|Tamamlandı|
Kim So Arin One Million adında, Güney Kore'nin en ünlü dans akademisine gitmektedir.
One Million Dance aslında bir üniversitedir.
Hayalleri müzisyen olmak, dansçı olmak veya rapçi olmak isteyenlerin gideceği bir numaralı okul.
Konusunu...
Gözlerimi yavaşça açıp etrafta gezdirmeye başladım. Hala aynı yerdeydik.
Suga'ya baktığımda hala uyuyordu. Ayağı kalkıp fotoğraf makinesini elime aldım. Gün batıyordu. Bu sefer hem aşağıyı hemde gökyüzünü alacak şekilde çektim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel olmuştu. Suga'yı daha birkaç kez çektikten sonra yanına gittim.
Ben "Suga. Hadi kalk artık. Merak edicekler bak. Gerçi şimdiye kadar zaten etmiş olmaları lazım. Neyse. Hadi kalk artık."
Aklıma gelen şeyle telefonumu elime aldım. En iğrenç alarmlardan birini açıp Suga'nın kulağının dibine tuttum.
Hala uyanmıyordu. Niye uyanmıyor?
Yaklaşıp nefesini kontrol ettiğimde nefes aldığını farkettim. Neyse biraz daha uyusun.
Ayağı kalkıp mermerin üzerine çıktım. Kollarımı iki yana açıp kafamı havaya kaldırıp gökyüzüne baktım.
Gözlerimi kapatıp sessizliği dinlenmeye başladım. Bu çok güzel hissettiriyordu.
Biranda belimden tutulmasıyla çığlık attım.
Arkama baktığımda bana sinirle bakan bir Suga gördüm.
Suga "Sana dikkatli ol demiştim."
Ben "Ödümü patlattın. Ne diye öyle habersiz geliyorsun ki?"
Suga "Korktun mu? Tamam birdaha yapmam. Şimdi bana çektiğin fotoğrafları göster."
Elimden tutup yere oturttu. Eline kamerayı alıp fotoğraflara bakmaya başladı. Her fotoğrafta sırıtması büyüyordu.
Ben "Neden gülüyosun?"
Suga "Yani benim kadar olmasada güzel çekmişsin."
Ben "Bunun nesi komik?"
Suga "Hiç. Neyse artık gidelim."
Ben "Bencede."
Ayağı kalkıp telefonumu yerden aldım. Suga yerdeki battaniyeyi alıp katladı ve geri yerine koydu.
Suga "Hadi gidelim."
Onaylayıp arkasından yürümeye başladım. Burayı sevmiştim. Gayet sakin ve güzeldi.
