OLAYIN İÇİNDE [tamamlandı]

Aksilik

Hoşgeldiniz❤️
İyi okumalar diliyorum ✨
O zaman başlasın 🎬 🙆🏽

👉🏼 -Derya'nın bakış açısı-

Hepimiz uçakta yerlerimiz aldık, kimle ve nerde oturacağımızı biz seçemiyorduk. Benim yerim cam tarafındaydı, Sena da tam arkamda oturuyordu. Yanımda kim oturacak acaba diye merakla bekliyordum, camdan dışarı baktığım an, koluma bir kol çarptığında, yanıma biri oturduğunu fark ettim ve ona doğru baktım.

Can?
Bu kadar tesadüf de olmaz yani!

Ona "yok artık!" bakışımı attım, beni anlamış gibi "Napalım evren bizim daha iyi tanışıp, arkadaş olmamızı istiyor." diyip sırıttı. Ona hafif gülümseyip tekrar cama baktım, uçak kalmak üzereydi ve ben hem heyecanlıydım hemde korkuyordum. Uçağa ilk defa biniyordum ve resmen korkudan ellerim titriyordu. Can bana dönüp endişeli bir şekilde "İyimisin? Yüzün bem beyaz oldu." diye sordu. Açıkcası hiç iyi değildim. Ona sadece bakıp kafamı sag sola salladım.
"Ellerin titriyor, korkuyormusun?" diye sordu.
Evet dercesine kafamı salladım.
"Uçak korkusuna karşı, omuza kafayı koymak iyi geliyormuş." diyip omzunu göstererek gülümsedi. O an fırsat mı kolluyordu, yada ciddimiydi bilmiyordum ama bir omuza ihtiyacım vardı. Hafif gülümseyip kafamı omzuna koydum, hiç iyi hiss etmiyordum kendimi. Sena arkamda konuştuklarımızı duyduktan sonra "Derya? İyimisin?" diye sordu. Sadece "Hıhı." diye cevap verebiliyordum. Gözlerimi kapattım.

"Derya kalk artık tek biz kaldık uçakta!" diye bana seslenerek beni uyandırmaya çalışıyordu. Resmen omzunda uyuya kalmıştım. Hızlıca kalktık ve sınıfımızın yanına gittik.
"Omzum uyuştu." diyip omzunu ovalayordu.
Normal tabi saatlerce kafam üstündeydi.

"Özür dilerim sadece korktuğum icin gözlerimi kapatmıştım. Uyuya kalmışım, keşke uyandırsaydın."

"Kıyamadım uyandırmaya, yani uyanıp tekrar korkarsın diye." Gülümseyip teşekkür ettim.
Sena yanıma gelip gülerek "Allah sana bir uyku vermiş maşallah." dedi. Bende gülerek "Uyku değildi o, resmen korkudan bayılmışım." diye kendimi savunmaya çalıştım. Hepimiz bavullarımızı alıp öğretmeni takip ettik, kalıcağımız otele gittik.

Önceden kim kimle aynı odada kalıcağını karar vermiştik, bir odada hep iki kişi olması gerekiyordu, tabi ki Sena ve ben bir odada kalmak istedik. Hepimiz odalarımıza geçmeden öğretmen "Evet çocuklar, şimdi hepiniz odalarınıza geçin ve önce dinlenip yerleşin. 3 saat sonra yine burda buluşalım." dedi.

Sena ve ben odaya girdiğimiz an, ağzımız resmen açık kalmıştı. Oda çok büyük ve çok güzeldi, lüks bir otel odasına benziyordu, aynı filmlerde ki gibi. Odada iki tane büyük ayrı yatak vardı ve bu bence çok iyiydi. Ben çünkü uyurken çok hareket eden bir insanım, Sena sabaha sag kalmaya bilirdi yani. Sol tarafta olan yatağın üstüne zıplayıp "Bu benim!" diye bağırdım. Sena ama hiç yatak derdinde değildi, ufak buz dolabını fark ettiği an hemen açıp, icinde olan içeceği eline aldı. Bunu gördüğüm an resmen kızın üstüne koşmayı bırak ışınlandım. "Sakın açmaaa!" diye bağırdım ve içeceği elinden aldım. Bana kafayı yemişim gibi bakıyordu.

"Onlar ödediğimiz paranın icinde değildir. Filmlerde çok pahalı oluyor genelde!" diye açıkladım. Elime bir kağıt tutuşturdu, daha doğrusu gözüme sokuyordu. Üstünde "Buz dolabındakiler ücretsizdir." diye bir yazı yazıyordu. "Adamlar senin gibiler için ekstra yazmışlar." diyip güldü. Gözlerimi devirip dil çıkarttım ve elinden aldığım içeceği ona geri verdim. "İnşallah boğazında kalmaz emi." diye ekledim alayla. Sonra bavulumu alıp dolabıma herşeyi yerleştirdim. İçimden gerçi bir gün sonra yine herşey dağınık olacaktı diyordum, ama yinede özen göstererek düzenli bir şekilde yerleştirdim.