Öküz mü? Ben mi?

435 29 35
                                    

Merhaba motherfuckerszz! Yine Clark'ın ağzıyla anlatacağım bir bölümle karşınızdayım ^^ Bakalım uzun süredir bahsetmediğimiz Joe ve Amberley neler karıştıtıyor. Daha da önemlisi acaba Clark bir ipucu bulabilecek mi? Bölümün sonunda beğenmediğiniz ya da değiştirmemi istediğiniz şeyleri mutlaka yorumlara yazın. Müthiş okumalar o zaman! :D

 Multimedia-(Clark)

'Heyyy! Sana diyorum lan! Pişşt! Çeksene oğlum şu arabanı kapımın önünden! En sonunda o güzelim camlarından birini indirecem haa!' 'Tamam, Cynthia. Geliyorum. Acele etme tamam.' 'La oğlum Cynthia kim lan? Aç lan şu kapıyı! Bak birde kapıları kilitlemiş pezevenk!' '1 dakika daha Cynthia, lütfen. 1 dakika daha. Hayır hayır gitme.' 'La bak hala Cynthia diyor. E benden günah gitti o zaman.' 'Aaaah! Offf! Sende kimsin be?' Gözlerimi açtığımda arabanın camı koca bir beyzbol sopasıyla birlikte kafama inmişti. Etrafıma saf saf bakınıyordum. 'Ben kim miyim? Canını almaya geldim lan çık şurdan hadi!' Beynim adeta kafatasımın içinde bir sağa bir sola gidip geliyordu. Cynthia'yı gördüğüm güzel rüyadan uyanıp karşımda eli sopalı psikopat bir adam görmek beni daha da sersemletmişti. 'Sen bana sopayla vurdun. Amacın ne senin? Ahhh!' Adam kolumdan tuttuğu gibi beni arabadan dışarı çekti. Sonra kafamdan tutarak 'Bak! Bak bahçeme ne yaptığına bak seni pezevenk seni! Ben bu çiçekleri yetiştirmek için gecelerce gündüzlerce uğraştım ulan. Senin gibi öküzün biri tır gibi arabasıyla gelip ezsin diye mi yeşerttim la ben bunları?' 'Ouff! Hiç farkında değildim beyefendi. Hasar neyse fazlasıyla karşılarım da siz benim beyin hücrelerine verdiğiniz hasarı nasıl karşılayacaksınız?' Adam beni kolumdan sürükleyerek arabanın üstüne yatırdı. 'Ulan sende beyin olsa arabanı cart diye milletin evinin önüne mi park ederdin cibilliyetsiz?' 'Amca artık ayıp oluyor ama haa!' deyip üzerimdeki elleriden silkelendim. 'Hasarı neyse karşılarız dedik işte! Kafamı sopayla yarmakta neyin nesi?' 'Sus lan! Hala konuşuyor birde. Gel lan buraya. Gel göstereyim ben sana hasarı. Kaçma gel buraya!' Adam çıldırmışcasına elindeki beyzbol sopasıyla sokaklarda beni kovalıyordu. Tam da Joe ve Amberley'nin evlerine yakın bir yerdeydik ve beni görmeleri oldukça olasıydı. 'Amca bir yürü git işine, at artık şu sopayı elinden!' diye dönemeden kıçıma sert bir darbe yedim. Bunun üzerine amca mamca dinlemeden sopayı çektim amcanın elinden. Olabildiğince uzağa fırlatıverdim. Bir baktım amcanın eli ayakkabılarına gidiyor. Hemen cebimde ne kadar para varsa çıkarıp uzattım. Amca bir süre donuk kaldıktan sonra 'Oğlum sen bunları bana mı veriyorsun şimdi? La bunlar bir aaraba parası ulan.' 'Al amca al hepsi senin olsun. Yalnız yeterki bana bir daha bulaşma. Gördüğün yerde tanımıyormuş gibi yap. Rica ediyorum.' 'Oğlum baştan söyleseydinya şunu boşu boşuna kendini dövdürttün.' 'Ne yapayım amca, dinlemedinki soluksuz şikayet soluksuz çemkirme...' 'Oğlum sen kimin oğlusun bak benim başımı belaya sokmazsın değil mi seni dövdüm diye?' 'Yok amca sen rahat ol. Bana bulaşmadığın ve bundan kimseye bahsetmediğin sürece başına birşey gelmez. Şimdilik arabam burada dursun. Benim ufak bir işim var, daha sonrasında gelir alırım. Görmedin,duymadın,bilmiyorsun tamam mı amca?' 'Tamam oğlum, tamam. Sen oldu bil. Hadi git işine. Arabana gözüm gibi bakarım ben.' 'Aferin amca adam ol.' dedim. (Tabii içimden)

Gizlice Joeların villalarının önüne geldiğimde garajda araba göremedim. Joe ve Amberley evden ayrılmışlardı. Milena'ya tek bir çağrı atıp gelmesini bekledim. Yaklaşık bir saat sonra Milena villanın kapısında belirdi. Beni görünce gizlice işaret verip içeriye girdi. O sırada villaya bir tane daha araba girdi. Bu gelen Joe'ydu. Tam Milena girdikten hemen sonra gelmişti. Şansıma küfrederek Milena'ya mesaj attım. Cevap gelmemişti. Umarım görmüştür diye geçirdim içimden. Dışarıda adeta saatler donmuştu sanki. 1 saat geçmişti ve hala kapıdan çıkan yoktu. En sonunda kulübedeki köpeğin hareketlenmesiyle başımı yine kapıya çevirdim. Milena kapıdan gülerek çıkıyordu. İçime büyük bir rahatlama yayıldı. Joe ile kapıda el sıkışıyorlardı. Milena Joe'ye el sallayarak arabaya bindi ve villadan çıkış yaptı. Biraz sonrasında 'Sizin eve gidiyorum. En son oturduğumuz kamelyada buluşalım.' Milena'dan mesaj gelmişti. Bunun üzerine psikopat amcaya görünmeden arabamı bahçesinden çıkarıp bizim evin yolunu tuttum.

Milena bizim garajdaki arabalardan birisiyle gitmişti. Araba kapının önünde duruyordu. Milena'ya işaret verdim ve bahçeden içeri girdik. Garaja park etme işlemini bitirdikten sonra aynı kamelyaya oturduk. 'Joe ne geziyordu evde Milena? Ne yaptın? Mesajımı gördün mü? Neler oldu?' Milena bu telaşlı halime güldü. 'Dur bir sakin ol! Herşey kontrol altında. Şimdi ben içeri girdim. Tam hizmetçiyi tehdit edicektimki... Senin mesajını gördüm ve güler yüzle konuşmaya devam ettim. Ardından Joe geldi. Sonra bende sizi arıyordum dedim. Bir süre konuştuktan sonra Joe'nun bir asistana ihtiyacı olduğunu duyunca hemen lafı kıvırıp bende bu yüzden sizinle görüşmek istemiştim dedim. O da adımı diğer asistan adaylarının arasına ekledi. Bana randevu verdi. Eğer seçilirsem, ki mutlaka seçilirim, Bu iş tamamdır!' 'Asistan mı? Ne demek mutlaka seçilirim? Milena sen işi resmen riske atmışsın! Nereden biliyorsun seni seçeceğini?' 'Çünkü bende zaten bir zamanlar Cynthia'nın da olduğu gibi bir sekreterim.' 'Olabilir! Diğerleri kadar etkili olduğunu düşünüyor musun peki?' 'Ahhh! Clark! Sen beni iyice hafife alıyorsun! Sen bu işi bana bırak ve arkana yaslan tamam mı? Ughh! Bu arada başının sağ tarafında bir şişkinlik var gibi sanki. Ne oldu?' 'Onu hiç sorma! Çatlak bir amca sabah sabah beyzbol sopasıyla kafamı yardı. Manyak herif yanımda para olmasa beni hastahanelik ediyordu.' 'Ahahahahhahaha! Ne? Beyzbol sopası mı? Ahahahaha!' 'ah hah hah! Çok komik! O beyzbol sopasıyla sokaklarda kovalansan sende eminim böyle gülerdin! Off hala acıyor.' 'Nasıl yani? Niye seni kovaladı? Ne yaptın amcaya? ahahaha!' 'Arabayı parkederken yanlışlıkla bu adamın çiçeklerinin üstüne parketmişim. Neymiş efendim bu çiçekleri yeşertmek için gecesini gündüzünü vermişmiş, benim gibi öküzler ezsin diye yeşertmemişmiş. Sağlı sollu dalardım da yaşından kurtarıyor.' 'Ahahhahahahaha! Hahahahahahaha! Öküz gibi ezmişsin adamın ahahaha çiçeklerini ahahhaha.' 'Milena' 'Efendim.' 'Bak orada ne var?' 'Ne var? Ahh... Beyzbol sopası mı o?' 'Ee başka sopayla oynanan bir spor olmadığına göre.' 'E Nolmuş ki ona?' 'O sopa diyorum biraz daha gülmeye devam edersen diyorum hani ayaklanır filan belki?' 'Ahahahah! Hığğ. Öhm. Oldu o zaman ben şimdi eve gideyim ben evet. En iyisi. Değil mi?' 'Sen bilirsin? Servisini arabayla mı istersein sopayla mı?' 'Sopayla mı derken?' 'Evet. Kovalayarak. Böyle birisi seni arkandan beyzbol sopasıyla kovalayınca çok hızlı gidiliyormuş. En az arabayla gitmiş kadar.' 'Yaa? Yok ben arabayı terchi edeyim. Almiyim sopa mopa.' 'Bence de. Hiç tavsiye etmem.' 

Aykırı Öküz ♂ ♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin