"Taemin daha fazla yaklaşmamız lazım. Sarışınlar şemsi terk ederlerse bütün plan suya düşmüş olur." Motorundan inen Taemin parmağıyla dumanlar çıkan binayı gösteren Minho'nun yanına geldi. "Kyuhyun her şeyi ayarladı, sarışınların büyük kısmı yukarıda mahsur ve aşağı inmelerinin hiçbir yolu yok."
Parmağı, parlaklığını koruyan dudaklarını okşayarak çenesinde duraksadığında yüzünde hakim bir gülümseme vardı. "Sadece lobide ve etrafta dolaşanları haklamak yeterli olacak. Hadi, harekete geçiyoruz!"
Kalabalık grup, şemsin çıkış kapılarına toplaşıp ellerindeki silahlarla gelecek olan sarışınlara nişan aldığında, Taemin, yanı başında dikilen, arkadaşlarına birkaç şey söyleyip grupların başlarına geçmelerini izledi. Omzundan sıkıca tutup desteğini gösteren Minho'ya sırtını yaslayıp gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldığında gözlerinde içerideki arkadaşlarının siluetleri belirdi. Burnuna dolan yanık kokusunu içine son kez çektiğinde meydana gelen büyük patlamayla ellerini havaya kaldırdı. "Ateşe hazır olun! İçeriden çıkacak bütün sarışınları öldürün, sadece esmerleri koruyacağız. Esir almak yok!"
İçinde bulundukları adrenalin dolu anların etkisiyle kükreyerek tepkilerini gösteren esmerler kapılara odaklandıklarında dumanların peşinden çıkmaya başlayan insanları hedef aldılar. Önden çıkan hizmetkarlar ve yaralı esmerlerden oluşan gruba koşarak yardım edenler yüzünden oluşan karmaşayı izlerken dudaklarını ısırdı Taemin.
"Daha fazla beklemeyin, sarışınları indirin!"
Kaçışan esmerler arasında saklanmaya çalışan sarışınlar birer birer yere yığılırken şemste yeni bir patlama daha oldu. "Biraz uzaklaşıyoruz, temkinli olarak geri çekilin. Şems çökmeye başlayacak." Taemin sürekli izlediği değişimlere göre hakimiyetindeki çocukları yönlendirirken bir patlama daha meydana geldi.
"Sarışınlar geliyor, hepsini öldürün!"
☺☻☺☻☺☻
Soo, siyah dumanlar arasında ulaşabildiği kapıdan dışarı çıkarken esmerlerin geriye döndüğünü fark etti. Kalabalık üstünlüğü ele geçirmenin verdiği hararetle kapılara ve asansörlere barikat kuruyordu. Aklında Heechul, ağır adımlarla; göğsündeki acının etkisiyle elini göğsüne koymuş şekilde çıktı dışarı.
Taemin ile göz göze gelince sendeleyerek emirler yağdırmayı sürdüren, bir komutan edasındaki adamın yanına gitti. "İşler çığrından çıktı Teamin, büyük bir kitle içeride ortalığı ateşe veriyor. Kimse kurtulamayacak bu gidişle, hemen bir şeyler yapmak zorundasın. Herkesin ölmesine gerek yok."
Son enerjisiyle cümlesini tamamlayan Kyungsoo, dizlerinin üzerine çöküp sarsılarak ağlamaya başladığında Taemin gözlerini kısarak kapıdan çıkacak esmerlere odaklandı. Henüz ortalarda görünmeyen arkadaşlarını, biraz can sıkıcı olsa da, Kyuhyun'un tehlikeye atmayacağından adı gibi emindi. "Merak etme Kyungsoo, az sonra hepsi hıncını almış şekilde dışarıya çıkmış olur. Bu akrep yuvasından dışarıya tek bir sarışın bile çıkmamalı.
Kyungsoo gözyaşlarını silip doğruldu, patlamalarla ateşler saçarak yıkılan binaya döndü. Gözleri üst katları tararken mırıldandı. "Ölüm... Ölümü hak etmeyenleri ne yapacaksın, Taemin?"
Minho elindeki silahın namlusunu aşağıya eğip koşarak şemse ilerledi. Taemin gülümseyerek önündeki felaket tablosunu izlerken olaya müdahale etmesi gerektiğini anlamıştı. Dumanlardan göz görmeyen binaya dalıp çılgınlık sınırlarını zorlayarak intikam alan esmerlerin dışarıya çıkması için emirler yağdırmaya başladı. Ancak içerideki kayıp ruhların kendisini duymadığını fark edince, elindeki silahı havaya çevirip kullandı. "Herkes dışarıya çıksın, hemen! Şemsin çöküşünü hep birlikte dışarıda kutlayarak izleyelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğmayan Güneş (✓)
FanficFarklı bir dünya... Sarışınların esmerlere hükmettiği... Acımasız oyunların sahnelendiği ve Oyuncakların hep finalde çöpe gittiği... ♠♣ ♠♣ ♠♣ Doğmayan Güneş ♠♣ ♠♣ ♠♣ Ve Bir gün esmerler değişim için ayaklanır... Oysa Aşkta ihanet gibi kaderlerinde...