin gibi bir öğrenciyim ne de olda tek farkımız benim 2. Sınıf 1. Kademe olmam. Adım Selin tanıştığımıza sevindim ver tatlım eşyalarını."

Kademe ? Neyse okula başladığımda ne olduğunu öğrenirim herhalde. Karşımdaki Selin denen kestane rengi saçları ve açık mavi gözleri olan kıza eşyalarımı teslim edip kartımı aldıktan sonra grubumun olduğu yere geçtim. Bulunduğum grup kırmızı renge sahip ve 20 kişiden oluşuyordu.

"Sonuncu kişide geldiğine göre artık içeri girebiliriz. Benim adım Oğuz ve sizin danışmanınız benim yıl içinde bir sıkıntınız olduğunda bana ulaşmanız gerek. Hadi bakalım. Okulun dışına çıkış izni belirli kişilere veriliyor ve onun dışındakiler gözetmenlerle çıkılıyor. Yani habersiz ormana gitmek yasak. Odalarınıza gittiğinizde yatağınızın üstüne konmuş yasaklar ve cezaları adlı kağıdı incelemenizi şiddetle tavsiye ediyorum..."

Oğuz yasaklardan bahsederken okulun büyük kapısından geçmiştik bire. İçeri ilk girildiğinde fark edilen şey altın kaplamalı bir ağaçtı. Annemin özellikle yanına yaklaşma dediği ağaç bu olda gerek. Annemin söylediğine göre 'Gerçekleri' söyleyen bir ağaçmış . Bazen duymak istemediğin ailenle ilgili yada seni üzecek herhangi biri ile ilgili gerçek bir bilgi söylermiş. İlk duyduğumda bunun neresi kötü yahu demiştim. Annemde o ağaç sadece kötü gerçekleri söyler , sevdiğin kişinin kötü bir özelliğini bilmemek bazenleri bilmekten daha iyidir hayatım demişti.