5 » 'isyan sebebi'

5K 571 387
                                    

Persephone ve Hades'in kızı Rosé'nin anlatımı

Ertesi gün okula büyük bir kargaşa hakimdi. Okul sütunlarındaki Karyatid'ler tiz bir sesle konuşuyor, öğrenciler bir içeri, bir dışarı koşuyordu. Kapıyı açıp içeri girdiğimde geniş koridorda dolabıma doğru yürüdüm. Hera'nın kızı Jisoo, hemen karşımda "Annemi görmek istiyorum!" diye bağırırken Taehyung ve Lisa onu tutmaya çalışıyordu.

Yanımdan telaş içinde geçen Kar Tanrıçası'nın kızı Gowon'un kolunu tuttum. "Bekle, neler oluyor?"

Gowon dudaklarını dişleyip konuştu. "İnsanlar tanrılara isyan etmeye başladı. Bu yüzden Olympos'ta her şey karıştı. Ve Rosé, bunu bilmek isteyeceğini düşünüyorum. Yer altında işlerin daha karışık olduğunu söylediler. Ölüler, yani bütün ruhlar babana karşı saygılarını yitirdi. Elysion'daki ruhlar saraya gidiyor ve Tartarus'takiler yaşamlarına geri dönmek için Lethe'ye gitmeye çalışıyor."

Şaşkınlık içerisinde Gowon'un sözlerini dinledim. "Bütün bunlar doğru mu? Bundan neden benim haberim yok?"

Gowon "bilmiyorum" anlamında ellerini iki yana açtı ve koşarak okul dışına çıktı. Koridora baktığımda bütün öğrencilerin yüzündeki endişeye tanık olmuştum. Poseidon'un oğulları Yoongi ve Seungcheol, hatta Tanrıların haberici Hermes'in oğlu Hoseok, -ki, bu haberleri Hoseok'un yaydığını düşünüyorum- endişe içerisindeydi.

Çantamı dolaba koydum ve ikinci kata çıkmak için merdivenlere ilerledim. Okulun rengi gibi beyaz ve geniş olan merdivenleri adımlarken elinde değneğiyle aşağı inen Bay Ahn'ı gördüm.

"Bay Ahn!"

"Evet Roseanne?"

"Olympos'ta neler oluyor? Ailemin başı dertte mi?" Nefes nefese konuşmuştum.

"Derslerinize çalışmalısınız Bayan Roseanne. Tanrılar kendi işlerini halledeceklerdir." Bay Ahn, sakinliğini koruyarak yanımdan geçip gittiğinde sinirlenmiştim. Merdiven korkuluklarına yaslandım ve derin bir nefes aldım.

Düşüncelerim arasından beni kurtaran "Hey!" sesi olmuştu. Sese döndüğümde Dionysos'un oğlu Taeyong elindeki şarap bardağını bana doğru kaldırdı.

"Biraz ambrosia?"

"Hayır, teşekkürler."

"Duydum ki, baban zor zamanlar geçiriyormuş."

"Evet," diye mırıldandım.

"Sebebini öğrenmek istemiyor musun?"

"Biliyorum." dedim. "Ölümlüler ve yer altındaki ruhlar isyan ediyor."

Taeyong gülüp benim gibi korkuluklara yaslandı.

"Dün Jimin ve Jennie'nin konuşmasına kulak misafiri oldum." Jennie'nin ismini duyduğumda bakışlarım Taeyong'u buldu. Dediğiyle ilgilendiğimi gördüğünde gülüşünü genişletti.

"Adak sonrasında Jennie bir dilek diledi ve yalnızca birkaç saat sonra bu haldeyiz. Bu sana bir şey çağırıştırıyor mu?"

"Jennie Olympos için kötü bir dilek mi diledi?" dedim şaşkınlıkla.

"Aslında Zeus için diledi ama ve bilirsin, sevgili amcan Zeus, Tanrıların babası. Bu yüzden onun dileği tüm tanrıları etkiledi. Akşam üzeri ölümlüler isyan etti. Tarım konusunda Demeter'e, denizler konusunda Poseidon'a, evlilikte Hera'ya. Herkese ve her şeye."

Taeyong'un açıklamasını dinledikten sonra içimde yanan ateşi hissetmiştim. Doğduğum günden beri Jennie'den nefret ediyordum. Annemle birlikte Olympos'a gittiğimizde her zaman benimle uğraşır, bir şeyleri berbat ederdi. Sadece küçük bir dilekle her şeyi tekrar berbat etmişti.

Taeyong'a bir şey demeden merdivenleri çıkmaya devam ettim. Üçüncü kattaki, kahverengi ve kırmızının hakim olduğu salona girdiğimde çoktan kılıç dersinin başladığını gördüm. Zırhımı giyinip duvara yaslı kalan son talimat kılıcını elime aldım.

Jennie, Pandora'nın kızı Doyeon'a karşı kazandığında kılıcını havaya kaldırdı. "Sıradaki kim?" diye bağırdı.

Elimi kaldırıp gülerek yanına ilerledim. "Ben."

Ares'in oğlu Jungkook, Artemis'in oğlu Taehyung'un koluna vurdu. "Üç büyüklerden ikisi kapışacak, bunu izlemeliyiz." dediğinde dikkatleri çekmiştik.

"Seni karşımda görmek güzel, Roseanne." dedi Jennie. Birbirimizin etrafında dönüyorduk ama kılıç darbesine başlamamıştık.

"Jennie, küçüklüğünden beri düzeni bozmak senin için alışagelmiş bir durum olabilir ancak," dedim. "Bu sefer sınırı aştın." Kılıcım, kılıcına çarptığında elim boşluğa geldi ve geri çekildim. Jennie boş bir savuruş yapmış oldu.

Ona küçümser bir bakış attım. "Babana olan hırsın yüzünden Olympos'u mahvettin!" diye bağırdığımda herkes şaşkınlıkla Jennie'ye döndü. "Ben bir şey yapmadım!" diye bağırdı ve kılıcıma büyük bir baskı yaptı. Aramızdaki düello, sessiz bir düelloya dönüşürken elimdeki kılıç yere düştü.

Jennie üzerime doğru gelirken kılıcımı yerden aldım ve ters bir hamleyle kılıcımı boğazına yaklaştırarak gözlerine baktım. "Bunu düzeltmek zorundasın." dediğimde yüzü umursamaz bir ifadeye büründü.

"Düzeltmezsem?"

"Seni kendi ellerimle Tartarus'un derinliklerine atacağım. Aynı babanın Titan'lara yaptığı gibi. Ve şundan emin olmalısın ki, bir an bile pişmanlık duymayacağım."


Çok fazla saçmaladım ama geçiş bölümü yazmaya çalışıyorum, lütfen idare edin.

gods school Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin