Billie Eilish~ Lovely
~
~
Ne hissetiğini bilememek. Bazen durumun hiç farkında bile olamamak. Bilinmezlik... Çoğu insanın en yorulduğu durum. Vazgeçmelerin temel nedeni. Hani ne olduğunu bilmez, nasıl hissetmen gerektiğini bile anlamazdın ya işte o orta yol. Orada takılı kaldım ben. Onunla tanıştığım günden beri ne sağa gidebildim ne sola. Tam ortada kurtarılmayı bekliyordum.
Duygular çoğu zaman insanı yanlış yola düşürürdü. Ne yapman gerektiğini bilmezdin. Mantık mı yoksa duygular mı? Bilim adamlarının bile bu soruya bir cevabı yoktu. Herkes kendine göre bir yol seçerdi. Çoğu zaman kolay olan. Şuan duygularımın dört bir yanımı sardığını hissediyordum. Mantığımı köşeye bırakmış. Sadece tüm duygularımla olaya odaklanmaya çalışıyordum.
Yaşamın her yerin de çoğumuz gördüklerimize ön yargılı davranırdık. Dış görünüşüne yada hareketlerine göre kanıyı koyar ve kendimizi öyle olduğuna inandırırdık. Ön yargıları kırmak zordu. Herkes için bu böyleydi.
Ön yargılı değilim derdiniz. Fakat herkes düşünmeye programlanmıştır. Şahsen ön yargının çok doğal bir durum olduğunu düşünüyordum. Ama her şeyden önce karşıdakinin insan olduğunu unutmamak gerekir.
Yoongi de unuttuğum tek şey buydu. Onun hakkında düşünmüştüm. Ön yargılarım da vardı. Ama hiç onun da insan olduğu ve duyguları olduğu gerçeği aklıma gelmemişti.
Şimdi önümde kollarımı sardığım çocuğun duygularını merak ediyordum. Ne hissettiğini neden ağladığını, onu bu duruma getirecek ne yaşadı bilmiyordum. Ama ne olursa olsun yanında olmak istedim. İlk defa bu kadar birinin yanında olmak istedim.
Sonunda ağlaması durduğunda iyice mayışmıştı. Gözlerini kapatmış kollarımda uzanıyordu. Bir süre daha herhangi bir tepki vermediğinde artık uyuduğunu düşünmeye başlamıştım. Saatin kaç olduğunun farkında bile değildim. Bir süre daha o durumda kaldık. Artık uyuduğuna emin olmuştum. Kafası kollarıma düşmüştü.
Gözleri ağlamaktan şişmiş, beyaz teni kızarmıştı. Saçları karışmış bir melek gibi uyuyordu. Şu an onu uyandırmaya kıyamayacağımın farkındaydım.
Yüzünü izleyip düşüncelere daldım. O soğuk umursamaz kişiliğinin altında yatan duygusal çocuğu görmüştüm. Etrafına ördüğü duvarları yıkacak hiçbir şey yapmıyordu. Ona ulaşmam için tek çare o duvarı adım adım tırmanmaktı ve bugün biraz da olsa yardım etmişti o duvarı tırmanmama.
Kıpırdandığını hissettiğimde gözlerimi suratına sabitledim. Kaşları çatılmış gözleri ağır ağır açılmıştı. Uykunun verdiği sersemlikle bir süre ne olduğunu anlamamıştı sanırım. Suratıma şaşkın şaşkın bakmıştı. Şuan kollarımda tamamen savunmasız duruyordu. Ve şaşkınlıktan büyümüş gözleri tıpkı minik bir çocuğu anımsatıyordu. Bir kaç saniye sonra ne olduğunu fark etmiş gibi doğruldu ve hızlı bir şekilde ayağı kalktı. Çevresine bakındı. Bu suratındaki duygu neydi tam olarak anlamamıştım. Daha çok utanmış gibiydi. Yada tedirgin?
Elini bana doğru uzattı. Evet, kesinlikle büyük adımlar atıyordu bugün. Hızlı bir şekilde ona tutunup ayağı kalktım. İkimizden de ses çıkmıyordu. Sanki konuşmamaya yemin etmişiz gibi. Spor salonunun soyunma odasına doğru ilerledi. Bende peşinden gittim. O sırada yerde duran çantasını fark edip eline aldı.
Soyunma odasına girdiğinde bende çantamı almış ve onun peşinden girmiştim. Sırtını bana dönüp üzerideki terden ıslanmış tişörtü çıkardı. Bende arkasındaki sıralara oturmuş onu izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dance breaker | SoPe
Fanfic"Gülüşüne bakarak gülümsediğim tek kişisin" Sope - Yoonseok