Sabah alarmın sesinden dolayı uyandın ve yattığın yerden doğruldun. Akşam eve erken gelsende yinede üstünde ağır bir yorgunluk var. Ayaklarını yataktan sarkıttın ve yavaşca ayağı kalkıp banyoya girdin. Soğuk bir duş kendine getirmişti. Banyodan çıkıp üstüne siyah bol kot0antalon ve onun üstünede uzun bol sweat giydin. Saçlarını tarayıp alttan topladın ve çantanı hazırlayıp evden çıktın.
Otobüs durağına giderken aniden durdun. Yolun kenarına kıvrılmış minik bir kedi vardı. Hasta gibi gözüküyordu. Adımlarını kediye doğru yönlendirdin ve yanına vardığında dizlerinin üstüne kıvrıldın. Kediyi kucağına aldığında elinde ıslaklık hissettin. Kediyi tek eline aldın ve eline baktığında birden irkildin. Çünkü kan olmuştu. Kedinin bacağına baktığında kanlar içindeydi. Hızla cebinden peçete çıkardın ve kedinin kanayan bacağını sardın.
Otobüs durağına hızla gittiğinde zaten gelmişti. Hızla diğer insanların arasından geçtin ve kartı basıp hızla dışarı çıkabiliceğin bir yere oturdun. Ayakta olduğun için bir yere tutunman gerekirdi ama ellerin kanlıydı. Tabi otobüs dolu olunca birinin üstüne düşme ihtimalin vardı. Dirseğinle demire zar zor dayandın ve sabit durmaya çalıştın. Dışarıya bakarken otobüs aniden fren yaptı veelindeki kedi havaya uçtu. Sen düşmemiştin ama kedi elinde değildi. Başını kalcırdığında kedi tam başının üstünde ve sana doğru düşüyordu. Başını çekmeye zaman kalmadan kedi başına düştü ve saçlarına tutunup arka ayaklarını yüzüne bastırdı. Kedi etrafını görmeyi engellediği için insanları göremiyordun. Tabi kedi bunları yaparken istemsizce çığlık attın. Çünkü yüzünü pençeleriyle tutuyordu. Ne yapıcam diye düşünürken etrafından gelen gülme sesleriyle kediyi yüzünden çekmeye çalıştın. Kedi korktuğu için daha sıkı tutununca yine bağırdın. Kedinin bir ayağı burun deliğinde diğer ayağzındaydı. Kediyi sonunda yüzünden çektiğinde etrafına bakabilmiştin. İniceğin duraktaydın ve kapı kapanıyordu. Kendini kapıdan sıyırarak dışarıya attın ve elindeki kediye baktın. Sana masumca bakıyordu.
Hızla hastaneye vardın ve içeriye girdin. Etrafında sana gülerek bakan insanları umursamadan odana yöneldin. Asansöre binmek için beklerken yanında duran bedenle birlikte başını ona çervirdin. Yüzünde sırıtan bir ifade vardı. Kaşlarını çatıp ona baktığında birden kahkağa attı. Yüzündeki ifadeyi değiştirmeden ona döndün ve konuşmaya başladın.
- Bir şey mi oldu Bay TaeHyung?
- Size ne oldu?
- Minik bir kaza desek daha iyi olur.
Elimde tuttuğum kediye gözü kaydığında anlamışcasına başını salladı ve konuşmaya başladı:
- Yardım etsem iyi olucak.
Sana söz hakkı vermeden hızla yanına bir adım attı ve elini beline koyup seni götürmeye başladı. Onun odasına giittiğinizi anlamıştın. Ama belinde tuttuğu elini fazlasıyla beline temas ettiriyordu. Elindeki kediyi bir eline aldın ve boşta kalan elinle de belini tutarmış gibi yapıp yavaşça itekledin. Bunu anlamış olucakki elini belinden yavaşça çekti ve beline koyduğu elini diğer eliyle tuttu. Başını ona çevirdiğinde yüzü düşmüştü. Anlamamış bir ifadeyle ona bakmayı kesip önüne döndün. Zaten odasına varmıştınız. O odaya girdikten sonra sende peşinden girdin.
Kapıyı arkandan kapattı ve oturman için hasta koltuğunu gösterdi. Beyaz çarşaflarla kaplanmış olan yere oturdun ve elindeki kediyi kucağına koydun. Bakışların yere sabitledin ve beklemeye başladın. TaeHyung ile işe ilk başlarken tanışmıştın. Buraya ilk geldiğinde çoğu şeyi sana öğretmiş ve iyi bir iş arkadaşı olmuştunuz. 1 sene geçmişti. Bundan dolayı işlerinde yoğunlaşmıştı. Başını kaldırdığında TaeHyung sana doğru elinde ilk yardım çantasıyla geliyordu. Yanına vardığında kucağındaki kediyi eline aldı ve masadaki telefonu alıp biriyle konuştu. Telefou kapattıktan sonra kapı çaldı. Memnun bir yüz takınarak kapıyı açtı ve hemşireye kediyi verip kapıyı geri kapattı. Ona şaşkınca bakarken karşında durup konuşmaya başladı.
- Kediyi hemşireye verdim o ilgilenecek. Bende sana bakıcam.
- Nasıl bana bakıcaksın?
- kkkk. Aynaya bakarmısın?
Başını gösterdiği yöne kaldırıp aynaya baktın. Yüzünde pençe izleri vardı. Saçın zaten berbattı. Başını geri TaeHyung a çevirdiğinde sana gözlerini dikmiş bakıyordu. Hemen gözlerini ondan çektin ve konuşmaya başladın.
- Teşekkürler ama ben kendim yap-
- Ben yardım edicem dediysem ben yaparım.
- Pe-peki. Teşekkürler.
Yanındaki boş yere oturdu ve aranızda duran ilk yardım çantasını açıp gerkli olan malzemeleri çıkardı. Başını yere eğmiş beklerken çenenden narince tutulup başın kaldırıldığında bakışların Tae Hyung a gitti. Yüzünü inceliyordu. Bakışları dudağına kaydığında dudağını yaladı ve elini çenenden çekip pamuk vs. Şeyleri hazırladı. Sana biraz daha yaklaştı ve yeniden elini kaldırıp yanğın ve kulağının arasına baş parmağını koydu diğer parmaklarınıda ensene koydu. Senin yüzünü biraz kendine yaklaştırdı ve burun hizanda olan birkaç yarayı temizlemeye başladı. Acıdığı için minik sesler çıkartıyordun. Gözlerini sımsıkı kapattın ve acıyı bastırmaya çalıştın.
Yaranda hissettiğin sıcak nefesle gözlerin yavaşca açıldı. TaeHyung kendi yüzünü iyice yaklaştırmış ve yaraya üflüyordu. Kekeliyerek konuştun.
- T-TaeHyung biraz u-uzaklaşırmısın?
Üflemeyi kesti ve gözünün hizasında olan gözlerini sana çevirdi. Çok farklı bakıyordu. Gözlerini ondan çekmek istesende çekemiyordun sanki kilitlenmişti. Bakışlarını gözlerinden ayırdı ve geri çekilip ilk yardım çantasından minik yara bandı çıkarıp üflediği yere yapıştırdı. Yeni bir pamuk hazırladı ve bu sefer elini çenene yerleştirip eymiş olduğun başını kaldırdı ve dudağındaki yarayı temizlemeye başladı. Çok narin davranıyordu. Gözlerini yeniden sıkıca kapattın ve bağırmamak için çarşfı sıkmaya başladın. Dudağında hareketlilik durduğunda yarayı temizleyip yara bandı koyduğunu anladın. Ama çenendeki el gitmemişti tam tersi dahada sıkılaşmıştı.
Gözlerini açtığında gözlerini sana dikmiş bir TaeHyung ile karşılaştın. Biraz geri çekilmek için yeltendiğinde çenendeki el gitti ve hızla beline dolandı. Seni kendine çekip sıkıca sarılmaya başlayınca şok olmuştun. Ellerini TaeHyung un göğsüne dayadın ve itmeye çalıştın. Hiçbir işe yaramayınca konuşmaya karar vemiştinki o söze girdi.
- Lütfen gitme.
- N-Ne?
Beline sardığı kollarını dahada sıkılaştırdı ve konuşmaya devam etti:
- ( Adın).
- E-efendim?
- Artık beni iş arkadaşı olarak görmeni istemiyorum.
- Nasıl?
- Artık bana Bay diye değil Aşkım diye seslenmeni istiyorum.
- A-nlamadım?
Senden ayrıldı ve ayağı kalkıp yere diz çöktü. Ne olucağını tahmin ettiğinde istemsizce heyecanlandın. Cebinden minik bir kutu çıkardı ve :
- ( Adın) hayatına benide katarmısın?
Açmış olduğu yüzük kutusuna birde TaeHyung a baktım. Ne olduğunu bilmeden birden ağzımdan:
- EVET!
Elini eline aldı ve kutudan çıkardığı yüzüğü parmağına taktı. İkinizde aynanda ayğı kalktınız ve birbirinize bakmaya başladınız. İçinde TaeHyung a karşı bir his olduğunu bilmiyordun ama derinliklerde ona karşı beslediğin çok ama çok derin duyguların farkına şimdi vardın. TaeHyung ellerini brline doladı ve kendine çekip yüzlerinizin yakınlaşmasını sağladı. Gözlerinizin içine bakarken TaeHyung başını biraz eyip dudağına yaklaştı. Yüzünde gülümseme oluştuğunda aynanda onunda oluşmuştu. Dudaklarınız birbirine deydiğinde çok farklı bir his hissetmiştin. Vede bu hissi sevmiştin. Ellerini TaeHyung un buynuna doladın ve mutlu olucağına emin bir şekilde gözlerini kapattın.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Merhabaa! Yeni bölüm yazamıyıcağım ama minik bir boş zamanım olunca hemen yazıyim dedim.
Umarım beyenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sonra görüşürüz!!♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ile hayal et - ARA VERİLDİ-
Hayran KurguBTS İLE HAYAL ET Lütfen takip edin... Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın İyi okumalar 😊