Dün her şey çok güzeldi.
Beni soruyorlardı, beni gören her yabancı soruyor ve sorup da gitmiyordu.
Cevap gerekiyordu.
Chanyeol de 'balım' diyordu.Beni izliyor, aşk dolu bakışlarını belli etmemeye çalışarak arada gülümsüyordu. Yemeğini yiyor, benimle ilgili, benimle konuşuyordu.
Özellikle de ayrı eve çıkınca ikimizin yapacaklarından, alacaklarından ve bir sürü şeyden bahsediyordu.
Uzun zaman sonra ilk defa bu şekilde konuşuyordu benimle. Uzun uzun, açıkça.
Şaşırdım, hoşuma gitti.Ama kendime geldim tabii sonra.
"Chanyeol ülkemi, vatanımı, beni yıkıyorsunuz. Şimdi evimizi veya mutlu olacağım yeri düşünmek benim için zor. Hele bu savaşta, hele ki bu zor durumda."
Bir gözyaşı tenimi sıyırdı, dudağıma düştü.
Haklı olduğumu biliyordum.
İştahsızca kaşığımı masaya bıraktım ve kızarık gözlerimle peçeteye uzandım. Ancak uzaktı.
Chanyeol peçeteyi kaptı ve güçlü formasını ayağa kalkarak sergiledikten sonra yanımdaki sandalyeyi çekti, oturdu, beni inceledi.
Peçete dudaklarıma değdi."Tüm bu kötü şeylerin, tüm düşmanlıkların içinde öyle güzel görünüyorsun ki kendimi kaptırıyorum."
Peçete masada bitti, elleri yanaklarımı sevdi.
Gözlerim kapandı.
Kalbimi bu denli rahat kavrayabilmiş olmasına lanet ettim. Söyleyeceklerim bitmezdi.
Vatanım ama, dedim. Burası benim vatanım ve sizler burayı bizden almaya çalışıyorsunuz.
Ellerim yanaklarımdaki elleri indirdi ve kafamı iki yana salladım. Savaş istemiyorum ki, dedim. Ben de savaş istemiyorum, seninle güzel bir gelecek hayal ediyorum.
Dediklerime kafa salladı ve yine baktım ona.Savaş istemiyor muydu Chanyeol?
Susmadım, devam ettim.
"Benim arkamdakiler ve arkasında olduğum kişiler pes etmeyecekler sevgilim. Pes etmeyecekler ve öldürmek istediğiniz kişiler sizlerin aksine acıyarak sizi öldürecekler."
Bakışları soğudu.
"Devam edersen bizi bu işten vazgeçirmek için bana yanaştığını düşünürüm Baekhyun."
Durdum, şaşkınlıkla ona baktım.
Ne saçmalıyorsun, dedim. Sonra gözlerim doldu.
"Yani ben sana seni deli gibi sevdiğimi hiç belli edemedim mi? Ben bile bunu düşünmezken sen nasıl böyle düşünürsün Chanyeol?"Biz de düşmanız o halde, dedim.
Etrafa bakındı, kimse olmayınca bana baktı.
"Sen çok düşman olmak istiyorsun anlaşılan."
Şaşkınca ona baktım. Saçmalıyordu. Beni tanımadığını düşünüyordum.
"Bu konuyu birden bu şekilde açman gereksizdi." soluksuz laflarından sonra kalktı ve karşıma geçti.
Bir anda öyle soğuk görünmüştü ki üşümeme engel olamadım."Odaya dönebilir miyiz?"
Mırıldandım ve kafa sallayıp ayağa kalkışını bekledim.
Kalın örtüyü bana giydirdi ve elini sırtıma uzatarak biraz kendine çekti.
Sanki bir şeylere karar vermek istiyormuş gibiydi.
Daha sonra ne olursa olsun her şekilde tek isteğinin bana sahip olmak olduğunu söyledi.
Alnımdan da öpünce gönlüm alınmış bir şekilde odaya döndük.Chanyeol çok zordu.
Alnımdaki sıcak öpüşü olduğu sürece pek umrumda değildi.Yine de vardı bir sızı.
Belki daha sonra arkama bakmadan kaçmama neden olacaktı.Ama yok değildi.
Vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tha Méli | ChanBaek
Fanfic"Ona kim olduğumu, üzerinde ne hakkım olduğunu, nereden geldiğimi ve ne olduğumu sordular. Balım, dedi." Baekhyun vatanı için her şeyi yapabilecek bir genç, Chanyeol ise düşman. -Mortalsoo, savaş döneminde geçen bir hikaye. Çok güzel okumalar..